💙
MAVİŞİM
Beril'e sarılırken biraz sohbet edip hep beraber salona geçtik. Beril zaten tek kardeşti, bu yüzden pek kalabalık değillerdi.
Ailesiylede biraz sohbet ettikten sonra Beril'e söyledim ve odama geçtik.
"Ee napıyorsun?"
"Ders falan, sen?" Tam cevap verecekti ki onu susturup, gülerek konuşmaya başladım.
"Beril ben ne yaptım biliyor musun?" Heyecanla konuşurken onun söylediği sey yalnızca 'hayır' olmuştu. Gözlerimi devirip anlatmaya devam ettim.
"Hani bizim sınıfta bir çocuk vardı, Merih..." Hatırlayıp hatırlamadığını kontrol ederken sanırım hatırlamış olacak ki o da konuşmaya başladı.
"Hani şu mavi gözlü olan çocuk mu?" Onu onayladıktan sonra yatağımın üzerine oturup daha rahat olabilmek için bağdaş kurdum.
"Ben ona instagramdan yazdım."
"Salak mısın ya? Okul yok bir şey yok, keşke internetten söylemeseydin." Verdiği tepki üzerine aklıma gelen cümleyi hemen dile getirdim.
"Ege sana yazınca bir şey olmuyor ama..." İmalı imalı konuşuyordum. Ege, Beril'in anonimiydi. Yani önceden ve şimdi de anlattıklarına göre onu seviyordu.
"Karıştırma onu." Ellerini göğsünde buluşturup konuyu kendisinden uzaklaştırdı. "Ne yazdın peki?"
"Evlenelim dedim ama anonim olarak."
"Cidden malsın Duru! Evlenelim nedir?"
"Biliyorum Beril ama sonra ben de söyledim Yaşım küçük dedim, o da sonra evlenmeyi kabul etti." Heyecanla yaşadıklarımı dile getirirken o benden farklı düşünüyor gibiydi.
"Ya sen de bana biraz tavsiye versene. Beceriklisin bu konularda..." deyip yapmacık bir gülümsemenin ardından göz kırpıp konuşmasını bekledim.
"İnstagramını versene ben seni biraz överim." Gülümemin ardından hızla dediğini yaptım.
"Şey de... Çok becerikli falan, çok çalışkan, çok güzel..." Daha konuşmamı bitirmemişken Beril kendi konuşarak beni susturdu.
"Oha lan çok yakışıklıymış. Onun hakkında bildiğim tek şey mavi gözlü olduğuydu." diye devam ettirdi telefona bakarak.
"Sensin yakışıklı." Beril kahkaha atıp telefonla uğraşmaya devam ederken, ben de ona uydum.
Ben de telefonumu çıkarıp instagrama girdim. Beril'in gözlerine bakıp sinsice sırıttım.
"Yazsam mı?"
"Salak! Bekle de o yazsın."
"Yazmaz ki..." Elimi yanağıma koyarak ofladım. "Ama ben yazarım." Diye hemen yüz ifademi değiştirdim.
MavişininSahibi : Lan Salak şey naber?
"Salak ne ya?" Gözlerini deviren kuzenime hemen cevap verdim.
"Ama cidden çok salak Beril. Neyse dur ben yazayım."
MavişininSahibi : Hani dün bir şey yapmıştık.
MavişininSahibi : Birbirimize sorular sormuştuk.
MavişininSahibi : Hadi devam edelim.
MavişininSahibi : Ya mavişim bakar mısın artık?
MavişininSahibi : yazana kadar yazarım.
MerihAykar : Ne?
MavişininSahibi : Ney değil zurna.
MavişininSahibi : Tamam Şakaydı. Oku işte yukarıda yazdığımı bir daha yazmam. Çok üşendim.
MerihAykar : Okudum. Olur yapalım.
MavişininSahibi : Ya mavişim sen benimle bir şey yapmayı kabul mu ettin?
MavişininSahibi : 🤭
"Duru, o emoji ne? Ayrıca yazdığın şey çok saçma." Bir yandan Beril'e ceval verirken diğer yandan da Merih'e yazıyordum.
"Sen karışma."
MavişininSahibi : Neyse, tamam. Başlıyorum.
MavişininSahibi : Seni seven biri var mı okulda?
MerihAykar : Ne saçma sorular bunlar ya? Ben nereden bileyim?
MavişininSahibi : Bana ne? Cevap ver!
MerihAykar : Olabilir.
MavişininSahibi : Bu çok kolay oldu...
MavişininSahibi : Peki... Kim?
MerihAykar : Bir soru demiştik ;)
MerihAykar : Sıra bende.
MerihAykar : Bana neden yazıyorsun.
Yazdığı şey üzerine oflayarak yanımda oturan kuzenime baktım.
"Sana salak olduğunu söylemiştim."
"Sanırım haklısın." Gülümsediği sırada ben de gülümseyip yazmaya devam ettim.
MavişininSahibi : Bana bir daha yazma.
MerihAykar : Olur çünkü zaten sen bana yazacasın.
MavişininSahibi : Niye yazayım?
MerihAykar : Ben de sana daha yeni bu soruyu sordum işte, niye yazıyorsun Bana?
Tam küfür edecekken Beril telefonumu elimden aldı. Almaya çalıştım ama vermeyince ayaklarımı oturduğum yatağa uzattım.
MavişininSahibi : Çünkü Gözlerin mavi.
"Beril niye gönderdin? Mal mısın?" Sinirli bakışlarımı ona yöneltip telefonumu elinden çektim.
"Ben senin sevgiline yazsam ne yaparsın?"
"Mal benim sevgilim yok." Oflayarak telefonumu kapatıp yatağımın üzerine attığım sırada kapı açıldı. İçeriye Beril'in babası Harun Dayım girdi.
"Ne konuşuyorsunuz?" Sevecen yaklaşımı karşısında ayağa kalkarak yanına gittim ve cevap verdim.
"Ege hakkında konuşuyorduk." Bana anlamamış gözlerle bakarken ben de daha açıklayıcı olmaya çalıştım.
"Ya dayı sey işte Beril'in ki..." Babası şaşkın gözlerle Beril'e bakmaya devam ederken yanlış bir şey söylediğimin farkına varıp arkamı döndüm. Yavaşça odadan çıkmam lazımdı yoksa bu salak kesin beni döverdi.
"Baba yalan söylüyor. Doğruluk cesaretlik oynuyorduk." Beril'in yalanlarına gülmemek elde değildi doğrusu ama ben gülmedim
"Sonra konuşacağız bu konuyu Beril." Dayım söylene söylene odadan çıkarken dişlerimle dudaklarımı ısırmaya başladım. Tam ayağa kalkıp odadan çıkacakken kuzenim konuşmaya başladı.
"Duru niye söyledin?"
"Ama insan ailesine söylemez mi? Çok ayıp..."
"Doğru söylüyorsun..." Burnumdan gülerken kurtulduğumu anlamıştım. Bu yüzden yanına gidip ona sarıldım ancak o kollarımı geri itip sinsice sırıtmaya başladı.
"O yüzden senin baban da Merih'i bilmeli." Koşar adımlarla odadan çıktı ben de arkasından son hızla kosuyordum. Sanırım ikinci defa bu kadar hızlı koşuyordum, ilki de şarjım bir kaldığında prize yetişmek içindi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİŞİM | Texting
Non-FictionSiz : Lannn çok tatlısın Siz : Nasıl bu kadar tatlı olabiliyorsunuz acabaa? Merih Aykar : Derse dönmem lazım, bence sende dönsen iyi edersin. Siz : Ya beni de düşünürmüş yerim ben seni 👉👈 Siz : Lan salak tamam hadi benim yüzümden derslerinden geri...