Dost
İnsanlar, yanlış anlaşılmaya oldukça müsaitti. Kimse karşısındakini doğru düzgün dinlemez, neye inanmak istiyorsa ona inanırdı. Karşı tarafı dinlemek, sadece boşa zaman kaybı olurdu.
Batu olayından sonra, sınıftan çıkıp gitmesiyle tüm gün sessiz kalmıştı sınıf. Kimse ağzını açıp tek kelime etmemişti arkasından.
Sadece "yanlış yaptık," diyerek pişmanlık duymakla yetinmiştik.
Fakat, kalp kırılmıştı bir kere. Onarılamazdı.
O günün gecesi, ortamı yumuşatmak için abime "İşe bak, kısmetim diye peşine düştüğüm çocuk sana aşık çıktı. Benden güzel olduğunu kabullenmem gerek sanırım," diye takıldığımda az kalsın dayak yiyordum.
Hayır yani, ne demiştim ki? Bu çocuk her seferinde beni dövmeye yer arıyordu bence.
Batu'nun sınıfa gelmesini beklerken, telefonumu çıkardım.
Abime de ısrarları üzerine mesajları okutmuştum. Başta çok sert bir tepki verse de, ailemi özlediğimi gördüğünde tüm öfkesi geçmişti. Belki sürekli didişirdik ama, çok severdik birbirimizi.
"Her şey senin yüzünden mahvoldu,"
Ellerim klavyenin üzerinde durmaya devam ederken Melis'e yandan bir bakış attım.
"Devam et," dedi destek verircesine. "Bu işi uzatırsak, çok kötü olacak."
Başım sallayıp devam ettim.
"Karşıma çıkmanı istiyorum. Böyle gizli gizli yazışmayı doğru bulmuyorum. Lütfen cevap verme, karşıma çık yeter."
Gönderdikten sonra hızla ekranı kapattım.
O esnada sınıfa Batu girdi. Hepimizin yüzüne tek tek bakıp umursamaz bir tavırla sırasına geçecekken abim müdahale etti.
"Dur," sesi yakınlaşırken yerinden kalktığını anlamak zor olmamıştı. Batu, başını kaldırıp abime bakarken devam etti. "Dün arkandan kimse konuşmadı." sessizce söylediği şeyden sonra Burak girdi araya.
"Kimse seninle dalga da geçmedi."
"Kimse, seni yargılamıyor." diye sürdürdü Melis.
"Hepimiz seni anlıyoruz, Batu." Pelin'den sonra sıramın geldiğini farkedip ayaklandım.
"Ve özür dileriz," dedim fısıldayarak. "Seni çok yanlış anladık, saçma sapan şeyler yaptık. Bizi affeder misin?"
Hepimiz, yavru kedi bakışları atarken dudaklarının kenarı yukarı kıvrıldı. "Salaklar," dedi hafif bir tebessümle. "Affettim bile."
Birlikte gülüştüğümüzde abime doğru baktı yeniden."Çağan," derin bir nefes aldı. "Her şeye rağmen," dedi ve duraksadı. "Dost muyuz?"
Abimin de yüzünde ufak bir tebessüm oluştu, ağır ağır başını salladı. "Her şeye rağmen, dostuz."
Onlar, aralarındaki bu gereksiz mesafeyi aşarken arka cebimdeki telefonum titredi.
İçimde, anlamlandıramadığım bir his oluşurken tedirginlikle telefona uzandım ve ekran kilidini açtım.
Mesaj ondandı.
"Hiçbir şey mahvolmadı, bak."
Onunla aynı ortamda olduğumuzu bilip kim olduğunu bilmemek beni çok zorluyordu. Sınıfa kısa bir bakış attığımda, herkes gayet normal bir şekilde abim ve Batu'ya bakıyordu.
"Ama yine de sen öyle düşünüyorsan bir şey diyemem."
Dudaklarımı büzdüm.
"Bana yazma dedin, artık yazmayacağım. Söz. Fakat karşına da çıkmayacağım Gökçe. Eğer beni çok merak ediyorsan, kendin bul :) "
_
♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ilişki durumu ; karmaşık / yarı texting [tamamlandı.]
Humor[tamamlandı.] Lise son sınıf öğrencisi olduğunuzu düşünün. Tek amacınız, ders çalışmak. Kendinizi tamamen derslere vermek ve sınavlara özen göstermek. Belli bir düzeniniz var. Gecenin bir vakti size gelen bir maille tüm düzeninizin alt üst olduğu...