10×

262 28 14
                                    

Ben Yokum


5 gün.

Tam 5 gün geçmişti, Burak'ın telefonunu ele geçirip gerçekleri öğreneli.

Sonrasında ise daha şoku atlatamadan suç üstü yakalanmış, Burak'ın aşağılamalarına maruz kalmıştık.

Tamam kabul ediyordum, bu yaptığımız pek de hoş değildi ama fazla tepki göstermişti. Kırıcı cümleler söylemişti yüzümüze.

Her şeye rağmen bizi savunan yine abim olmuştu.

Kaçırılan bakışmaların ardından bu 5 gün içinde Melis'in de ona karşı boş olmadığını öğrenmiştim. Ona, bana neden söylemediğini sorduğumda ise eğer bana yazan oysa mutluluğumu bozmak istememesiydi. Benim saftirik kardeşim..

Çöpçatanlığımı devreye sokmuş, ikisini zor da olsa bir araya getirmiştim bir gün önce. Tabii Burak'tan özür dilemeyi de unutmamıştım.

"Seni bulmak uğruna herkese rezil oluyorum."

Ona yazdığım son şeydi bu. Dönmeyeceğini bile bile yazmıştım kendime engel olamayıp. Tüm bu olanların suçlusu oydu, ben değil.

Fakat şöyle de bir şey vardı ki, sınıfça gizlimiz saklımız kalmamıştı. Her şey bir bir ortaya çıkıyor, daha da yaklaşıyorduk birbirimize. Duvarlar yıkılıyor, buz kaplayan kalpler eriyordu sayemizde.

Biz birbirimizden başka herkese iyi geliyorduk.

"Ah yazık," Pelin'in bakışlarının üzerimde olduğunun farkındaydım. Ağzını araladığında yüzüne baktım, bana bakıyordu o da. "Gizli aşığım diye peşine takıldığın Burak, en yakın arkadaşınla sevgili.. Ne acınası bir durum!"

Melis, her an atağa geçecekmiş gibi dururken elimi havaya kaldırıp bir şey söylemesine engel oldum. Abim ve Burak da öylece bana bakıyorlardı.

"Yeter Pelin." dedim sessizce.

"Neden yetiyormuş?" oturduğu sırasından ayaklandı. "Yalan mı? Burak'ı elde edemedin diye kuduruyorsun, kesin benimle çıkarken de gözün vardı onda. O yüzden öyle cümleler kurdun bana,"

Sınıf, afallayarak yüzüme bakarken gözlerimi kapattım sakinleşmek istercesine.

"Pelin boş yapıyorsun!" Burak atıldığında arkasından abim de devam etti.

"Bir şey demeyeyim diyorum ama ileri gidiyorsun."

Melis ise sessizce durup bileğimi tutuyordu güç vermek istercesine.

"Özür dilerim!" boğazım yırtılırcasına bağırarak gözlerimi araladığımda yüzündeki küçümseyici gülümseme sönmüştü.

"Ne?"

"Özür dilerim," dedim tekrarlayarak. "Sana burnu havada bir ergen gibi davranmamalıydım. Sen sadece aşkını yaşıyordun, karışmamalıydım." gözlerim dolarken gözlerine çevirdim bakışlarımı. "Ama canını yaktım diye canımı yakmak zorunda değilsin Pelin. Sürekli benimle uğraşıp duruyorsun ama artık yeter. Ben çok mu mutluyum kendimi tüm sınıfa rezil etmekten!"

Sözlerimle sertçe yutkunurken güldüm. "En çok koyan da ne biliyor musun? Buna sebep olanın şuan bizimle olması. Burada, ama kim olduğunu bilmiyoruz. Bizi dinliyor, ama tek kelime etmiyor."

"Ben özür dilerim," dedi mırıldanarak. Sesinde bu kez alay değil, samimiyet vardı. Pişmanlık vardı. "Sadece seni kırmak istedim." gözlerini kaçırdı. "Bu kadar etkilendiğini bilmiyordum."

"Artık öğrenmiş oldun," dedim fısıldayarak. "Ben de insanım arkadaşlar," bileğimi Melis'ten kurtararak kollarımı iki yana açıp sınıfa göz gezdirdim. "Bana robotmuşum gibi davranmayı bırakın."

Başımı öne eğip kapıdan çıkacakken duraksadım. Sırtım, sınıfa dönüktü. "Bu arada," dedim mırıldanarak. "Gizli aşık her kimse, bulmaktan vazgeçtim. Aşkından yanıp tutuşuyorsa korkak gibi davranıp içinde yaşamaya devam etsin. Bundan sonra ben yokum."



_

Ağağağağa çok dramatik oldu.

ilişki durumu ; karmaşık / yarı texting [tamamlandı.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin