17×

252 21 1
                                    

Tam 25 gün sonra, yeniden merhabalar ayol!

İyi okumalar ^^



Maymunlar Cenneti


"Öfke üzüntünün kardeşidir Gökçe," dedi rehber hocamız sıramın tam önünde durarak. "Üzüntünün, öfkeye dönüşmesine sakın izin verme."

Kaşlarımı çattım.  "Nasıl yani hocam?"

"Öfkenin tedavisi, sevgidir." dediğinde oturduğum yerden kasıldım. "Sev, sevil.. Öğütlerime kulak ver."

"Hocam," diyerek atıldı Ömer aradan. "Gökçe sizin öğütlerinizi harfiyen uyguluyor zaten. Geçen gün, hata yapmaktan korkmayın demiştiniz," bana doğru baktı. "Gökçe arkadaşımız maşallah elini hiç korkak alıştırmıyor."

"Laf mı sokuyorsun sen bana?" dedim gözlerimi kısarak.

"Ştt sakin ol Gökçe," dedi Sedat Hoca araya girerek. "Yaşadığın şeyi biliyorum, ve sana hak da veriyorum."

Ben şok içinde gözlerimi aralarken, Melis, Pelin ve Zehra aynı anda,  "Nereden biliyorsunuz?" diye sormuşlardı afallayarak.

"Hocam," dedim ağlamaklı bir ifadeye bürünerek. "Söyleyin, kimden duydunuz?"

"Bütün okul biliyor ki!" diye karşılık verdiğinde Melis'in kucağına bayılır gibi yaptım.

"Lan," abimin sesini işittim. "Gökçe!" beni dürtmüştü sertçe.

"Ah kuzum," hocanın sesini duydum bu kez. Şuan yaptığım şey resmen ölü taklidi gibi bir şeydi! "Rehberlik hocasından ayrılmanın acısına dayanamadı, yazık."

Gözlerimi aralayıp hızla ayaklandım. Benimle beraber tüm sınıf, "Ne?" diye karşılık vermişlerdi.

"Hocam konu o değil ki!" dedi Pelin şaşırarak. "Ayrıca siz okuldan mı ayrılıyorsunuz? Bizim haberimiz yoktu!"

"Yaaa," diye araya girdi Zehra. "Benim haberim vardı, nasıl unuttum size söylemeyi!"

Ben ne derdindeydim, Zehra neyin derdindeydi!

"Ee madem bilmiyorsunuz, sorun ne o zaman?" diye sordu Sedat Hoca yüzüme bakarak.

"Hocam onunki gönül meselesi!" diye atıldı Gökalp. Tek kaşımı kaldırarak yüzüne baktım tehditkarca.

"Hocam biri Gökçe'ye gizliden yazıyor." dedi Zehra. Yüzüne "Sende mi bürütüs?" dercesine baktım.

"Ne kadar boş çenesiniz!" abim sertçe çıkıştı. "Başlatmayın mesajınıza da gönül meselenize de! Sizi ne ırgalıyor?"

"+1," dedi Melis katılarak. "Her şeye burnunuzu sokmayın!"

"Kafam karıştı sessiz olun!" dedi hoca sesini yükselterek. "Çağan sen geç evladım yerine." abim yüzüme baktığında 'iyiyim' dercesine başımı salladım. O da el mahkum sırasına geçti. "Melis kızım, sen de bir sakin ol."

Sınıfa döndü. "Siz de bir rahat durun!" ardından gözleri beni buldu. "Benimle rehber odasına kadar gelir misin Gökçe?"

Sıkıntıyla oflayarak ayaklandım. Bir hocanın haberi olmadığı kalmıştı, o da tam oldu! Şimdi sorguya çekilecektim!

Ayaklanıp tahtaya doğru ilerlerken, "Bir dakika hocam." dedim sakince. Duraksadığında sertçe sınıfa döndüm.

"Bu sınıf bundan sonra kendine dikkat etsin!" dedim tehditkarca. "Canınız yanacak, gençliğiniz sönecek! Bitireceğim lan sizi!" gözlerimi kıstım. "Geberteceğim lan sizi!"

"Ya Gökçe yarın karne alıyoruz, mezun oluyoruz neyin artistliğini yapıyorsun?" diye sordu Ömer alayla. İşaret ve orta parmağımı önce kendime, sonra ona tuttum. "Gözüm üzerinde" dercesine.

"Eveeet," dedi Serdar Hoca uzatarak. "Anlaşılan birileri yine çok fazla racon dizisi izlemiş." omuzlarımdan tuttu. "Hadi gidelim biz."

"Buraya yazdım hocam," dedim tahtaya vurarak. "Dediklerimi yapacağım!"

"Eminim, eminim yaparsın!" dedi beni teselli etmek istercesine. "Siz serbestsiniz." Sınıfa dönüp o muhteşem haberi vermesiyle birlikte sınıf adeta Maymunlar Cennet'ine döndü.

"Allah'ın orangutan suratlı, şam şeytanlı maymunları!" diye söylenerek, önümde yürümeye başlayan Sedat Hoca'yı usulca takip ettim.







_

Bir sonraki bölüm Final..




ilişki durumu ; karmaşık / yarı texting [tamamlandı.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin