Veda
"Evet çocuklar.. 4 yıl su gibi aktı, geçti. Birlikte güldük, birlikte üzüldük. Her şeyin üstesinden geldik. Dolu dolu bir seneydi. Hem ben, hem de sizler için veda vakti.. Sizi asla unutmayacağım."
Sedat Hoca hepimizin yüzüne birer birer baktıktan sonra elindeki karneleri masanın üzerine bırakıp bana döndü. "Sana yazan kişiyi en başından beri biliyorum Gökçe."
İtirafıyla birlikte gözlerim büyümüştü, afallayarak yüzüne bakarken hep bir ağızdan "Ne?" demiştik sınıfça.
"Evet, doğru duydunuz." masasına oturdu. "En başından beri biliyordum."
"Hocam kim?" dedi Zehra merakla. "Madem biliyorsunuz, neden söylemediniz?"
"Çünkü benim odamda konuşulanlar, benim odamda kalırlar Zehra'cığım." dedi sevecen bir tavırla. "Bahsettiğim kişi şuanda burada, bizimle."
"Ya hocam ne demek konuşulanlar benim odamda kalır ya!" dedim sitemle.
"Hocam gerilim yapmaya gerek var mı allah aşkına, söyleyin işte kim olduğunu!" İlk destek abimden geldi.
"Aynen hocam ya, canımız çıktı kim olduğunu bulana kadar!" diye ekledi Melis.
Tüm sınıf, bana katılırken Sedat Hoca başını olumsuz anlamda salladı.
"Oturun yerinize!" dedi sesini yükselterek. "Bunu mu bekliyordunuz ya, Allah allah! Açıklayamam diyorum size!"
"Hocam ne demek bunu mu bekliyordunuz?" dedi Pelin ayaklanarak. "Tüm sınıf üniversite sınavına hazırlanmayı bıraktı onu bulabilmek için!"
"Şttt," diyerek Pelin'i susturdu. "Şimdi, bu gizli aşığa birkaç şey söylemek istiyorum." boşluğa konuşur gibi şüphe çekmemek için duvara baktı. "Sen, genç adam.. Odadayken sana birkaç şey söylemiştim hayatla ilgili. Yaptığımız ve yaşadığımız her şey, sadece kendi hayatımızla ilgili değildir. Bazen, başkalarının hayatlarına da dokunuruz. Bizim iyi olarak yorumladığımız şey, bir başkasının gözünde kötü olabilir. Biz haklı olduğumuzu düşünürken, karşımızdaki insan haksız olarak yorumlayabilir. Bizim güzel olarak nitelendirdiğimiz şey, başkalarını kötü olarak etkilememeli.."
Derin bir nefes aldı. "Lütfen kalk ve Gökçe başta olmak üzere, tüm sınıftan özür dile! Kalk ve yaptıklarının sorumluluklarını al!"
Sınıfı derin bir sessizlik kapladı. Kimseden çıt çıkmıyordu. Anlaşılan, itiraf etmeye niyeti yoktu.
"Vay be!" dedi ellerini havaya kaldırıp alkışlayarak. "Bravo! Konuşmayacaksın demek.." başını iki yana salladı. "Boşuna mı dil döktüm sana saatlerce?" pes edercesine omuzlarını düşürdü. "Neyse, sen bilirsin. Gelin ve karnelerinizi alın çocuklar, sonra da dağılın."
Tam sınıftan çıkacakken, "Hocam!" dedim seslenerek. Attığı adım havada kaldı, gözlerini bana çevirdi. "Ben sizden özür dilemek istiyorum."
Kaşları çatılmıştı. "Neden?"
"Bilmem," omuz silktim. "Özür dilemek iyi hissettirir dersiniz hep, sizden özür dilerim.." birkaç saniye duraksadım. "Hatta, tüm sınıftan özür dilerim. Benim için uğraştılar, çabaladılar.. Sonuç 0 ama olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ilişki durumu ; karmaşık / yarı texting [tamamlandı.]
Humor[tamamlandı.] Lise son sınıf öğrencisi olduğunuzu düşünün. Tek amacınız, ders çalışmak. Kendinizi tamamen derslere vermek ve sınavlara özen göstermek. Belli bir düzeniniz var. Gecenin bir vakti size gelen bir maille tüm düzeninizin alt üst olduğu...