sonsuzluğa akan aşk | NİSBAR

tam şu an.

~diğer bir ev için yolumuzu tamamladığımızda yeniden indik arabadan..anlaşılan daha bir sürü ev vardı ve bu gün için planladığımız etkinliklere vakit kalması için acele edip hızlı karar vermem gerekiyordu. hadi bakalım maraton başlasın o zaman...
_____________________________________
Barış🌊
~tek başıma oturduğum arabada direksiyona son bir kez yumruklarımı vurup içimdeki siniri kustum tekrar. sinirim sadece kendimeydi şu an. çıldıracak durumdaydım.

~az önce içimde bir şeyleri alt üst edip nisaya aşık olduğumu haykırmıştım kendi kendime...
kafamda yer edinmiş erteleme duygusu sonunda bir yerden baş gösterip kafama yatmıştı. köpek gibi seviyordum onu, aklıma gelip gelmeyen her türlü kelimeyle karşısına geçip 'sana deli gibi aşık oldum' demeyi o kadar çok istiyordum ki..

~fakat bunu yapmaya yüzüm olduğunu düşünmüyorum. tanışmamızdan bu yana ona yaşattığım yada yaşatamadığın o kadar şey vardı ki. aşık olduğumu itiraf ettiğimde diri bedenimi yere yatırıp üzerime toprak atsa sesimi çıkartmayacak durumdaydım..

~zaten sinirinde bunaydı. karşımda ama ne köpek gibi aşık olduğumu söyleyebiliyorum ne de o pembe dudaklarıyla karşımda bıdır bıdır konuşurken onu göğüsüme yatırıp öpemiyorum bile. sinir bozucu. aşırı sinir bozucu.
böyle her şeyi ayağa kaldırıp üstümü başımı parçalayısım var. bende nasıl bir etki, nasıl bir tutku bıraktı bilmiyorum ama karşısına geçip seni seviyorum diye yaygara koparmaymışımın tek sebebi ona karşı olan yüzsüzlüğümdür.

~direksiyonda olan iki elimin üzerine başımı koyup derin bir of çektiğimde başımı geri kaldırdım. bu geçen sürede, nisa için içine sinen ve onun deyimiyle 'kriterlerine uygun' bir ev tutmuştuk bile. aynen benim dediğim gibi güvenliği oldukça iyiydi ve site girişine benzeyen bir kapıda güvenlik bile vardı. geceleri ise yerini gece bekçisine bırakıyordu.

~evi tuttuktan sonra kağıt üzerinde halledilmesi gereken alengirli işlerle nisanın uğraşmasını istemediğim için sarpla anlaşıp benim yapmamda karar kılmıştık. bu yüzden de işimiz kısa sürmüştü ve hızlıca enesle ecenazın yanına gitmek için yola çıkmıştık.

~tabii nisa yolun yarısında çişi geldiğini söyleyip bir benzinlikte durmamızı sağlamıştı.
onu beklerken kendime olan tüm sinirimi çıkartmaya çalışmıştım ama ne mümkün.

~ilerden nisanın geldiğini gördüğümde üstümü başımı düzelttim ve dikiz aynasından dağıttığım saçlarımı eski haline getirdim. arabaya bidiğinde içeriye yaydığı güzel kokuyla birlikte bir nefes aldım.

~ciğerlerim kokusunu en derinlerime kadar işlediğinde direksiyondaki ellerim istemsizce kucağıma düştü yavaşça. tabii boynuma değen soğuk şeyle irkildim aniden..elindeki soğuk içecek kutusunu boynuma yaslamıştı.

barış- napıyon yavrum ya korktum aniden

nisa- deminden beri barış diyorum kitlendin kaldın. bende daldığında seni neyin kendine getireceğini bildiğim için yaptım işte..

barış- beni tek bişey kendime getirebilir nisa..

~aldığı içecekleri arka koltuğa koymak için uzanacakken sessizce dediğim şeyle yutkunup başını bana çevirdi. oluşan yakınlık beni yine delirtirken bir hamle yapmamak için ömrümde kullanacağım tüm sabrı bu âna adadım.

~gözlerim özgürce yüzünde dolaşmaya başladığında dudaklarında takılı kaldım her zamanki gibi. aklımdan şu an yapmamam gereken ama yapmak için yerimde duramadığım şeyler geçerken, hislerimden önce davranıp koltuğa hızlıca içecekleri bıraktı ve yerine oturdu.