Bazı Kelimeler Silahtır.

528 37 101
                                    

~ikimizinde uzun zamandır ihtiyaç duyduğu huzur için güzel ve sağlam bir adım atmıştık.
yola devam ederken nisanın şarkıyı mırıldanma sesi hafiften kulağıma geliyordu. huzurlu hissediyorduk, ikimiz birlikte gerçekten huzurluyduk dün yaşanan onca kargaşaya rağmen...
————————————————————

(medyadaki şarkı nisanın ilk öğrendiği türkçe şarkıymış.. neden bilmiyorum çok güzel ve tuhaf hissetirdi. eskilerden olmasına rağmen ilk defa dinledim. bir de bu şarkıyı survivorda gönüllüler kazandıkları bir oyundan sonra hep birlikte söylemişti. her şey çok anlamlı geliyor son dönemlerde nedense. çok güzel şarkı bu arada. bu tarz bi playlistiniz varsa net alın derim.)

Nisa⚜️

~yan koltukta barışı yorgun ve enerjisi düşmüş bir şekilde gördüğümde, ikimizinde viteste tuttuğu elini sıktım hafifçe. bana döndüğünde kemerimi çıkartırken konuştum.

nisa- aşkım hadi birazda ben süreyim. başından beri sen sürüyorsun yoruldun, dinlen.

~uzun süredir o sürüyordu ve biz çoktan barışın hazırladığı sandviçleri yemiş ve yaklaşık iki tane benzinlikte de mola vermiştik. çünkü yol, trafik yüzünden sandığımızdan uzun sürmüştü ve ben sürekli bunalıp bir yerde durmak istediğimi söylüyordum. e barışta sürekli acıktığı için ikimizinde işine geliyordu bu olay.

barış- gerek yok yavrum. zaten az bi yol kaldı gideriz işte.

nisa- madem az kaldı bırakta ben geçiyim. bak çok yoruldun lütfen hadi.

~beni umursamadan gülerek bir öpücük attığında sürmeye devam etti, yol boyu yaptığı gibi yorulmamı istemediği söyleyerek arabayı kendisi kullanmaya devam ediyordu.

~kemerimi bırakıp ellerimden yardım alarak barışın üstüne eğildiğimde boynuna bir kaç öpücük kondurdum hızla. derin bir nefes verdiğini duyduğumda son bir kez daha öpüp başımı boynundan kaldırdım.

barış- ikna etme şeklini anlıyorum aşkım ama aniden yapma, cimcikle falan öncesinde bi kendime geleyim. ayrıca arabadayız ve kemerin takılın değil ve sen burda gelmiş beni şey yapıyosun.

nisa- ..ney yapıyorum?

~daha çok eğilip adem elmasından öptüğümde dudaklarını ıslatıp yutkunmuştu. bir elimi koltuğun arkasından geçirip çenesini okşarken, bir diğer elimde dizinin iki üç karış üzerindeydi. bir şeyler mırıldanarak alt dudağını ağzının içine yuvarlayışına an be an şahit olmuştum. direksiyonu daha sıkı kavradığında arabanın yavaşladığını fark ettim. ve hâlâ ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.

~hava kararmıştı fakat deminkinin aksine diğer arabalar yada büyük yol ışıklarından yoktu şu an olduğumuz yerde. barış direksiyonu iyice sağa kırıp daha karanlık bir yere geldiğinde gözlerimi karanlık yoldan ayırmadan sordum.

nisa- aşkım dağa taşa girdin napıyosun?

~cevap alamayınca, barışının yüzüne baktım ve sırıttığını gördüğümde bir şey düşünmeme bile izin vermeden arabayı sertçe durdurdu. düşmemek için tutunacak bir yer bulmaya çalıştığımda barışın zaten belimi tuttuğunu fark ettim.

nisa- barış. ne yaptığını anlatacak mısın artık?

barış- hani sen böyle beni aniden öptün ya demin..

sonsuzluğa akan aşk | NİSBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin