Doktoru gönderdikten sonra Sahra yanıma gelmişti. Küçüklükten beri annesiyle bizimle çalışırdı."Efendim Arian Hanım iyi mi?"
"İyi Sahra iyi olacak. Ben evde yokken sen omunla ilgilenirsin, dinlenmesi lazım."
"Tabi efendim ben onunla ilgilenirim."
"İyi geceler Sahra."
"İyi geceler."
Mutfaktan çıkıp Arian'ın yanına gittim. Uyuyordu. Uyurken huzurluydu en azından dertlerinden biraz da olsa ayrı oluyordu ve dertlerini unutuyordu.
Ona olan davranışımın tek sebebi Ahmet. Nasıl o benim en değerlilerimi aldıysa ben de onun en değerlisini alıcaktım. En azından kimseyi öldürmeden yapacaktım bunu, ama Ahmet'i ölümden beter edeceğim.
Her zamanki gibi uykunun her şeye çözüm olacağını düşünerek yatağın diğer köşesine uzandım. Arian'ın yanına uzanmıştım umarım sabah uyandığında bunu dert etmezdi, sadece yanına uzanmıştım öyle değil mi?
........
Uzandığım yumuşak yerde hareketlenme olunca uykudan zar zor açılan gözler ile ilk tavanla karşılaştım. Eğer dün olanlar gerçek ise benim şuan ormanda olmam gerekirdi. Ama ben şu an galiba bir evdeydim. Kim getirmişti beni buraya. Bulunduğum yer neresiydi.
Yatakta yan dönüp uyanmama neden olan şeye bak baktım. Bir insan sırtı ile bakışacağımı düşünmemiştim. Korkum git gide artıyordu. Bir hışımla yüzünü bana çevirmesi ile bir adım geriledim. Barlas'ı göreceğimi tahmin etmemiştim.
"Günaydın karıcığım insan kocasını böyle mi uyandırır." dedi ve serseri gülüşünden sunup göz kırptı. O anda o gücü nasıl kendimde bulduysam bastırdım tokadı. Bu beni sakinleştirmemiş daha da korkmama neden olmuştu. Bu adamı artık anlayamıyorum.
Korkunun etkisiyle dilim tutulmuş konuşamıyordum. Hadi Arian bağır çağır diyordu iç sesim ama ben yapamıyordum öküzün trene baktığı gibi bakıyordum.
"Karıcığım biliyorum çok yakışıklıyım ama daha fazla bakmaya devam edersen tokadın hesabını soracağım sana."
Sesim yeni yeni geliyordu yutkunup işaret parmağımı öne uzatıp sallamaya başladım. Bir parmağıma bir bana bakıyordu şaşı olacaktı neredeyse.
"Nasıl buldun beni. Niye buraya getirdin ve neden yanımda uyuyorsun."
"Arian seni bulmam çok kısa sürdü. Sakın bir daha kaçmaya yeltenme karıcığım. Seni bulur orada canını alırım ve o güzel parmağını bir daha kaldırırsan kırarım. Son olarak sen benim karımsın senin yanında uyumam gayet doğal. Hiç bir şey hatırlamıyor olabilirsin yavaş yavaş tanıyacaksın. Kocanı dert etme! Sakın bir daha ağlama. "
O söylemeyene kadar ağladığımı bile bilmiyordum. Elini uzatıp yanağımdaki yaşları sildi ruhsuz gibi ona bakıyordum.
Yataktan ağır bir şekilde kalkıp kapıya doğru ilerledi bir şey hatırlamış gibi arkasını dönünce göz göze geldik.
"Karıcığım kıyafetlerin giyinme odamızda giyinip gel. Sen gelene kadar kahvaltı hazır olur."
Bu kadar rahat davranması beni tedirgin ediyor. Her an bir şey olacakmış hissiyle yataktan kalkıp odadaki kapıları açmaya başladım.
Üç kapı vardı ilk sol taraftakini açınca göz gezdirdim burası tuvaletti. Tuvalet bölümü bile havalıydı. Kapıyı kapatıp ortadaki kapıyı açtım banyo olduğunu gördüm. Hemen kısa bir duş alsam iyi olacaktı. Banyonun kapısını kapatmadan sağ taraftaki son kalan kapıyı açtım. Evet işte burası Barlas'ın dediği giyinme odasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAFIZA
RandomArian hastane odasında gözünü açar hayatıyla ilgili gelişen olayları hatırlamaz Evli olduğunu öğrenir.. ********* "Kocanın ölmesini istemiyorsan benimle geleceksin Arian, tek bir hareketimle kocan kurşun yağmuruna tutulur." Nefesim kesilmişti. Ne...