100.Bölüm: İlk Gece

1.1K 143 4
                                    

Güneş ışığı devasa kolezyumu aydınlattı, birbiri üstüne yığılmış kalabalığın içinden bazı homurtular yükseldi. Bir kaç kişi yavaşça gözlerini açtı, ifadeleri hızla şaşkınlığa dönüşürken kısa süre sonra ne olduğunu anladılar.

Daha önce pek çok benzer durum yaşanmıştı, Kai'nin konserleri her seferinde bütün seyircilerin büyülü bir şekilde bayılmasıyla sona ererdi. Bu konserin efsanesiydi, bir kaç kişi başını kaldırdığında bazı üniformalı görevlilerin bir kaç ceset taşıdığını gördü.

Kalpleri aynı anda titredi. Bir kişi "Tehlikeli." diye bağırdı.

Sesi başkalarını da uyandırırken korku kısa süre sonra bir heyecana dönüştü.

Kai'nin konserleri uyuşturucu gibiydi. İzlemek tehlikeliydi fakat hala binlerce mil uzaktan bile izleyip dinlemeye gelenler vardı. Duygu seli altında boğulmak, net duyguları yaşayıp bir defa daha hissetmek için her şeylerini veriyorlardı.

Ölenlerin çoğunluğu acıyı kaldıramadığı için ruhunu kaybedip ölümü isteyerek kabul edenlerdi.

Basit açıklama ile " Artık buna dayanamıyorum." dedikten sonra yaşama isteğini kaybetmekten geliyordu. Acı ne kadar yüksekse ölme ihtimali o kadar büyüktü, yine de geçmişi hatırlamak için gelenler vardı ve olmaya devam edecekti.

Kolezyumda ki cesetler kaldırılırken insanlar yavaş yavaş dağılmaya başladı.

Aynı sıralarda geniş bir yatakta Yue Quin yanakları pembe bir şekilde Kai'nin göğsüne başını koydu, gözleri kapalı hafif nefes alıp verirken çok sevimli görünüyordu.

Kai'nin gözleri açık, büyük kahverengi gözlerle tavana bakıyordu. Dün geceyi hatırlayınca tekrar gülümsedi.

Yue Quin'in yüzünün bu kadar ince olmasını beklemiyordu. Çok utangaç ve çekingendi çok sert bir kabuğu vardı.

Kai onunla nazikçe ilgilendi, on yıllık hayatını dinledi acısını hissetti kalbinde sonsuz bir öfke vardı. Söz verdi, döndüğü anda Yue Quin için adalet arayacaktı, Yin Quin'e bile öfkeliydi ama Yue Quin onu ikna etti. Nihayetinde gerçekleri Çiçek Hükümdarından ve Alice den dinlemişti. Bu sebeple annesine kin tutmadı hatta kalbinde biraz minnettardı.

Gecenin ilerleyen saatlerinde, konuşacak hiç bir şey kalmadığında Yue Quin panikledi fakat Kai tarafından yavaş yavaş kandırıldı.

Önce sadece bir öpücüktü, sonra biraz daha uzun bir öpücük, ardından hafif bir dokunma sonra okşama ve ardından soyma, adım adım Yue Quin Kai tarafından sürüklenirken bir anda kendisini çıplak buldu. Kai ona sadece bakmak istediğini söyledi, sonra hafif dokunacaktı sonra kim bilir bir anda her şey başladı. Yue Quin kendisini Kai'nin kollarında buldu.

Yorgunluktan uyuduğunda Kai'e sarıldı yüzünde ki hafif gülümseme mutluluğunu yansıtıyordu. On yıllık acıdan sonra nihayet sevildiğini hissetti, nihayet güvenli bir liman buldu ve nihayet güveneceği birisiyle tanıştı.

Kai tavana bakarken dün gecenin karmaşası onu bir kaç defa kıkırdattı. Yue Quin'in gözleri yavaşça açıldı, ilk anda anlayamadı. Sonra kulağına Kai'nin güçlü kalp atışları, inip kalkan göğsünün hareketleri geldi.

Nefesinin sesini hissettikten sonra panikledi, bir anda geri çekildi. Üstünde ki örtü düştü, kızarmış boynu beyaz göğüsleri ortaya çıktı. Şişkin dudakları açıldı ve kapandı mora çalan rengi biraz kanlıydı. Eflatun gözleri büyüdü, inanamadı, Kai'nin çıplak üst bedenine baktı bir kaç defa gözlerini kırptıktan sonra dün gecenin hatıraları zihnine hücum etti.

Runik Kıtası Efsanesi (1.Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin