__________________
Aklım hala onlardaydı. Klaus Mikaelson büyük kötü bir melezdi, ondan herşey beklenirdi. Arkadaşlarıma zarar vermediğini söylüyordu. Yalan söylüyordu, o zaman neden beni bayıltmıştı? Neden gelmeme izin vermemişti? Onları bulacaktım, onlara asla zarar gelmeyecekti. Klaus'a baktım, bana bakmadan kalkıp odasına girmişti. Kol ve Malia'ya baktım. Gülerek sohbet ediyorlardı, Malia buraya alışmıştı.
Keşke bende bu kadar mutlu olabilsem..
Sinirle ayağa kalktım, aniden gelen sinir patlamalarından nefret ediyorum. Yumruğumu sıkarak merdivenlerden çıktım. Klaus'un odasına girdim. Tanrım!
Klaus Mikaelson çizim yapıyordu. Gözlerime inanamıyordum. Beni görünce hemen paletini masaya koydu. "Bir şey mi oldu Lydia?" dedi.
"Evet, oldu."
"Ne oldu?"
"Arkadaşlarımı görmek istiyorum. Onlara ne yaptın?" dedim bir kaç adım daha atarak. "Onlara bir şey yapmadım, bana neden inanmak istemiyorsun?" o doğru mu söylüyordu?
Aniden cam kırılmasıyla çığlık attım. Klaus camlar üzerime gelmesin diye üzerime gelmişti. Aşağıdan bir sürü bağırma sesi geliyordu. "Gel buraya," kolumdan tuttu. Beni odadan çıkardı. Aşağısı adam doluydu hepsi bağırıyordu. Klaus, "Kol!" diye bağırdı. Kol saniyesinde yanına geldi.
"Malia ve Lydia'yi al, güvenli bir yere götür."
"Malia yok! Her yerde onu arıyorum!" dedi Kol. Kardeşimi kayıp mı etmişlerdi! "Girin şu odaya, sakın çıkmayın."
"Hayır Klaus, Malia ortada yok." dedim. "Sen benden-" hiç beklemediğim bir zamanda birisi beni tutup diğer tarafa savurmuştu. Çığlık attım. Klaus'u da tutmuşlardı. Kollarını zincirle bağlayıp ona vurmaya başladılar. Klaus'u izleyen... Rebekah! Rebekah ve başka bir adam daha! Hayır inanamiyorum, insan abisine bunu yapar mı?!
Klaus kafasını kaldırdı, vampire dönüşmüştü. Zincirleri tekte koparıp adamların hepsini öldürdü. Yanımdaki adam bir kazık çıkardı. Bana saplayacaktı! Çok güçlü bir çığlık attım. Yer sallanmıştı, adam yere düşmüştü. Kulağı kanıyordu. Hemen geri ayağa kalktı. Ondan önce davranıp kazığı aldım. Kalbine sapladım. Koşarak aşağı indim. Rebekah'nın yanındaki adam gitmişti.
"Beni öldürmeye çalıştın!" diye bağırdı Klaus.
"Belki.. Belki çalışmışımdır." dedi Rebekah sakince. İnsan abisine nasıl bunu yapabilir? Klaus donmuş gibi bekliyordu. Gözleri dolmuştu, belli etmiyordu. Elijah ortaya çıktı.
"Abi görüyor musun sevgili kardeşimiz-"
"Ben senin abin falan değilim!" diye bağırdı Elijah. Ağzım açıkta kaldı. Klaus'un dolmuş gözleri açığa çıkıyordu. "Klaus.." diye mırıldandım. Ona gerçekten yazık.. Belki de bu yüzden kötü, belki de sevilmediği için kötü..
Ama o kötü değil, sadece sevginin ne olduğunu bilmiyor.. Onu çok iyi anlıyorum.
_________________
Vote atmayı unutmayın♡