Hatırlatma:
"Klaus lütfen! Klaus Malia ölecek yoksa.." Hope yanımıza geldi. "Baba.. Lydia'yı bırak, gitsin. Hem Freya ve ben buluruz onu, Malia-" onun sözünü kesen Kol oldu. "Malia ölürse bende seni öldürürüm sevgili abicim." dedi.
"Tamam.. Git.. Ama iki gün sonra seni alacağım." gülümsedim. Dudağımdan öptü, ona karşılık verdim. Damon'a döndüm. Kapıdan çıktım, korkuyordum. Damon beni bir arabaya bindirdi...
Şimdiki:
Abim olduğunu söyleyen bir vampirle aynı arabadayım. Korkuyorum, açıkçası.. Kalp atışlarımı duyduğunu biliyordum. "Lydia?"
"Efendim Damon?" ona döndüm.
"Neden benden korkuyorsun?" bakışlarımı yola çevirdim. "Neden 20 yıl bekledin? Yalan söylüyorsun çünkü, abim değilsin." bana baktı, geri yola baktı. "Aslında sen bir vampirdin.. Ben senin hep yanındaydım ama hiçbirini hatırlamıyorsun. Seni hançerlemiştim.. Sonra ne oldu bilmiyorum- ki sende bilmiyorsun, o tabutta yoktun. Bir ölüm perisi olmuştun.. Seni hergün görmeye geliyordum ama sana hepsini unutturuyordum.. Özür dilerim kardeşim.." şaka mıydı bu! Ağzım açık dinliyordum hepsini. Ben bir vampirdim! "Artık hangi vampir bulduysa seni.. İsmini bile değiştirmiş.. Senin ismin Katherine Salvatore idi.." öksürdüm. Şakaydı değil mi, duyduklarımın hepsi şakaydı! Hayır ben buna inanamam. Hiçbir şey hatırlamıyordum? Bana biri oyun mu oynuyordu?
"Ben.. Ben bunlara nasıl inanabilirim?"
"Kitabımızda adınla birlikte imzanda var, inan bana."
"Ben bir vampirdim, ölüm perisi oldum. Olağan üstü! Şimdi sana tek bir sorum var, Malia neredeydi!"
"Şu görsel ikizinden mi bahsediyorsun? Elena Salvatore.." ne diyordu bu adam? "Elena değil Malia!" sesim yüksek çıkmıştı. Dalga geçer gibi güldü. "Onun adı Elena idi. Siz birbirinizin aynası gibiydiniz ama şimdi eser bile kalmamış.. Nasıl oldu bilmiyorum. Kişilikleriniz değişmiş, görünüşleriniz değişmiş.." Malia'da bir vampirdi.. Tanrım bu nasıl bir şey.. Anlayamıyorum böyle bir şey nasıl olabilir? Bu imkansız. Ah, doğaüstü bu ne bekliyorum ki.
__________________
Mystic Falls.
Arabadan indik, Salvatore Malikanesi'ne gelmiştik. Hızlı adımlarla eve girdik. Evin kokusunu hatırlıyor gibiydim. Her neyse.. "Elena neredesin güzel kardeşim?" dedi bağırarak Damon. Göz devirdim. Malia mavi parlayan gözleri ile aşağı indi. "Adım Elena değil!" diye bağırdı. Beni görünce koşarak yanıma gelip sarıldı. Sarılmasına karşılık verdim.
"Bu adam doğruları mı söylüyor?" diye fısıldadı. "Maalesef Malia, bunlar bir gerçek.." dedim. Merdivenlerden koşarak bir çocuk daha indi. Beni görünce gülümsedi, "Katherine!" koşarak yanıma geldi ve bana sarıldı. Anlamamıştım. "Katherine değil, Lydia." dedim.
"Çok değişmişsin Lydia. Bak." elindeki fotoğrafı gösterdi. İki tane kadın vardı. İkizlerdi sanırım. "Bu sensin, bu da Malia. Ama sözde Katherine ve Elena." bunlar biz miydik! Bu kadar nasıl değişebiliriz? Birlikte salona geçtik. "Sen Klaus'u nasıl buldun ya.." dedi Damon. Konuşmak için dudaklarımı araladığımda Malia sözümü kesti. "Klaus sizin gibi beni kaçırmıştı. Lydia yanlışlıkla Klaus'un olduğu sokağa girince bam! Bir hafta zindanda tutulduk. Sonra her şey gelişti. Ben Kol Mikaelson'dan hoşlanmaya başladım. Klaus ve Lydia da bence birbirlerinden hoşlanıyordu ki- Lydia öldü." Damon ve Stefan kaşlarını çattı. "Beş yıl sonra dirildi. Kol onu buldu, bir eve getirdi. Klaus'un düğünü vardı, gelini birlikte öldürdüler. Yani sanırım şuan Lydia evli oluyor- ki o gece seks yaptılar. Sonra hamile kaldı, yani şuan hamile." Stefan içtiği suyu tükürürken, Malia nefes nefese kalmıştı.
Damon: "Kardeşim hamile! Şaka gibi. Hem de bir melezden."
Stefan: "Dayı oluyorsun aptal, sevinsene."
Malia: Hala inanmıyorum, abim olduğunuza.
Stefan ayağa kalktı. Yukarı çıktı, elinde bir kağıtla geri döndü. Eski bir kağıda benziyordu. "Bu sizin imzalarınız, ama değişmeden önce olanlar." çok değişik. Nasıl değişmiştim?
____________________
Vote atmayı unutmayın,
1K okunma için thanks.