-12-
Yorgunluk üzerimden gitmeyene dek yatmaya devam ettim. Gördüğüm rüya sadece hayal ürünüm olmalıydı. Geçmişi hatırlamam o kadar saçma ki? Bu zamana kadar hatırlamayıp şimdi mi hatırlayacaktım? Ah hayır tabiki.
İrem hala başımda bekliyordu. Eve gelmiştik. Kenan'ı ne kadar ikna etmeye çalışsamda bırakmamıştı beni. Aptal. Gerçekten onu sevebilceğimi düşünüyordu.
Sevmek sorun değildi benim için aslında. Fakat birsüre sonra ondan sıkılacaktım. İstediğini alırdı, aşk dışında.
Kenan beni izlemeye devam ederken derin bir nefes aldım.
"Nasıl hissediyorsun?" Dedi yeşil gözlerini üzerimde gezdirerek.
"Bilmem nasıl gözüküyorum?" Dedim alaya vurarak. Yarım ağız sırıttı. Ardından doğrudan gözlerime odaklandığında rahatsız olmuştum.
"Hafıza kaybından sonra ilk defa bir erkekle bu kadar zaman geçirmişsin." Dedi elime uzanıp. Elimi avcuna alıp öptü.
"Doğru" Dedim ifadesizce.
"Belki bize bir kez-"
"Dinle. Kenan ben diğerlerinden farklıyım. Bunu anlamanı umuyorum. Bak. Sana istediğin herşeyi veririm fakat sadece fiziken. Sen benden olmayan şeyi istiyorsun. Kalbimi?" Dedim. Bu işe bir son vermek istiyordum aslında.
"Gizem zamana bırakalım"
"Hay hay, sen bilirsin." Dedim dudaklarımı birbirine bastırarak.
"Biliyorum beni sevmeyeceksin, fakat ben seninle olmak istiyorum."Dedi elleriyle yüzümü avuçlayıp. Gözlerinde ki hüznü anlayabiliyordum.
"Bak," dedim ellerini tutarak. Bakışlarımız birbirinden ayrılmıyordu. "Ben temiz bir kadın değilim. Belki geçmişte öyleydim ama artık değilim. Eğer Kenan," derin bir nefes aldım.
"Birine karşı birşey hissetmeye başlarsam bu sen olcaksın" Dedim yeşil gözlerine bakarken. Dudağını dudağıma bastırdığında gözlerimi kapattım.
"Ne olur birşeyler hisset Gizem, lütfen" Öpüşmemiz derinleşirken yaptığım tek şey ifadesizce karşılık vermekti. Dudakların da nane tadı benim dudağımla buluşuyordu. Gözlerimi açıp bana bakan gözlerine baktım.
"Seni seviyorum Gizem" Dedi nefesini yüzüme çarparak. Gülümsedim. İlk defa seviliyordum dimi?
"Deniyorum Kenan, gerçekten sana karşı birşeyler hissetmeyi deniyorum" Dedim gözlerine bakarak. Sarıldığında başımı boyun girintisine gömdüm. Gözlerimi kapatarak başımı hafif yan çevirdim.
Kenan bedenimi yatağa yatırırken ona baktım. Yanıma yatıp sırtımı göğsüne yaslamamı sağladı. Kalp atışlarını duyuyordum. Belimden sıkıca kavrayıp kendine daha çok yaklaştırdı. Nefes alışverişleri boynuma vuruyor ve huylandırıyordu.
***
"Gizem?" Gözlerim hızla açılırken bana şaşkınca bakan İrem'e baktım. Kapının eşiğinde bize bakıyordu.
"Söyle" Dedim uykudan uyandırmanın verdiği sinirle.
"Artık iyiysen doktora gidelim dicektim" Dedi arkamda yatan Kenan'a bakarak. Sıkıntıyla nefesimi verip yatakta doğruldum.
"Evet daha iyiyim hazırlanıp gelirim." Dedim odadan çıkmasını işaret ederek. Odadan çıktığında arkamda yatan Kenan'a baktım. Buruşuk dudağı yatağa yan yatmıştı. Gülümseyip burnuna öpücük kondurdum. Genelde filmlerde böyle yaparlardı.
Yataktan kalkıp dolabın başına geçtim. Beyaz bir elbiseyle, kot ceketimi aldım. Havalar ısınmıştı fakat biliyorum ki, soğuyacaktı.
Banyoya ilerleyip suyun altına girdim. Hızlı bir duş alıp çıktım. İç çamaşırlarımın yarısı banyo da olurdu. Çekmenin en alt gözünden. Beyaz iç çamaşırları çıkarıp giydim. Elbiseyi de üzerime geçirip saçlarımı havludan kurtardım. Kurutma makinesiyle yarımyamalak kurutup ördüm. Kot ceketimi de üzerime geçirip aynadan kendime göz attım. Makyaja gerek yoktu.
Elbise dizimin 3 parmak üstündeydi. Yürürken veya oturuken sıkıntı çekmeyecektim. Banyodan çıktığım da Kenan yoktu. Masanın üzerinden telefonumu alıp oturma odasına ilerledim.
Kenan, İrem ve Alper kahvaltı yapıyorlardı. Gülümseyerek yanlarına ilerledim.
"Günaydın sevgilim!" Kumral saçları karışık bir şekilde bana bakarken gülerek yanına gidip dudağına öpücük kondurdum.
Kaşlarım istemsizce çatıldı. Bu neydi şimdi? Başım ağrımaya başlarken elimi başıma götürüp ovdum.
"İyi misin?" Dedi İrem bana ilerlerken.
"Seni çok seviyorum Gizem"
Yutkundum. Beynimin bir oyunumuydu bu? Ses tonu o kadar tanıdıktı ki. İrem yanıma ulaştığında koltuğa oturdum. Kenan ve Alperde geldi.
"Bizi kimse ayıramaz. Ölüm bile"
Sesler kulağımda yankılanırken yutkundum.
"Yiğit ye artık yemeğini hadi"
"Yiğit kim!" Dedim birden bağırarak. İrem korkuyla bir adım geri çekildi. Elimi başıma koyup bastırdım. Sesler bir türlü gitmiyordu.
"Okuldan sonra nereye gidelim?"
Gözyaşlarım akmaya başlamıştı. Beynimde ki ses susmak bilmiyordu.
"Sen sadece benimsin!"
"Kimdi lan sana bakan çocuk? Şu mu"
"Yapma Yiğit sadece küçük sınıflar"
"İ-rem yiğit kim?" Dedim bir damla yaş gözümden akarken. İlk defa ağlamıştım. İrem Kenan ve Alpere gitmesini işaret ettiğinde ikisine evden gittiler.
İrem yanıma oturup elimi tuttu. Gözlerine baktığımda bakışlarım büyüdü.
"İrem senin yüzünden Yiğit kaç dakikadır bekliyo!"
"İrem hatırlıyorum kahretsin! Parça parça! " Dedim saç diplerimi tutarak.
"Sakin ol Gizem! Ne hatırladın söyle bana" Dedi elimi tutup.
"Yiğitle kahvaltı yapıyoruz, sonra okulda bana bakan çocuğu soruyo s-sonra sen varsın sana yiğite geç kaldığımızı söylüyorum." İrem her bir kelimemde daha çok şaşırarak baktı.
"Ya ailen? Öldüğün günü hatırlıyor musun?" Dedi endişeyle gözlerime bakıp. Beynimi zorladım. Başımı iki yana sallandığımda İrem sıkıca sarıldı. Geri çekildiğinde elimi tuttu.
"Gizem, sen sadece Yigit ve beni hatırladın" Dedi gözyaşı akarken. Gözyaşıyla birlikte gülümsemeye çalıştı.
"Yiğit kim?" Dedim yutkunarak. İrem dudağını birbirine bastırdı.
Bölüm kısalığı için özür dilerim. Şimdi birşeyler ortaya çıkmaya başlıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEM #Wattys2015
Short Story"Unutuldum." Dedi çaresizce genç kız. Adam gözlerinin içine baktığında bir zamanlar kendisine ait olan kadına baktı. "Hayır Masal. Kayboldun." Adam bu sözleri içten dememişti. Çünkü zamanında o da unutmuştu bu kadını. 'kaybolmuş hayatı aşkla tamaml...