15.BÖLÜM

109 8 0
                                    


-15-

2 ay sonra,

Soğuk her zaman ki soğuk diye düşündü Gizem. Kuru soğuk kazağının ipliklerinden bedenine ilerliyordu. Gizem bara giriş yaptığında karşı masada oturan Kenan'a el salladı.

Yanına kadar gelen kadına baktı Kenan. Her istediğini bir kadında bulabilir miydi insan? Ya Kenan abartıyordu, ya da bu kadın gerçekten güzeldi. Kadın sarı saçlarını tepeden toplamış ve makyajsız yüzüyle Kenan'ın yanına kadar gelip tam boynuna öpücük bıraktı.

Adlarını koyamadıkları birşey vardı aralarında, fakat ilerleyen birşey de yoktu. Kenan kadını belinden tutup kendine çektiğinde Gizem tek bacağını büküp Kenan'a uzandı. Dudakları Kenan'ın dudağını bulduğunda acelesiz fakat tutkulu bir öpücük bıraktı.

"Tam saatinde" dedi Kenan sözüyle birlikte müzik başlarken. Gizem sahte bir kahkaha attı adamın gözlerine bakarak.

Bar taburesine oturup her zamanki içkisinin önüne konmasını beklerken etrafı inceledi. Herkes sevgilisiyle, arkadaşlarıyla gelmişti. Gizem'in arkadaşı var mıydı? Ah, hayır.

Onun hayatı Kenan, İrem ve Alper denen o aptal aşıktan ibaretti. Ya Yigit?  Uzun zamandır düşünmemişti onu.

Düşünmek istemiyordu aslında. Geçmişinin parçası olduğunu biliyordu. Kendisini hatırlamamıştı. Bunlar İrem'in suçuydu. Fakat affetmişti. Tüm geçmişi peşinde bırakmak istiyordu.

Ireminde dediği gibi yeni bir hayat.

İrem arkadaşının durumuna fazla üzülüyordu. Arkadaşını bu duruma o sokmuştu. Ona bu hayatı sunmak istemezdi fakat işler istediği gibi olmamıştı. Gizem kendini toparlamayı erkeklerde bulmuştu. Bedenini kullanıp kendini oyalıyordu.

Çalan telefon İrem'in düşüncelerine son verdi. Masanın üzerinde ki telefona uzanıp baktığında Alper arıyordu. Yeşil tuşu sağa kaydırıp telefonu kulağına götürdü.

"Alper?" Dedi yorgun sesi karşıya yansıyarak. Alper telefonda ki sesine karşın kaşlarını çattı. Üzülüyor diye düşündü. Sahi, İrem hep üzgündü ya.

"Güzelim nasılsın" İrem oldukça sessiz olmaya çalıştı. Uçakta telefon yasaktı ve şuan yasak bir şey yapıyordu.

"Uçaktayım Alper," Dedi fısıltıyla. Alper kadının ses tonunda ki üzüntüyü iliklerine kadar hissetmişti. Dudaklarını birbirine bastırdı.

"Ordu'ya vardığında beni ara lütfen." İrem onay veren sesini çıkarttığında telefonu kapattı. Başını geriye yaslayıp gözlerini kapattı.

2 ay olmuştu fakat Gizemle doğru düzgün muhabbet bile etmiyordu. Daha doğrusu Gizem artık hep Kenan'ın evinde kalıyor, eve gelmiyordu. Kızgın olduğunu biliyordu. Yanlışının da farkındaydı aslında.

Gizem İrem'le konuşmuyordu. Aslında daha fazla sessizleşmişti. Zaten sessiz biriydi.

Çarşamba Havalimanı'na geldiğinde İrem apar topar indi. Bir an önce Yiğit'i bulmalıydı. Ordu'ya giden arabalara bindi. 2-3 saat içinde Ordu'ya ancak varırdı.

Otobüsde otururken aklı Yiğit'i nasıl bulacağı ile ilgiliydi. Acaba Gizem'i gördüğünde ne düşünmüştü? Neden peşine düşmemişti? Sevgilisi vardır dedi iç sesi İrem'e. Fakat, Yiğit'in kör kütük aşık olduğunu biliyordu Gizem'e.

Ordu tabelasını gördüğünde heyecanı artmıştı. Adresini ve yerini bildiği için şanslı olduğunu düşündü İrem.

Otobüsten indiğinde Ordu'nun soğuk ve fırtınalı esen rüzgârına karşı montuna sıkıca sarıldı. Orduya gelmeyeli çok olmuştu fakat havası hala aynıydı. Soğuk ve rüzgarlı. Adresin olduğu yere hızlı adımlarla gitti. Hastanenin üst tarafında olduğunu biliyordu, oraya gittiğinde binadan tanırım diye düşündü.

GİZEM #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin