Pazartesi

56 3 0
                                    

Yatağından ani bir hareketle kalktım. Başım dönüyordu, her yer bulanıktı, net göremiyordum. Bunlara rağmen hızlıca lavaboya doğru ilerledim. Musluğu açtım. Şarıl şarıl akan soğuk suyu yüzüne çarptım. Biraz olsun uykumdan ayılmıştım. Aynadaki yansımama baktım, gözlerim şişmiş, dudağım uçuklamış, saçlarım dağılmış... Umursamayarak mutfağa doğru ilerledim. Buzdolabını açtım; ama kahvaltılık bir şey bulamayınca oflayarak odama gittim, okul kıyafetlerimi dolaptan çıkardım ve giyindim. Saçlarımı taradım, kahvaltımı okulun kantininde yapmak için yanına biraz para aldım ve evden çıktım. Moralim her zamanki gibi yerinde değildi, nedeni büyük ihtimalle günlerden pazartesinin olmasıydı. Okul, eve yakın olduğu için yürüyecektim. Yolda arkadaşım Selin'le karşılaştım ve onunla yürümeye devam ettim. Selin'i uzun zamandır tanıyordum, ve en güvendiğim arkadaşlarımdan biriydi. Okula doğru yürürken Selin, benim bu üzgün durumumu görmüş ve "Neden üzgünsün?" diye sormuştu. Ben bu soruyu ona başka sorular yönelterek geçiştirmeye çalıştım. Ben de farkındaydım içinde bulunduğun durumumun. Ama kimseye açıklayamıyorduk, açıklamak gelmiyordu içindem. Neden gizliyordum ki? Bunu ben bile bilmiyordum. Hala uykuluydum. Selin'le birlikte ilk derse zar zor yetişmiştik; çünkü hava soğuktu ve kar yağıyordu, sert rüzgarlar esiyordu. İlk dersimiz her zamanki gibi matematikti. Matematiği sevsek de ilk ders uykulu olduğumuz için akıllarımıza o işlemler yatmaz, soruları anlayamazdık.

Kalbimdeki SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin