Belirsiz

26 3 0
                                    

Bir yerden başlamak zorundaydım. İlk önce bulunduğum odayı arayacaktım. Bakmadığım yer kalmadı, ve bu sefer farklı şeylee buldum: Bir defter. Siyah kapağıyla korkunç duruyordu. Kapağını açmaya korktum, çekingen dokunuşlarla ilk sayfayı açtım. Bazı isimler yazıyordu ve birçoğunun üstüne çizik atılmıştı: Umut, Rabia, Elif, Selin... Bunlar da kimdi? Adımı dahi hatırlamıyordum. Burada yazan daha yüzlerce isim vardı: İrem, Ebrar, Hasan, Anıl, Berke, Doruk... Defteri, esir olarak tutulduğum odadan aldığım çantanın içine aceleyle sıkıştırdım ve üst kata çıkmak için kendimi hazırladım. Basamakları ikişerli üçerli atlayarak çıkıyordum. 28. 29. 30. 31. Geldim. O odanın kapısını çıkarken açık bırakmıştım. Ama şimdi kapalıydı. Değişik sesler duyuyordum yaklaştıkça o 4 numaralı kapıya. Neden numarası dörttü? Her şey belirsiz. Ben bile. Derin düşünceler içine hapsolmuş, sonu olmayan sorulara mahkum olmuştum. Kapıya biraz daha yaklaştım, ama kapının altında su olduğunu sonradan farkettim, ve kayıp düşüvermiştim! Hemen burayı terketmeliydim, yoksa başıma gelecekler hiç iyi olmazdı. Yine aşağı katlara indim. 28. Katta durdum, ve ilk boş bulduğum odaya daldım. 4 numaralı kapıdan birkaç insan çıkıyordu ben aşağı inerken, ve adamlar çok korkunçtu. Suya aşırı ihtiyacım vardı. Susuzluktan boğazım acıyordu. Ve evet, işte beklenen o an. 3 adam, biri benimle yaşıt gibi gözükse de o bakışlar, hiçbir detayı kaçırmak istemezcesine her yeri radar gibi tarıyor, beni arıyordu. Nereye saklandığımı ben dahi bilmiyordum. Ve bu adamların yanında da bir kadın. 27. kattaki odada saklanırken gördüğüm o güzel kadın. Topuklu ayakkabılarıyla ağır ağır iniyordu merdivenlerden. 'Tak, tak, tak.' Ne kadar da güzel iniyordu merdivenlerden. Ben ona böyle bakarken beni görecek korkusuyla kafamı geri çektim. Hepsi birlikte her yeri aramaya başladılar. İşte şimdi elimdeki kaçış şansımı da kaybetmiş haldeydim. Ne yapacağımı hiç bilmiyordum, elim ayağıma dolanmış öylece duruyordum. Birinin yardımına çok ama çok ihtiyacım vardı. O sırada alt kattan bir kadın daha geldi. Ve bu beni arayan şahıslara acilen binayı terketmeleri gerektiğini söyledi. Neler oluyordu? Yine bir belirsizlik. Sinirden ağlamaklı olmuştum. Pencereyi açtım. "Şuracıktan atlasam en fazla ne olabilir ki, her şey biter." dedim içimden. Hazır onlar gitmişken 31. kata çıkabilirdim. Hızlı hızlı çıktım ve hemen odaya girdim. Bu oda bana bir şeyleri andırıyordu ama sadece bulanık düşünceler, işkenceler. Üstümde hala kan izleri duruyordu. Yatağın her tarafını aradım. "Tik, tak, tik, tak." Saati andıran bu ses beni daha da çok meraklandırmıştı. Ve sonunda buldum. Bu bir saatli bombaydı! O sırada kapıdan bir kız girdi. Korku üstüne korku. Bana "Burdan çıkmamız lazım." diyerek elimden sıkıca tuttu ve hiçbir şey sordurtmadan aşağı indirdi. 30, 29, 28 derken en aşağı kata indik. Kimdi bu kız? Binadan çıkmayı başardık, kimseye görünmeden. Bu kız çok çevikti, önüne gelen her engeli hızlıca aşarak ilerliyordu. Ona yetişmekte zorlandım, bunu görünce benim elimden tutarak daha da hızlı koşmaya başladı. Umarım bu kız çılgının teki değildir ve umarım şu an doğru olanı yapıyordur.

Kalbimdeki SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin