SON OF A DEVIL için hazırladığım çalma listesini profilime bırakıyorum, göz atabilirsiniz <3 keyifli okumalar, lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın^^
"Kasabadaki hareketlilik, halkı korkutmaya devam ediyor." içeride son dakika haberleri yankılanıyordu.
Demlediğim zehir gibi kahveyi fincanlardan birine doldurduktan sonra hızlıca bir yudum aldım. Başım çatlıyordu, boşta kalan elimle başımı ovuşturduktan sonra tezgahta duran hazırlanmış tabağımı da alıp küçük mutfağımın küçük masasına yerleştirdim ve duvara sabitlenmiş kısa, karıncalanan televizyonun sesini biraz daha açtım.
"Sabah saatlerinde cansın erkek bedeni, konsolosluğun önündeki demirlerden birine asılı halde bulunmuştu, ikinci ceset ise nehir kenarında bir varilde bulundu." ekranda buzlanmış bir görüntü belirdi. "Yetkililer, otuz sekiz yaşındaki evli ve iki çocuk sahibi adamın yakılarak öldürüldüğünü söylüyor-"
Hazırladığım tostumdan bir ısırık alarak kanalı değiştirdim ve birbirlerine laf atmaktan başka bir şey yapmayan insanların olduğu programın tekrarını veren kanallardan birini açtım. Haberlerin başımı şişirmekten başka bir işe yaradığı yoktu.
Tostumdan bir ısırık daha aldım ve bir yudum kahve içtim. Bugün tembellik günümdü. Bünyemin el verdiği kadar geç kalmış, bir süre yatakta oyalanmış ve öğle güneşi yavaş yavaş gökyüzünden çekilirken kalkıp ortalığı toplamıştım. Şimdi ise saat gece yarısına geliyordu. Telefonuma bildirim geldiğinde yağlı ellerimle ekranı batırmamaya dikkat ederek mesajı açtım. Lisa'dan gelmişti.
Yarım saate oradayız
Okuduğum mesaj, anında başımdan aşağı kaynar suların boşalmasını sağladı.
Tabii ya! Doğum günüm!
Ayın yirmi üçü, sadece birkaç saat sonrasıydı. Sıkıntılı bir nefes vererek tostumu ağzıma tıktım ve yumuşaması için tüm kahveyi bir yudumda bitirdim.
Mutfak o kadar sıcaktı ki şimdiden ter içinde kalmıştım. Evden çıkmadan duş almam iyi olacaktı. Koşar adımlarla küçük banyoya ilerledim ve kısa bir duş aldım. Lisa yarım saat sonra geleceğini söylediyse kesinlikle beş dakika içerisinde burada olmuş olurdu. Fazla dakik arkadaşlarım vardı.
Daha önce doğum günlerimi kutlamak benim için pek de önemli bir detay olmamıştı. Ama arkadaşlarımın söylediğine göre, hayatımızda sadece bir kere on sekiz olurduk ve yazılı olmayan bir kurala göre bu tek gün en güzel şekilde kutlanmalıydı. Ama tabii ki de bu yüzden kabul etmemiştim tekliflerini. O bok kokulu bar haricinde gerçekten kaliteli içkileri olan, geniş bir mekana gideceğimiz düşüncesi beni ilk anımdan ele geçirmişti bile. Yapacak bir şey yoktu.
Hızlıca kurulandım ve sarı saçlarımı kurutup taradım. Üzerime siyah, kısa bir etekle beyaz bir büstiyer giyip gözlerime siyah kalem çektim. Dudaklarıma kırmızı ruju sürerken evin önünden gelen korna sesiyle yerimden sıçradım. Lisa beni şaşırtmayarak olması gerektiğinden daha erken gelmişti.
Telefonumu, cüzdanımı ve birkaç küçük parça eşyamı çantama atarak tekrar mutfağa döndüm. Kanal hala açıktı ama az önce tartışan iki kadının yerini başka bir spiker almıştı.
"Son gelen bilgilere göre, yetkililer şehrin sokakları bu kadar tehlikeliyken bir süre gece dışarı çıkmamanızı öneriyor..."
"Baştan sona saçmalıksınız." hızlıca televizyonu kapattım. Ben kendimi bildim bileli bu böyleydi zaten. Her zaman insanlar anlaşılması zor bir şekilde öldürülüp dururdu. Bu, yaşadığım şehir için oldukça olağan bir durumdu. Artık insanlar tepki bile göstermiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON OF A DEVIL | Rosékook
Fanfiction"Şeytanın oğlu, meleğin kızına aşık oldu." Kayıp taş, çember ve cehenemin tüm dengesini bozmaya başlamıştır bile. Artık yedi ölümcül günah normal karşılamaya, şeytanlar ve melekler iç içe yaşamaya, melekler kötülüğe, şeytanlar ise iyiliğe başlamışt...