BÖLÜM 8

2.9K 150 12
                                    

Merhaba şekerlerim yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım artık alışmışsınızdır bu saatler de bölüm atmama. Çünkü sabah zaten geç kalkıyorum oruç tutarken kolumu kaldırıcak halim olmuyor bu saatlerde enerjimi falan topluyorum derken, bazen de çabuk yazamıyorum ilham perilerim kaçıyor. En geç bir gibi falan atmış oluyorum bende ama bugün biraz daha erken attım. Neyse siz bölümün keyfini çıkarın.
İyi okumalar 💜 💜

Nereden bilebilirdi bunu.

"Sen... nasıl?" hala anlamış değildim ben bunu kimseye söylememiştim.

"Doğru yani şiddet gördün. Kim yaptı bunu sana?" gözlerindeki intikam hırsı buradan okunabiliyordu. Ondan daha çok korkmaya başlamıştım. Kafamı önüme eğmeye başladım. Bana da zarar verir miydi?

"Venüs hadi abicim bunu sana kim yaptı? Benim minik prensesime kim kıydı? Çok yandı mı canın? Bizim suçumuz işte seni daha önce bulmalıydık. Başaramadık kahretsin." sesi git gide yükselirken odaya diğerlerinin gelmesinden korkuyordum. Onlarda öğrenince bana böyle bağırırlar mıydı?

"Lütfen bağırma korkuyorum." sesini kesmişti hemen. Bana bakmaya başladı. Yanıma gelip yatağın kenarına oturdu.

"Üzgünüm abicim korkutmak istemedim ama şu an bile kendimi zor tutuyorum. Sana kim kıyabilir?" söylesem diğerlerine söyler miydi?

"Eğer sana anlatırsam onlara söyler misin?" gözünden geçen pişmanlığı en derinlerimde hissedebilmiştim. Beni koruyamadığı için pişmandı. Beni seviyor muydu?

"Güzelim bunu babamlara söylemeliyiz öğrenmeye hakları var." bunu biliyordum ama henüz hazır değildim.

"Sana şimdi söylesem onlara da güvenince söylesem olur mu? Sana bile anlatmam çok zorken herkese anlatamam." beni anlamaya çalışıyordu. İçinde büyük bir savaş verdiğine emindim. yavaşça kafasını salladı.

"Ama önce bunu nereden öğrendiğini söylemelisin." en çok merak ettiğim buydu. Bunu kimse bilmiyordu. Hasan Amca dışında, ee ona da sormadığına göre nereden bilebilirdi.

"Hastane de seni kontrol eden doktor, o benim kuzenim. Dolayısıyla senin de kuzenin. Sen bayılınca onu çağırdık hemen eve. O da seni görünce bayağı şaşırdı zaten. Üstünün ıslak olduğu için değiştirmen gerektiğini söyledi. Annem tam değiştirmek için hareket ettiğinde engel oldu ilk kimse anlamadı. Kendince sebepler uydurmaya çalıştı. Ama ben bir şey olduğunu anlamıştım. Zaten hastanede de garip davranmıştınız. Ben kaldım o beni de çıkarmak için uğraştı biraz ama bir şeyler şüphelendiğimi anlayınca üstün deki gömleği çıkarttı. Zaten gördüğüm izlerle kendimden geçmiştim bile. Vücudumda dolaşan sinir en derinlerime işlemişti sadece bir dakika da. O kadar sinirlendim ki anlatamam. Sen bizim miniğimizsin kim cesaret edebilirdi buna. Ama onu bulduğum gibi işine bakacağım. Sana yaptıklarının bin katı için yalvaracak." O konuşurken her bir yaram sanki yeni gibi sızlamıştı. beni önemsemesi içimde tanımadığım hoş bir duyguya sebep olurken tebessüm ettim. Anlatma sırası bendeydi.

"Ben büyürken üvey ailemde annem olmadı. Ama üvey babam ve onun oğlu vardı. Küçükken pek bir şey anlamazdım. Biraz fazla iyi niyetliydim. Hani derler ya her toz pembe diye gerçekten öyleydi aslında. Henüz daha küçükken evde çizgi film çok severdim. O zamanlar daha şiddet yoktu. Beş veya altı yaşlarındaydım. Yine çizgi film izlerken yanıma o iğrenç oğlu geldi. Ben onun peşinde sürekli abi diye dolanırdım çünkü bana abiler kardeşlerini korurlar demişlerdi. Onun beni sevdiğini zannederdim, ama amacı çok başka bir şeymiş. O gün geldi yanıma oturdu, beni kucağına çekti... Sonra bende öylece oturdum, önce saçımı okşadı kardeşim bazı sözler söyledi. O zamanlar beni çok mutlu etmişti bu ama sonra...Sonra..." anlatmaya dilim varmıyordu o anları hatırlamak yeniden yaşamak gibiydi.

ABİLER VE PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin