Şekerlerim uzun bir aradan sonra yine ben mükemmel yazarımız. Size söz verdiğim gibi uzun bir bölüm oldu. Burada fazla uzatmayıp sizi bölüme gönderiyorum ama sondaki açıklamaları okursanız sevinirim çünkü bunlar son çağrılar olacak. Neyse,
İyi okumalar 💜 💜"Siz ne dediğinizin farkında mısınız? Ben daha burada kalmaya bile şuan başladım. Hatta onu bırakın burada kalmayı, sizi daha kabul edebilmiş değilim. Siz bana diğer aile üyeleriyle tanışın diyorsunuz. Ben buna hazır değilim kusura bakmayın." bunu bana sormaları gerekmez miydi? Bazılarının gözünde hayal kırıklığı vardı, bazılarıysa beni anlamışlardı ama onlarda üzülmüşlerdi. Ama özellikle Murat bey ve Hilal Hanım üzülmüş gözlerle baktılar. Ben bu Hilal Hanım' a neden kıyamıyorum ya? Derin bir nefes aldım.
"Sadece sözde tanışırız. Sarılmam, öpmem oturup ta sohbet belki ederim. Ama fazlasını beklemeyin. Sadece yüzeyde tanışırız. Eğer ki bakarız her şey tam yoluna giriyor, o zaman bir daha tanışırız." Hilal Hanım dediklerimi anlamak ister gibi suratıma baktı. Biraz bekledikten sonra gözleri sevinçle açılıp ayağa fırladı. Hemen yanıma gelip hızlıca sarıldı. Ciğerlerime bayram havası getiren koku, bu çok övdükleri anne kokusu muydu? Pardon ama cennette olabilir miyiz?
"Kızım beni bundan daha mutlu edemezdin. Ne kadar teşekkür etsem az. İyi ki varsın kızım." Kollarımı yavaşça Hilal Hanım' ın beline yerleştirdim. Fazla duygusala bağlamıştım şu an. Kollarımın arasından çekilen Hilal Hanım' la beraber daha şaşkınlığımı atamadan, kendimi Murat Bey ile sarılırken buldum.
"Teşekkürler kızım senin bizde ki değerini tahmin bile edemezsin. Herkes o kadar mutlu olacak ki. Seni seviyoruz prensesim." bu kadar önemli miydi onlarla tanışmam. Herkesin suratında habire bir gülümseme vardı.
"Her neyse hadi dedemler gelmeden kahvaltı yapalım sonra hep beraber otururuz. Sonra sofrada yemek yiyemiyorum, aç ayılar bize bir şey bırakmıyorlar." Ares sitemiyle gülümsedim. Belki de onlarla iyi anlaşabilirdim. Herkesi tanımaya çalışıyordum ama bu o kadar basit değildi. Barlas katı biri gibiydi ama onu bir çok kez yanımda gülerken görmüştüm. Sonra Arel o da birazcık, böyle çok azıcık ciddiydi ama bir çok güldüğünü görmüştüm. Ares' den fazla olmasın tabi. O sanırım bu ailenin şebeğiydi. Sonra da civciv o da küçüktü işte. Biraz çekingen ama sanki bir ablanın sevgisine çok ihtiyacı var gibiydi. Ee tabi bende böyle erkeklerin içinde büyüseydim yanımda farklı bir kişilik olmasını isterdim. Çözemediğim tek kişi Bulut' tu onunla hiç konuşma fırsatımda olmamıştı. Belki de fazla ciddi biriydi. Ama öyle gözükmüyordu. Davranışlarından anladığım kadarıyla Ares ile daha yakındı. Onu da yakında çözerim diye düşündüm.
Habire tabağıma koyulan şeylerden artık sıkılmıştım. Arkadaşlar ben bu kadar ilgiye alışık değilim bir salın beni ya.
"Ben doydum size afiyet olsun." sofradan kalkmamla beraber Barlas' ın katı sesi duyuldu.
"Tabağını bitirdiğinde tabi ki kalkabilirsin güzelim." pardon da bu odun bana hangi hakla karışıyor. Tablona bir adet eksi ekledim sayın Barlas Koral. Ben tam ağzımı açmıştım ki cevap vermek için Murat Bey konunun uzamaması için araya girdi.
"Tamam kızım sen kalkabilirsin." Barlas ilk bir ters bakış atsa da sonradan önüne döndü.
"Oha Barlas abim hiç bir şey demedi." neredeyse sesini ilk defa duyduğum Bulut' tan gelen cümleyle beraber Barlas' a baktım. Kızar mıydı o?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİLER VE PRENSES
ChickLit17 yıllık hayatımın sonunda ne mi oldu. Hayatımın elimden alındığı anda yada benim öyle zannettiğim anda hayatıma girip orada yer edinmeyi başaranlar. Beni ezikten prenses yaptılar, yalnız olduğum sanarken koca bir evren yarattılar benim için. Ona r...