Birazcık kısa oldu şekerlerim ama affola bugün çok yoruldum. İşerim vardı birde her akşam bölüm atmaya çalışınca insan biraz sıkışıyor. Neyse hepinizi seviyorum.
İyi okumalar... 💜 💜"Ha?" hepsinden çıkan şaşkınlık nidaları umurumda değildi şu anda. Bana resmen sen bizim kızımızsın, onca acıyı boşa çektin diyordu.
"Buna hazır değilim onca şeyi boşa anlatmadınız bana. Salak ta değilim her şeyi anlayabiliyorum. Ama ben buna hazır değilim o yüzden şimdi olmaz. Gitmem lazım." hızlıca kapıya yürüdüm arkamdan şaşkın insanlar bırakmıştım. Eğer isteselerdi benim bu evden çıkmama izin bile vermezlerdi ama hepsi şaşkındı. Sanırım böyle bir tepki beklemiyorlardı.
Evden çıkmamla yürümeye başladım. Taksi çağırabilirdim ama o zaman da o evin önünde beklemem gerekirdi bu en son isteyeceğim şey bile değil. Yolda biraz daha yürüyüp bir AVM nin önünde oturup taksi çağırdım. Taksiyi beklerken olanları düşünmeye başladım. Şimdi söyledikleri yaptıkları her şey mantıklı geliyordu. Zaten kim yolda gördüğünü evine davet ederdi ki. Nasıl da görememiştim. Salak Venüs adam sana ben abinim dedi, diğeri yakında evde sekiz kişi olucaz dedi, annem seni kızı gibi sevecek dedi ya. Resmen beni akşam için hazırlamışlar deliricim. Önünde bir arabanın durması ile hızla kafamı kaldırdım. Gelen çağırdığım taksiydi. Hızla taksiye bindim bir an önce kafeye gidip kafa dinlemek istiyordum.
Taksinin durması ile camdan dışarı baktım, gelmiştik. Ücreti ödeyip kafenin arka kapsına ilerledim. Kapıyı açmamla yüzüme Kahve kokusu vurdu. Bir kahve iyi giderdi şimdi. Eşyalarımı arka taraftaki küçük odaya bırakıp mutfağa ilerledim. Arka tarafta bir koltuk ve bir kaç eşya daha vardı. Hasan Amca yorulunca oraya gider biraz dinlenirdi. O yüzden rahatlıkla orada yatabilirdim.
Yaptığım kahveyi elime alıp arka taraftaki koltuğa ilerledim. Kenardaki battaniyeyi kucağıma koyup iyice sıkıştırdım altıma. Sonuçta göt bu yani boru değil. Elimdeki kahvemi yudumlayıp içimin ısınmasına izin verdim. Olanları düşünmek istemiyordum ama elimde değildi benim iznim olmadan aklıma giriyorlardı. En nefret ettiğim şeyse o ailenin içinde kendi mide hayal etmemdi. Hilal Hanım bana gerçekten annem olduğunu hissettirmişti. Daha fazla onları düşünmek istemiyordum. Yarım olan kahvemi masaya bırakıp kafamı yastığa koydum eğer bunları daha fazla düşünürsem kafayı yerdim. Kahvenin de beni mayıştırmasıyla kendimi zor bir uykuya bıraktım.
KORAL MALİKANESİ
(Yazarınızdan :)))
Venüs' ün çıkışından sonra herkes donmuş gibiydi. Ne olmuştu öyle.
"Ne oldu şimdi ben bir bok anlamadım?" Ares' in haklı sitemi herkesi kendine getirmişti. Prensesleri az önce onlardan kaçmıştı.
"Abi ablam geri gelmeyecek mi? Ya bizi hiç kabul etmezse?"
Emir korkuyordu. Ablası çok iyi biriydi bunu biliyordu. Ama onları sevmemesine dayanamazdı. Ablasıyla ilk karşılaştığında bile annesine çok benzemesi onu şaşırtmıştı. Şimdiyse onun ablası olması onu sevindirmişti. Lakap takılmasından hoşlanmayan Emir onun Civciv demesine bile hayrandı.
"Eminim aklını toplayınca gelecek sonuçta onu da anlamak gerek. Şimdi herkes odasına yarın gider konuşuruz. Üzmeyin kendinizi." Murat Bey' in sözleri kiminin içine su serpmişti kimiyse yastığa kafasını koyduğunda kız kardeşlerini düşünmeden yapamıyordu.
Barlas kabul etmesini beklemiyordu ama bu kadar büyük bir tepkide düşünmüyordu. Belki de diğer ailesini çok seviyordu. Bir anda aklında beliren üvey abi fikriyle kaşları çatıldı. Acaba abi dediği biri var mıydı. Ya onu kendilerinden daha çok seviyorsa. Keşke daha önce bulabilseydim seni prensesim.
Arel' in kafasında ise bin bir türlü soru vardı. En çoksa verdiği tepkiye üzülmüştü. Anlamıştı zaten asabi biri olduğunu ama o anki şokla bir tepki veremez ve onlara açıklama zamanı kalır zannetmişti. Ama Venüs o anki şokla evi terk etmeyi tercih etmişti. Onun kalbindeki tek dua 'bize geri dön prenses' idi.
Ares her şeyi şakaya almasına rağmen kendi odasında ilk defa büyük bir savaşla mücadele ediyordu. Onu ilk gördüğünde ki kalbindeki sıcaklık hala orada yerini korurken, o da bu geceyi küçük kardeşiyle aynı çatı altında geçirmeyi hayal etmişti.
Bulut en küçük abiydi ve kardeşini koruma hissini çok seviyordu. Küçükken Emir' i bir kaç çocuğun elinden kurtardığında tüm hafta ben kahramanım diye dolaşmıştı. Şimdiyse küçük kız kardeşini korumak istiyordu. Kısa giydiğinden onunla tatlı atışmalar yapmak istiyordu. Ya da erkeklerden kıskanmak çünkü onun prensesi çok güzeldi. 'Lütfen küçüğüm bize geri dön'.
Murat Bey ile Hilal Hanım odalarında sadece sessizce düşünüyordu. Kızları onlardan zaman istemişti. Ama zaten on yedi yılları gitmemiş miydi? Daha ne kadar zamanlarını yitirmelilerdi?
"Geri gelir mi Murat, bizi kabul eder mi? Ya diğer ailesi ile mutluysa gelmek istemezse? Murat kızımı getir bana lütfen ben onsuz yapamam. Varlığını öğrendiğimden beri onsuz nefes almak bana haram gibi geliyor." Murat kızının ilk öldüğünü öğrendiği günkü gibi hissediyordu. Yine aynı çıkmaza girmişti.
"Sakin ol Hilal' im kızımızın varlığını bile bilmek bizim için ödülken, onu yanımıza alınca nasıl hissedeceğini düşün. Bak bugün evimize geldi. Kokusu sindi yuvamıza. Yarın gider ikimiz bir daha konuşuruz. Sen üzülünce ben daha çok üzülüyorum hem yapma böyle." Hilal Hanım kocası olmadan ne yapardı bilmiyordu. Yeri gelmiş ona baba bile olmuştu.
"Teşekkür ederim Murat. Seni seviyorum." Murat Bey güzel bir gülümseme sundu sevdiğine.
"Bende sultanım bende seni seviyorum." karı koca yatağa girerken o ailedeki herkes kafasındaki sorularla beraber uykuya daldı.
Gece büyük bir gürültüyle uyanan ev ailesini derin bir korku sarmıştı. Kimdi kapılarını böyle alacaklı gibi çalan. Hilal Hanım ailesine bir şey olma düşüncesiyle hızlıca yerinden doğruldu.
"Murat bir şey oluyor. Aşağı inelim."
"Sende burada kal Hilal sakın aşağı inme."
"Hayır olmaz tek gidemezsin. Arkandan gizlice gelirim yine de tek gidemezsin." Murat Bey karısının inadını biliyordu. Kafasını salladı yavaşça. Karısı arkasına alarak merdivenlere ilerledi. Oğulları da sırayla dizilmişti merdivenlere.
"Baba ne oluyor biliyor musun?" Murat Bey hayır dercesine kafasını salladı. Merdivenden inen Koral Ailesi kapıya yaklaştı. Kapının kulpunu yavaşça aşağı indiren Murat Bey arkasındaki ailesi için endişe duyuyordu, bugün her biri için zor geçmişti. Kapı açılınca gözlerdeki endişe gitmiş, yerine şaşkınlık gelmişti. Ama Hilal Hanım hala endişeliydi, anne yüreğiydi işte kızını kapıda gözleri şişmiş, sırılsıklam titrerken görmek onun kalbini sızlatmıştı.
Şekerlerim umarım beğenmişsinizdir. Oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen. Sizi çok seyorum🍭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİLER VE PRENSES
Literatura Kobieca17 yıllık hayatımın sonunda ne mi oldu. Hayatımın elimden alındığı anda yada benim öyle zannettiğim anda hayatıma girip orada yer edinmeyi başaranlar. Beni ezikten prenses yaptılar, yalnız olduğum sanarken koca bir evren yarattılar benim için. Ona r...