7.BÖLÜM
BİR NEFES
Herkes aynıdır.
Herkes aynıdır, cümlesi dünden, geceden ve bu sabahtan beri aklımda dönen tek şeydi. Herkes aynıdır. Birisi farklı görünür, olmadığı gibi görünür. Kandırır. Değişir. Konuşur. Bakar. Güzel bakar... Ama sonucunda, gider. Herkes gider.
Kasım ile dün taş kuyudaki konuşmalarımız aklıma geldiğinde içimden tuhaf hisler geçip duruyordu. Ona anlattığım, en azından birine onca yıldan sonra kendimce anlattığım için rahatlasam da bana inanıp inanmadığını hala bilmiyordum çünkü o konuşmasından sonra ayağa kalkarak onu bırakıp eve tek başıma dönmüştüm. Birazdan da bütün gençlerin sabahtan beri konuştuğu o maç vardı ama ben gidip gitmemekte kararsızdım ve bu hala tavrını bilmeyişim ile ilgiliydi.
Çünkü onun da herkes olacağını düşünüyordum.
Misafir odasındaki banyoya girerek uzun ve rahatça güzel bir duş aldım. Çıktığımda bordo ince bir kazak ve siyah, dar bir kot giyindim. Saçlarımı gelişi güzel, dağınık bir örgüyle şekillendirdiğimde hafif bir makyaj yaparak her şeye rağmen hazırlandım.
Hazırlandığıma göre maça gidecektim?
Ya da barlardan birine girer ve sarhoş olmayı hedefler Kasım'ın bana inanıp inanmadığını sorma cesareti kazanırdım?
İki seçenek de makul gelmiyordu. Kasım'ın bana inanıp inanmasını neden umursadığımı biliyordum, birinin bile anlattığım şeye inanmasını istiyordum. Beni anlamasını umuyordum.
Sina öyle yapmamıştı çünkü. Sina bana inanmamıştı. Anlatmamı istememişti. Dinlemek istememişti. Ve gecesinde bana öl demişti. Öl. Hala hafızamdan silip atamıyordum sesinin tonunu. Hala üzerimde bıraktığı etkiye dayanamıyordum.
Zil sesini işittiğimde hızla kendime geldim ve merdivenlerden koşturarak inip kapıyı açtım. Bahar gelmişti. Üzerinde bebek mavisi gömlek ve deri ceket giyinmişti. Altında koyu lacivert bir kot vardı. Saçları açıktı ve hoş gözüküyordu. Gülümsemeye çalışarak yüzüne baktığımda kaşlarını çattı ve dalgayla konuştu. "Başkasını bekliyordun galiba?"
Evet. "Hayır." Daha çok gülümsedim. "Sadece seni beklemiyordum."
"Sana tekrar geleceğimi söylemiştim." İki adım geri giderek kafasıyla arkasını işaret etti. "Hadi."
"Nereye?"
"Maça." Cebinden telefonunu çıkardı ve kısa bir an bakarak tekrardan bana döndü. "Birazdan başlayacak. Geç kalmadan gidelim."
"Ben gelmiyorum." Dedim. Öyle mi? Niye hazırlandım o zaman?
"Saçmalama." Bahar göz devirdi ve birkaç basamak daha aşağı indi. "Hadi... Hadisene Feda..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN ORTASI
ActionBir göl kenarı. Bir de on sekizli kızın acılı sanrısı. Geçmişteki onun gelecekteki onsuz zamanları. Unuttun bile. Gece dört, adım sekiz. Acıtan ilk iz. Koş. Yokuş yukarı koş. Ama yolun sonu. Diriltirim sandın, kestiğin intihar ipinin ucundaki yaşam...