♍︎ X

376 42 3
                                    

●

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bir terazinin karşılıklı iki kefesinden birinde yaşıyor gibiydim. Birine ne konursa ya da çıkarılırsa onu dengeleyebilmek için benden de o kadar eksiliyordu. Ayakta durmaya devam ettikçe bir tahterevalli gibi sarsılan o terazide geri sayım başlamıştı. Müşteri şimdi sıradaydı. Bir şeyler istiyordu ve ben yine kendimden eksilterek vermek zorundaydım. Başka türlü çıkışım yoktu. Sahi çıkmak istiyor muydum?

Menajer Jung bize önemli bir haberinin olduğu söyledikten sonra artık yurdumuzdan, yataklarımdan çok vakit geçirdiğimiz pratik odasına toplayalı bir saatten fazla zaman geçmişti ama ne gelen vardı ne de giden. 

"Yetti ama ha!" diye patladı Mia en sonunda dayanamayarak ayaklandı. Ellerini belinin iki yanına yerleştirdiğinde üstüne giyindiği salaş tişört de toplanmıştı ve belinin bu geçtiğimiz süre içinde ne kadar inceldiğini gördüm. Resmen bir avuç kadar olmuştu. Sadece o değil Seowoo ve Sebin de zayıflamıştı. Uyguladıkları diyetler ve sıkı dans pratiklerinin ardından zaten ne yeseler bir fayda sağlamazdı bu andan itibaren. Ben ise her aynaya baktığımda hiçbir değişim göremiyordum. 

Ay sonundaki kabus gibi olan seçmelerin üstünden bir hafta kadar geçmişti ve o süre içinde bir tartım yapmıştık zayıflamış görünüyordum ama elim karnıma ve belime gittiğinde orada birkaç fazlalık var gibiydi. Bunu düşünen tek ben de değildim. Kilomuzu ölçen kadın ve menajer de diyete devam etmemi söylüyordu. Nereye kadar? Kırklı kiloları görmüştüm ve zayıflamak istedikçe yüzüm de çirkinleşiyordu. Makyajla biraz toparlanabilirdi belki ama o da nereye kadardı? 

İyice kafayı yedin. 

Elimle yüzümü sıvazladım. Bu şirketin dört duvarı arasında geçirdiğim zaman diliminde kafayı yemek çok da şaşılası olmazdı. 

"Bu kadın hepimizi her defasında acil diye topluyor ama nerede bunun aciliyeti? Bir saat dört dakika elli iki saniye geçti hanımefendi hala teşrif edemedi."

Mia'nın haklı serzenişine bir şey demedim. İçimden hiç konuşmak gelmiyordu. Menajerin toplantısı ne hakkında olacaktı? Benim açımdan iyi mi yoksa kötü mü sonuçlanacaktı? Neden elemelerde sonuçlar bu kadar uzamıştı? Belki de batırdığım için benim açığımı kapatacak birilerini bulmak vakit almıştır? Haklılardı. Ne de olsa Sm gibi tüm dünyaya idolleriyle ün salmış bir şirkete layık olacak bir idol grubu oluşturmak vakit alırdı. Şahsen aşağıda çıkış yapmayı bekleyen stajyerlerden gözleri kapalı seçim yapsalar hem visual konusunda hem de dans ve ses bakımından standartların bir hayli üstünde bir grup oluşturulurdu.  

Mia'nın kendince ve diğerlerince haklı olan isyanının hemen ardından Menajer Jung çıkageldi. Elinde bir kapaklı dosya tutuyordu. Gözlüklerini takmıştı ve biz onu görüp saygıyla eğildikten sonra karşısında tek sıra bir şekilde dizilince bizi şöyle bir süzmüştü. "Evet, kızlar önceden de söylediğim gibi size bazı haberlerim var." 

Things I Say When You SleepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin