Her gün aynada gördüğü yansımasından kaçmaya çalıştı. Ama biri vardı gözlerinde kendi yansımasını görmekten hoşlandığı.
...
"Kendinde nefret ettiğin her şeyinle seviyorum."
For Mark Lee
•by bluendrain
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
●
Zaman geçtikçe çalışmalarımız daha da artıyordu ve uyku artık mumla aradığımız bir şey haline gelmişti. Daha öncesinde de yurdumuza geç saatlerde dönüyorduk ama sürekli başımızda bize nefes bile aldırmamak için gayret eden hocalarımız vardı.
Dans koreografisini bir hafta içinde iyice öğrenmiştik ve geriye sıklıkla pratik yapmak kalıyordu. Yüksek topuklularla ve ellerimizde mikrofonlarla hem dansı yapıp hem de seslerimizi kontrol ederek çalışıyorduk. Ufacık bir hatamızda da iyice burnumuz sürtsün diye en baştan aldırıyordu.
En son olan pratiğimizi kameraya çekmiştik. Üçüncü bir göz ile kendi eksiklerimiz bulmak için. Müzik başladığında kameraya doğru Mia bir tekme atıyordu havaya ve sonrasında oldukça etkili bir rap ile giriş yapıyordu. Ardından ben kısa ama flex bir rap ile devam ettikten sonra nakarat kısmına geçiyorduk. Burada hepimiz söylüyorduk ve dans hareketleri mümkünmüş gibi daha da ritimli bir hale geliyordu. Sonra Seowoo'nun ufak atlamalı bir girişi vardı ve vokalini konuşturuyordu adeta. Sesi bu şarkıya farklı bir hava katmıştı. Ardından Sebin ana vokal olarak yüksek bir notaya çıktığında tekrar nakarata giriş yapıyorduk.
Beni en tatmin eden kısım. Şarkının Mia'nın rapi ile başlayıp benim rapim ile bitmesiydi. Tekme ile açılan sahne, en sonda dördümüzün birbirimize doğru yaklaşıp sırtımızı kameraya doğru çevirmesiyle bitiyordu. Şirket ilk şarkılarımızda tüm grup üyelerinin pozisyonlarına göre onları parlatacak partlar veriyordu. Özellikle vokal konusunda büyük bir üne sahip şirketimizden beklenmeyen bir atak gelerek hiphop ağırlıklı bir çıkış yapacaktık.
Video kaydı bittikten sonra dans hocamız Bayan Park tatmin olmuş bir şekilde gülümsedi. Kafasını sallayarak "Bu sefer iyi iş çıkardınız." dedi.
En sonunda hiçbir şeyden memnun olmayan kadının suratında ufacık da olsa bir gülümseme yarattığımız için mutluyduk. Özellikle bunun bize getirisi daha da büyük olacaktı çünkü yarın hafta sonuydu ve Menajer Jung eğer dans hocanız yeterli olduğunuza karar verirse size bir günlük izin vereceğim demişti. Geçen hafta sonunu da bir ilk yaparak şirkette geçirmiştik. Kore'de yaşayan Seowoo ve Sebin hafta sonları ailelerinin yanında kalmaya gidiyordu ve son zamanlarda onlarla sadece telefon iletişim sağlıyorlardı.
Mia, Çin'de yaşayan ailesi ile tatillerde görüşebiliyordu ya da bazen bir sürpriz yapıp onlar geliyordu. Bir hafta kadar otelde kalıyorlardı. O zamanlarda Mia daha mutlu ve canlı oluyordu.
Ben ise aile ilişkileri bakımından iyi olmadığım için en son geçen yaz tatilinde Japonya'ya iki haftalığına gitmiştim ama daha fazla dayanamayarak tatilimi erken bitirerek Kore'ye -yurda- dönmüştüm. Kızlar o zaman olmadığı için beni de hala Japonya'da biliyorlardı yaptığımız konuşmalarda.
Hina benden daha meşgul bir idol olduğu için ailesini daha az görüyordu ve kızlarıyla sanki aralarında bir köprüymüşüm gibi beni kullanıyorlardı. Hina ne yapıyor, Hina'yı şirkette görüyor musun, Hina ne zaman gelecekmiş? Bu ve bunun gibi birçok soru özellikle Hina'nın kazandığı para ile onlara aldığı lüks evin duvarlarını üstüme üstüme getiriyordu.