♍︎ XII

362 47 3
                                    

●

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İşte oluyordu. Sonun başlangıcı. Gün boyunca bizim için dekore edilmiş bir stüdyoda çekim yapmıştık. Geçen günlerde saçlarım biraz daha kısaltılıp -artık omuzlarımın üstündeydi- gümüş grisine boyanmıştı. Yüzümde oldukça ağır bir makyaj vardı. Kat kat uygulamışlardı. Koyu kahve gözlerim daha da açığa çıkarılmıştı. Dudaklarıma da yine kırmızıya çalan bir ruj yedirmişlerdi. Üst dudağım biraz daha dolgun olduğu için gözlerimden dudaklarıma dikkat kaymasın diye biraz kapatarak daha ince bir görüntü vermişlerdi. 

Aynada son işlemleri bitirdikten sonra kendime baktım ve çok daha başka birine bakıyor gibi hissettim. Gerçekten doğru makyaj insanı bambaşka birine çevirebiliyordu da. Zayıflamanın etkisiyle içe çöken yanaklarım daha da toparlanmış gibi görünüyordu. Normal bir insana göre fazlasıyla beyaz olan cildim ise ölü gelinliğinden kurtulmuş gibi canlanarak renklenmişti.

Kızlar benden önce işlerini bitirdiği için çekimleri başlamıştı. Üstümdeki bol taşlı mini elbiseyi düzelttikten sonra çekim alanına gittim. Arka planda beyaz bir duvarın önünde saçlarını sarıdan siyaha boyamış Mia çekim yapıyordu. 

Seowoo, beni görünce gülümsedi. "Bu saç sana tahmin ettiğinden daha çok yakıştı." dedi içten bir sesle. O da koyu bir kahveye boyatmıştı ve ekleme yaparak daha uzun bir görüntü kazandırmışlardı. Aramızda en çarpıcı güzelliğe sahip olan oydu. Bu yüzden ne yapsa yakışıyordu. Ben öyle değildim mesela. Sınırlı sayıda renk sınırlı sayıda kıyafet bana uyuyordu.

Kiremit rengi, diye geçirdim içimden. Mark bana o rengin yakıştığını söylemişti. O bunu söyledikten sonra belli etmeden kızlara da bana hangi rengin yakıştığını sormuştum. Elbette araya seçenek koymuştum ama onlar en çok lila, pembe gibi renklerin yakıştığını söylemişlerdi. Bence en çok kiremit rengi yakışıyordu. Aşırı soluk bir ten rengim vardı ve kızlar bunu düşünerek daha soft renklerin yakıştığını söyleseler de o renklerin içinde kedimin iyice gözden kaybolduğumu düşünüyordum. Kiremit ve benzeri renkler ile tamamlanıyor gibiydim. 

Ona teşekkür ettikten sonra benim sıram gelmişti. Kameranın önüne geçtikten sonra çekimlerim başlamıştı. Fotoğrafçı nasıl poz vermem gerektiğini söyleyip duruyordu. İleride kızlar bunu ilk çekim günü adı altında videoya çekiyorlardı. Sonrasında kanalımıza yüklenecekti. 

Benim de çekimlerim bittikten sonra Sebin sapsarı saçları ile elinde kamerayı tutmuş gülerek benim yanıma geldi. "Naya ilk çekimin nasıl geçti?" diye sordu. Aslında bu çektiklerimiz sonra düzenlenip en uygun şekilde yüklenecekti ama bir anda gerilmiştim. 

Ağzımın içinden bir şeyler söylenirken, Mia durumu kurtararak kolunu omzuma attı ve gülerek "Bu da bizim utangaç kızımız. Bakmayın böyle olduğunda rap yaparken içinden bir canavar çıkıyor." dedi. 

Sonra da toplu çekimlere geçtik. Gün boyunca stüdyoda rahatsız edici kıyafetlerin içinde kameranın karşısına geçip durmuştuk. 

En sonunda kendimizi yorgunlukla arabada bulduk. Sebin lider olduğu için omuzlarında daha fazla yük ile hepimizle ilgilenmişti. Arkada kollarını göğsünde bağlamış uyukluyordu şimdi de. 

Things I Say When You SleepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin