-"Biz arkadaş değilmiyiz?" Diyince gülümsedim
-"Tabi arkadaşız!" Dedim. O da gülümsedi ve bir şeyler düşünmeye başladı. Kimse bizden şüphelenmiyordu bu yüzden rahattım. Bir süre öyle kafasında bi şeyler tasarladı ben de meraklı gözlerle onu izledim
-"Buldum!" Dedi bir anda sanki dünya yı kurtaracak şeyi bulmuş gibi. Ben de kafamı salladım
-"Ne, ne buldun?"
-"Bak şimdi, ben bir kaç gündür buraya geliyorum ya!"
-"Eee!"
-"Sizde otele gitme var değil mi?"
-"Ne alaka be?" Dedim kaşlarımı çatarak.
-"Çatma kaşlarını dinle! Şimdi biz seninle biraz oturup sonrada otele gidicez desek kim bizden şüphe ederki?"
-"Bilmem, sonra peki?"
-"Sonra otele gidip bekliyeceğiz ve bir süre sonra kaçıcaz. Nasıl ama?"
-"Çok güzel aferin. Nasıl olucak o? Ya otelin önünde beklerlerse?"
-"Orasını ben daha detaylı düşünücem merak etme. Şimdilik dikkat çekmeyelim yeter. Ben her şeyi hazırladıktan sonra haber veririm, o zaman gideriz." Gerçekten artık düşünüyorum, bunları daha önce planlamışmıydı?
-"Nasıl haber vericeksin?"
-"Buraya gelerek her şey hazır gidebiliriz diyicem, hepsi bu kadar!" Dedi dudak büzerek. Ellerim titremeye başlamıştı. Heycanlanmıştım.
-"Peki ama şimdi git artık, sarhoş oldun bile. Belkide yarın bu dediklerini hatırlamayacaksın?" Dedim kaşlarımı çatarak.
-"Merak etme ben verdiğim sözleri unutmam. Seni kurtarıcam dedim mi? Dedim. Bana güven olur mu?"
Gülümsedim ve başımı onaylar şeklinde salladım. Tamam belki beni kurtaramayacaktı ama düşünmesi ve bir şeyler yapmak istemesi bile güzeldi. Aslında ona güveniyorum. Daha bir kaç gündür tanıdığım birisine bu denli güvenmek ne kadar doğru bilmiyorum ama!!!
-"O zaman ben şimdi gideyim evde daha detaylı düşüneyim. Yarın görüşürüz."
-"Görüşürüz" dedim sadece. Kalktı yalpalayarak yürümeye başladı. Fazla uzaklaşmadan arkasını döndü sıcak bir tebessüm etti. Ben de elimi kaldırıp selam verdim. Arkasını dönerek yürümeye devam etti.
Ya başaramazsak, o zaman ne olucaktı. Ben görkem'i bile bile tehlikeye atıyordum. Onunda başını yakıcaktım. Görkem için vazgeçsem daha iyi olucaktı.
Eve vardığımızda hiç konuşmadan direk odaya girip banyoya gittim. Elimi yüzümü bol su ile yıkayıp kendime gelmeye çalıştım. Sadece ben zarar görsem umrumda olmazdı. Ama ya görkem zarar görürse buna dayanamazdım. Çünkü sevdiğim insanlara zarar gelmesini istemiyordum. Meryem ya da görkem, yıllar sonra değer verdiğim ilk insanlar onları kaybedemezdim.
Gece boyunca düşünmekten yatamamıştım. Korkuyordum ve bu korkularım haklı sebeplerdendi. Düşündükçe kafayı yiyecektim. Aslında düşününce saçma bir fikirdi bu yüzden daha fazla tehlikeye girmeden görkeme, onu bir daha görmek istemediğimi söylemeliydim. Doğru olan buydu.
Akşam olunca hazırlanıp çıktık. Club'e geldiğimizde bu sefer tedirginlik tüm vücudumu sarmıştı. Etrafa korku dolu bakışlarla bakıyordum. Hem görkem'i arıyordu gözlerim hem de patronu. Farkettim de bir kaç gündür izlemiyordu. Artık benle uğraşmaktan vazgeçti sanırım.
Bir kaç saat sonra görkem kapıda göründü ve elim ayağım birbirine girdi. Tamam bu halim dışarıdan farklı algılanabilirdi ama konu farklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Patron (y-a)
Teen FictionAilesini kaybeden bir kızdır Asya. Boşa kaybedilmiş iki senenin ardından yeniden hayata tutunmaya çalışmaktadır. Ama izin vermezler eskiye dönmesini ve karşısına hayatı boyunca nefret edeceği birisi çıkar Yetkin! Peki Asya gerçektende hayatı boyunc...