Sanırım bu bölümde hata oluşmuş şimdi düzelttim inşallah bir sorun çıkmaz.
İyi okumalar;
Yanına izbandut, çamyarması iki salağı almış karşımda dikiliyordu Meral. Tabi içinde kalmış, belliydi bir gün geleceği! O gün bu gündü işte.
-"Hoşgeldin Meralcim, nasılsın o günden beri?" dedim alaylı bir şekilde.
-"Çok iyiyim canım!" Dedi sırıtarak. Bir şeyler planlıyordu ve benim için çok iyi bir şey olmadığı kesindi. Ben de onun gibi sırıttım. Ama benimkisi bırazdan 'ağzına sıçıcam' der gibiydi. Tek kaşını kaldırarak bir adım attı. Hala gülerek "Hazır mısın?" Dedi. Ehh ben pek akıllı bir insan olmadığım için gaza gelirdim.
-"Hazırım!" Dedim ve bir adım öne çıktım.
-"Neye hazırsın saçmalama? Sen de kes artık! Bitmedi mi? Soykan bundan sonra olay çıkmamasını söylemişti. Yeter artık!" Meryem bir an kolumdan tuttu. O da farkınaydı bir şeyler döndüğünün.
-"Sen sus!" Dedi sert bir şekilde. Adamlara dönüp başıyla işaret verdi ve "Alın!" Dedi.
Evet başlıyorduk. Kesin bir sürü dayak vardı. Ben de alışkanlık haline geldi resmen. Tam bir adım daha atıp adamlara yanaşınca Meryem kolumdan tutup arkasına çekti.
-"Eğer bir şey yaparsan seni pişman ederim. Soykan bunu duyarsa çok kötü olur! Defol buradan, bulaşma bize!"
-"Bize mi? Ne zaman siz oldunuz Meryem Hanım? Buraya ilk geldiğin günü ne çabuk unuttun! Çekil şuradan!"
-"Hayır bunu yapmana izin vermiyeceğim!" Dedi. Şaşırdım, resmen kafa tutuyordu bir kaç aydır tanıdığı kız için!! Sağ tarfındaki adam Meryem'in kolundan tutup çekti ve geriye doğru savurdu.
-"Dokunma ona!" Dedim. Ona doğru adım attım diğer adamda benim kolumdan tuttu. Tamam ben de bir kaç aydır tanıdığım bir kızı koruyordum.
-"Ah sizin bu hareketleriniz gözlerimi yaşarttı. Merak etmeyin, ölmeyeceksin! sonsuza dek ayırmıyoruz sizi." dedi alayla. Diğer adam da kolundan tuttu ve beni çekiştirmeye başladılar. Korkmuyordum dayaktan, bu yüzden sorun çıkarmadan gitmeye başladım.
-" Asya!" dedi Meryem, arkamdan yetişip çekmeye çalıştı ama yüzüne baktım "bi sorun yok" dedim
Aşağı doğru giderken Meryem Odada kaldı. Merdivenlerden inip bodrum kata geldik. O işkence odasına! İçeri girer girmez sandalyeye oturtdular ve ellerimi -ne gerek varsa- arkadan bağladılar.
-" Nasılsın Asya'cığım?" dedi. Ses tonundaki alay ve nefreti fark edebiliyordum. Tıpkı onun gibi cevap verdim
-"Çok iyiyim canım!" diye. Gülümsedim korku ve endişe bana göre değildi. olmamalıydı da! zaten Meryem'in dediği gibi bu benim savunma mekanizmamdı.
Başımı dikleştirdim ve tam gözlerinin içine baktım. En fazla birkaç Tokat, birkaç tekme atabilirlerdi. Sermayesi olan birisine zarar veremezlerdi. Helede patrondan habersiz!!!
-" Niye ellerimi bağladınız ki? Merak etme karşı gelmeyeceğim!" dedim. Kahkaha attı ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
-" Zaten istesende karşı gelemezsin! Daha benim kim olduğumu bilmiyorsun küçük sürtük." tekrar sırtını dikleştirdi ve solundaki adama kaşını kaldırdı. Bu hareketin ne olduğunu bilen adam bana yaklaşıp yüzüme sert bir tokat attı.
Acımıştı, acırdı da... Ayı gibiydi zaten ama ses çıkarmadım, sanki bundan zevk alıyormuş gibi sırıttım. meral'in yüzüne baktım, kaşları çatıldı. Sinir Olduğu belliydi. Acı çekmemi istiyordu ve istediğini alamamak onu deli etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Patron (y-a)
Teen FictionAilesini kaybeden bir kızdır Asya. Boşa kaybedilmiş iki senenin ardından yeniden hayata tutunmaya çalışmaktadır. Ama izin vermezler eskiye dönmesini ve karşısına hayatı boyunca nefret edeceği birisi çıkar Yetkin! Peki Asya gerçektende hayatı boyunc...