bölüm 27

4.8K 158 9
                                    

iyi okumalar♥
Medyada ki şarkıyı ve ortamı Asya'ın bulunduğu ortam olarak düşündüm. Umarım iyi etmişimdir ;)

Son birkaç gündür mavi gözlü adam gelmeye devam etti. Artık çekincesi de yoktu, her gelişinde gül getiriyordu.

En ön masaya oturuyor bazen küçük kartların üzerine bir şey yazıp bana yolluyordu.

Olanları meryem'e anlattığım için herşeyden haberi vardı. Kendince espri yapıyordu sürekli.
-"Fena mı kızım? fırsat ayağına geldi işte!" Diye söyleyip beni deli etmişti. İki gündür konuşmuyorduk. Her seferinde saçma salak hayallere dalıyor ve beni sinir ediyordu.

İki gündür odaya geliyor sanki konuşmak istemiyormuş ama zorundaymış gibi konuşuyordu. Bense hiç yüzüne bakmadan kendi çapında takılıyordum.

-"Yaaaa!" diye isyan eder gibi bağırdı günün sonunda.

Bugün gitmiyordum patron dinlenmemi emretmişti. Ben de yatağın üzerinde pinekliyordum.
Yine suratına bakmadan arkamı döndüm ve yüzümü yastığa gömdüm. Bir anda sırtımda bir ağırlık hissettim.

Hem korku hem de ağırlığın etkisiyle 'ah' diye bir inleme çıkmıştı ağzımdan. Hayvan gibi atlayınca belim kırılmıştı sanırım!

-"Beni dinle!" diye emir verdi üzerimden kalkıp yüzümü ona doğru çevirmeye çalışırken.

Bakışlarımı ona çevirip gözlerimi devirdim.

-"Ne var?" dedim sinirle

-"Bok var yiyecek misin?" dedi o da sinirli soluyarak.

Üzerimden ittirip kalkmaya kalkıştım. Kolumdan tutup yatağa yatırdı.

-"Bana bak ufaklık! yeter bu kadar kafamın tasını attırma, yoksa pisleşirim. Anladın mı?"

-"Çokk iyi anladım. şimdi bırak!" Dedim. Elinden kurtulup ayağa kalktım. Banyoya doğru giderken yeniden kolumdan yakaladı.

-" Ne inatsın be! bana bak ufaklık fazla naz aşık usandırır. Barış artık." Dedi. Sesini çocuk gibi çıkartmaya çalıştı ve dudağını büzdü

-"Hı hı! anladım. gidebilir miyim?" dedim masum bir bakış atarak.

Yine bozuldu dişlerini sıkıp gıcırdattı kafasını aşağı yukarı sallayıp 'ben sana göstereceğim' bakışı attı. Elini belime getirip gıdıklama başladı. ben gülmemek için zorlanırken elinden de kaçmaya çalıştım.

-" Bırak!" dedim sertçe

-"Öyle mi ufaklık? al bakalım!" dedi beni yere yatırıp gıdıklamaya devam etti.

-" hadi! hadi konuşsana bakalım! hadi kaçmayı denesene!" diye hem gülüyor hem de beni güldürüyordu. Üstelik tehtit de vardı.

Gülmelerimin arasından nefes almaya çalışıyordum.

-" tamam! tamam peki! ne olur pes! pes!" Dedim zor bela.

-" ha şöyle, adam ol!" dedi ve üzerimden kalkıp yanıma bağdaş kurarak oturdu. Ben de nefesimi düzene sokup kalktım ve bağdaş kurarak tam karşısına oturdum.

-"Bir daha saçma sapan konuşacak mısın?" Dedim yutkunmaya çalışırken.

-"Yok tövbe! Valla tövbe! sustum sustum bak." dedi ve ağzına fermuar çekti.

Onun bu hareketine gülümsedim. Sonra kendimi toplayıp tek kaşımı kaldırdım.

-"Ha şöyle, asıl sen adam ol!" dedim meydan okuyarak. ellerimi arkama alıp yere yasladım.

Büyük Patron (y-a)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin