bölüm 26

4.6K 137 3
                                    

iyi okumalar

Ben hala patronun arkasında şaşkınlıktan konuşamaz durumdaydım. Adamlar biraz tırsınca yan çizmeye başladılar.

-"Tamam abi, sakin! Paylaşabiliriz. Niye gerginlik yaratıyorsun? Sakin!"
Ne diyordu o gerizekalı? Ne demek paylaşabiliriz? Beni ne sanıyorlardı bunlar? Yine saç diplerime kadar sinir katsayım artınca patronun kolunu sıktım.

-"Defolun! Yoksa çekinmem." Dedi. Yüzünü göremediğim için bilemiyorum ama ses tonu o kadar ürküdücüydü ki!

Gözümde ki yaşları elimin tersi ile sildim. Bana her zaman kötülük yapan, hatta bu hallere düşmeme sebep olan adama sığınıyordum, ne ironi!

Patron bana döndü ben de bakışlarımı ona çevirdim. Kolumdan tutup çekiştirdi. Karşı gelmedim beraber yürümeye başladık. Ses çıkarmadan ve yüzüne bakmadan göz ucu ile arkaya bakmaya çalışıyordum. Hızlı hızlı yürürken arkamıza bakmayı başardım.

-"Ish! Dikkat et!" Diye bağırdım. Bize doğru gelen adamı görünce. Elinde bir şey vardı. Benim uyarımla arkasını döndü ve silahı ateşledi.

Bir anda nefesim kesildi. Silahın sesi, dar sokağı doldururken her şey yavaşladı sanki? Kulaklarım uğuldamaya başladı. Gözlerimi irkildiğim için yummuştum sonra açtım.

Ben mi ağır hareketler yapıyordum yoksa zaman mı slowmortıon olmuştu.

Etraf yavaşlayınca nefes seslerini net duyabiliyordum. Ellerim kulaklarıma gitti. Duymak istemiyormuş gibi kapattım. Oysaki çok geçti. Her şey bir anda oluvermişti. Sadece saniyeler içinde.

Patronun yüzüne baktım, milim oynama yoktu. Soğuk ve acımasızdı.

Karşımdaki adam önce elindekini düşürdü sonra dizlerinin üzerine çöküp yüzüstü yere yığıldı. Ben dilim tutulmuş gibi hiç bir şey diyemedim. Elimi ağzıma kapattım. Öylece bakıyordum adama. Vurmuştu. Hem de gözünü kırpmadan yapmıştı.

-"Ne... ne...yap...ne yaptın sen?"

Kımıldayamıyordum. Gözlerim büyüdü. Bakışımı ona çevirdim. Beni duymuyordu. Bana bakmadan diğer adama doğrulttu silahı.

-"Sen de ister misin?" Dedi. Kanımın donduğunu hissettim.

Hiç mi düşünmemişti? Bir insan öldürmüştü. Bir insan! Ne kadar pislikte olsa bir insandı.

-"Tamam abi sakin ol!" Dedi. Ellerini havaya kaldırarak teslim olduğunu belli eder gibi yaptı. Korktuğu gözlerinden hatta tüm vücudundan belliydi. Titriyordu, konuşması bile titrekti. Tıpkı benim gibi!

Arkadaşına doğru eğildi, boynunda ki damarına baktı. Gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi açıldı.

-"Ö.ölmüş!" Dedi fısıldar gibi.

O fısıltı tüm vücudumda bir çığlık gibi yankıllandı. Titremem arttı. Zemin ayaklarımın altından çekildi sanki. Başım dönüyordu. Biliyordum öldüğünü ama bunu duyup teyit ettirmek kalbimi tekletti.

Evet ölmüştü. O ölmüştü!!

Patronun yüzüne baktım. Hiç pişmanlık ya da acıma yoktu. Tuhaf bir şey vardı çözemediğim. Korkmuştum bu halinden. En ufak bir şey aradım ama yoktu.

-"Öl. dür. dün!" Dedim, kendimi zor duyuyordum. "Aptal adam! Öldürdün onu!" Bu sefer bağırmıştım. "Psikopat pislik! Ne yaptın sen? Öldürdün onu!" Yanına gittim ve göğsünü yumruklamaya başladım. "Onu öldürdün! Hiç mi acımadın? Hiç mi pişman olmadın?" Yüzüme bakmadan silahı tutan elini indirdi ve yüzüme baktı

Büyük Patron (y-a)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin