Asıl şaşırdığım kısım arabada oturuyorken oldu. Hepsi geldiği için hep birlikte bir şeyler yapacaklar sandım ama her ihtimale karşı yanımda bulunmak için geldiklerini anladım. Yusuf karşımda instagramda takılıyordu. Komik gelen videoları bana gösteriyor, sessizce kıkırdamayı eksik etmiyordu. Ona alışmakta çok zorlanacağım kesindi. Melis sessizce etrafa bakıyordu.
Emir ile Selim desen sanki karşısındakiler ile dalga geçiyormuş gibi takım halinde teker teker adamları hallediyorlardı. Feriha odaklanmış ikisinin yüzlerindeki maskenin çıkma ihtimaline karşı bekliyordu. Eğer maskeler çıkarsa anında yüzlerini tam tersi biçimde şekillendirecekti.
Maskeleri tüm yüzlerini kaplıyordu. Her birinin kendine has maskeleri vardı. Emir'in maskesi kapalı kırmızı tondaydı. Selim'in ise kapalı yeşil renkteydi. Maskelerin üzerindeki şekilleri çok hızlı oldukları için göremiyordum.
Emir elini Selim'in omzuna koyuyor sonra bir anda bir adamın arkasında beliriyorlardı. O zaman Selim hiç gücünü kullanmadan adamın boynuna çok hızlıca vuruyordu. Bir bakıyordum ki adam yerde. Sonra aynısı başka bir adamın başına geliyordu. O kadar hızlılardı ki yedi adam da diğerlerini kurtarmak için yetişemiyordu. Yedi kişinin ardından en son Murat kaldığında bu saldırıyı uygulamadılar. Ondan uzaklaşarak dikkat ediyorlardı. Murat alkışlayarak " Vay bugün iki kişiniz öyle mi? Neyse artık, sizinle oynamak eğlenceli olacak."
Murat bir anda diplerinde belirince, ne ara oraya gittiğini anlayamadım. Tam onlara dokunacaktı ki ne ara fark ettiklerini anlayamadığım Emir ve Selim, başka yere kaçmışlardı bile. Melis şaşkınlığıma karşılık " Onun takma adı Flash." dedi Murat'tan hiç hazzetmediğini belli ederek.
Şu filmlerdeki Flash'ın gerçek halini görmek tuhaf hissettirmedi değil. Melis konuşmasına devam ettiğinde olan oldu. " O Flash ise bizde de Selim ve Emir var. İzle anlarsın..." diyerek önümüzdeki hareketli manzarayı işaret edince hızla kafamı çevirdim. Bir süre adamdan kaçsalar da en sonunda Selim hızla elini hareket ettirdi ve özel gücünü kullanarak son hız yaklaşan Murat'a yeni bir yön verdi. Neye uğradığını anlayamayan Murat kocaman ağaca yapışınca tok ama güçlü bir ses duyuldu.
Bu olduğu anda Melis'in konuşması kesilmeden gerçekleşti ve önceki cümlesine devam ederek "...Baygınken hızlı olmazsın değil mi?" dedi. Her şeyin bu kadar hızlı olup bitmesi karşısında sadece susuyordum. (MURAT BAYILMASIN VE KÖTÜ DURUMDA OLDUĞU İÇİN ORMANA GİRİP KAÇSIN)
Arabaya geri döndüler. Selim gücü ile dokunmadan adamın arabasını yolun kenarına çektiği için sanki hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam ettik. Zaten kimse bir şey demediğinden ben de sustum ve yaşadıklarımı kafamda tartmaya başladım.
Yanımdaki insanlar kesinlikle tahminimin ötesinde güçlüydü. Ama sadece onlar güçlü değildi. Neslihan annemlere saldıranlardan sadece ayak takımındaki biri bile bu tür farklı güçlere sahipse bu onların da çok güçlü olduğunun kanıtıydı. Yoksa çoktan Yusuf'lar onları hallederlerdi. Daha tam olarak kimin düşmanım olduğunu bilmiyordum ama bunu zaman gösterecekti. Aslında arabada Emir ile Selim olduğu için onların tarafına çok bakamıyor sadece camdan dışarıyı seyrediyordum. Kim bilir belki bir gün onlara güvenebilirsem yüzlerine rahatça bakabilirdim ama belki de bu hiç olmayabilirdi.
Ailem için aslında şimdiden endişeliydim. Evet çok zeki olabilirlerdi ama diğer tarafın ne kadar güçlü ve tehlikeli olduğu gerçekliği yüzünden korkum artmaya başladı. Bir gerçeği fark edene kadar sadece yol boyu yüzümü saklayarak ağlamaya devam ettim. Ya ailemin yanında olmam onlara asıl zarar verecek şey ise, ne yapacaktım? Onların yanında olduğum her an onlar için tehlike arz ederdi. Kafamdakiler susmuyordu adeta. Sonunda evlerine vardık. Herkes kendi odasına çekilene kadar yarın hakkında konuşmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REDUNDANT:EKİNEZYA
AcciónBir salgının ardından bulunan aşı , bütün insanların hayatını değiştirdi. Artık birçok insan ,okudukları kitaplar ve izledikleri filmlerde ki özel güçlere sahip. Böyle bir yaşamda dünya ne kadar tehlikesiz olabilir ki? Hele ki bir Redundant isen... ...