Deniz geçmiş travmasıyla kendini karanlık bir dünyaya hapsetmişti ve yaşamını bir ölü gibi devam ettiriyordu. Cem ise bu dünyalar güzeli adamı yeniden canlandıracaktı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Renascence" İngilizce'de "Yeniden Doğuş, Canl...
Odaya dönüp onu yatağın kenarına bıraktım. Havlusunun kenarıyla rahatsız etmeyecek şekilde hafifçe bacaklarını kuruladım. Yanında duran kıyafetlerden boxerı alıp bacaklarından geçirdim. Beline sarılıp kalkmasına yardımcı oldum ve havlusunun altından boxerını bacaklarının üst kısmına kadar çektim. Onu yatağın kenarına bırakıp biraz geri çekildim ve gözlerimi kapattım.
Kısa süre sonra tişörtümün ucu çekiştirilince gözlerimi açtım. Boxerını giymiş ve havluyu yanına bırakmıştı. Önüne gidip havluyu aldım ve üst bedeninin suyunu aldım. Saçlarındaki havluyu yumuşak hareketlerle hareket ettirip saçlarının da suyunu aldım.
Saçlarının suyunu biraz alınca üşümemesi için havluyu bıraktım. Bluzunu alıp giydirdim. Ardından eşofmanını bacaklarından geçirdim. Beline sarılıp eşofmanını tamamen giydirdim. Üstünü düzeltip yatağa geri bıraktım. Saç havlusunu alıp işime devam ettim.
Saçlarının iyice suyunu aldığıma emin olunca havluları alıp banyoya gittim. Havluları bırakıp saç kurutma makinesi ile tarağını aldım ve odaya geri döndüm. Son anda aklıma gelenle gardıroba yöneldim. Alt çekmeceyi açıp çorap aldım. Dolap düzeni benimkiyle aynıydı. Odasındaki bütün düzen neredeyse benim odamla aynıydı.
Önünde durunca kurutma makinesi ile tarağı yanına bıraktım ve diz çöktüm. Ayağının birini dizimin üstüne koydum ve çorabını giydirdim. Sonra ayağını indirip diğer ayağına da aynı şekilde çorabını giydirdim. Çoraplarını düzeltip ayaklarını bıraktım ve ayağa kalktım. Kurutma makinesini komodinin yanındaki prize taktım. Kablo biraz gerilse de yetişiyordu. Gülümseyerek yatağa çıkıp arkasına oturdum. Önce tarakla saçlarını taradım. Sonra kurutma makinesini alıp yumuşak hareketlerle şekil vererek kurutmaya başladım.
Saçlarını kuruttuğumda son kez tarayıp şekil verdim. Kurutma makinesini ve tarağı toplayıp yataktan indim ve banyoya gittim. Yerlerine bırakıp odaya geri döndüm. Saate baktığımda dörde geldiğini gördüm. Bahçe zamanını duşa harcamıştık. Şimdi bir saatliğine odasında oturduktan sonra salona inecektik.
"Saat şimdi dört. Salona şimdi mi inelim? Yoksa beşte mi inelim?" önünde diz çöküp yüzüne bakarak sordum. Gözlerini birkaç kez hızlı hızlı kırptı. Sonra gözlerini uzun süre kapalı tuttu.
"Şimdi mi?" anlamak için tekrar sorduğumda gözlerini uzun süre kapalı tuttu. Gülümseyerek ayağa kalktım. Biraz eğilip ayaklarını ayaklarımın üstüne koydum. Belinden tutup kendime çektim ve ayağa kalkmasını sağladım. Burnundan sert bir nefes verip aşağı bakarken tişörtüme tutundu. Gülümseyerek geri geri yürüdüm. Kapının önüne gelince bir elimi belinden ayırıp kapıyı açtım. Sonra yine geri geri yürüyerek merdivenlere ulaştım. Ara sıra arkamı kontrol ediyordum.
Merdivenlerde bir süre kararsız bir şekilde bekledim. Dudaklarımı birbirine bastırıp bana bakan buz mavisi gözlere baktım. Gözlerimi hafifçe kısıp emin olmak ya da onay istemek amacıyla gözlerine baktım. Kaşları hafifçe çatılsa da gözlerini sıkıca kapatarak onay verdi. Dudaklarımı birbirine bastırıp ellerimi belinden bacaklarının üst kısmına kaydırdım. Kafasını eğip ne yaptığıma baktığı sırada bacaklarından yukarı doğru çekip bacaklarını belime sarması için yönlendirdim. Şaşkın bir şekilde refleksle bacaklarını belime sardı. Elleri de kollarımı sıkı sıkı tutmuştu. Şimdi biraz yükseğimde kalan yüzüne gülümseyerek baktım. Bir süre anlamlandıramadığım bir ifadeyle yüzüme bakıp kafasını başka bir yere çevirdi. Bakışlarımı ondan çekip aşağı bakarak dikkatlice merdivenleri inmeye başladım. O şekilde yürüyerek merdivenden inmemiz çok zordu. Kucağıma prenses stili nasıl alacağımı da bilememiştim o duruşta. Bu yüzden bu şekilde kucağıma almıştım.
Merdivenler bitince aşağı indirmek amacıyla bacaklarını biraz saldım ama bacaklarını sıktı. Kollarını da boynuma sarıp yüzünü boynuma gömdü. Dudaklarımı birbirine bastırıp öyle ilerlemeye devam ettim. Salona girdiğimde her zamanki temizlikle ilgilenen ablayı gördüm. Gözlerini kocaman açıp bize baktı. Sonra hızlıca odadan çıkıp gitti. Bir süre arkasından bakakaldım. Kaçmasına sebep olacak hiçbir şey yoktu ki. Yani Deniz kucağımdaydı ama kaçılacak birşey değildi. Sadece yardımcı oluyordum.
Kendime gelip yürümeye devam ederek koltuğa ulaştım. Biraz eğilip Deniz'i bıraktım. Kollarımı açtım ama bacaklarını ve kollarını çözmedi. Çok fazla eğildiğim için dengemi sağlayabilmek amacıyla ellerimi iki yanına bastırarak destek aldım.
"Deniz..." yavaşça mırıldanıp sırtına dokundum. Yüzünü daha çok boynuma bastırdı. Derin bir nefes alıp belinden tutup yanına oturdum ve bedenini dizlerime çektim. Sessizce sırtını ovuşturarak rahatlamasını bekledim. Kasları çok sertti. Neden böyle yapmıştı ki bir anda? Onu ne rahatsız etmişti ki?
Aklından ne geçtiğini bilmeyi çok isterdim. Bazen böyle, bir anda rahatsız olduğunu hissediyordum. Herşey normaldi. Onu ancak aklından geçen bir şey rahatsız edebilirdi. Aklından ne geçiyordu ki bu sefer böylesine rahatsız olmuştu?
Uzunca bir süre öylece oturduk. Salona kimse gelmedi. Deniz de herhangi bir tepki vermedi veya hareket etmedi.
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu Deniz olarak düşündüğüm kişi. Deniz'in şu anki hali daha çelimsiz ama yüz ve yapı olarak aklımdaki kişi bu.
Adamın ismi Alexandre Schiffer. Adam resmen beynimde kira ödemeden yaşıyor. Yüzü her zaman aklımda. Neden bilmiyorum. Yani ne yalan söyleyeyim, daha güzellerini gördüm ama bu adam bir başka. Ayyy birinin hayranı olsam bu adamın hayranı olurum. Maşallah pek güzel bir bey. Allah sahibine bağışlasın. Abimiz anladığım kadarıyla model. Maşallah çok güzel poz veriyor. Bakışları ise beni benden alıyor (✯ᴗ✯)
Pinterest hesabımda, Kullanacaklarım 2 panosunda, karakter bölümüne bolca resmini ekledim. Profilimde hesabımın linki de, ismi de bulunuyor. Gidip bakabilirsiniz, canlarım. Gözünüz, gönlünüz şenlensin ( ꈍᴗꈍ)
Bölüm nasıldı?
Biraz yakınlık gördük. Acaba Deniz ne düşünüyor? Ehehe, ben ne düşündüğünü biliyorum ama şu anlık bende bir sır (◠‿◕). İleride vakti geldiğinde her şeyi ortaya çıkaracağım.
