Bölüm 33: Çocukluğuna Hediye

1.5K 137 83
                                    

《33. BÖLÜM: ÇOCUKLUĞUNA HEDİYE》

"Bora emin misin? Geleyim istersen..."

"Yok. İhtiyacım yok benim kimseye." Bazen dili dolanıyordu. Defne de endişeleniyordu onun için. Derdi vardı lakin konuşmuyordu.

"Tamam, yok ihtiyacın kimseye. Neredesin onu söyle bari."

"Cehennemin dibinde." Defne sıkıntıyla oflayıp alel acele yatağından kalktı. Kardeşi uyanmasın diye sessiz davranıp hızlıca odasından çıktı.

"Bora, hayatım... Nerdesin?"

"Cehennemimde." Defne sıkıntıyla bir iç çekti. Onun ağzından laf alamayacaktı belli ki. Düğünden çıktıktan sonra Bora onu bırakmıştı. Duş alıp uyuyacağı sırada Sevim Hanım aramış Bora'yı sorunca eve gitmediğini anlamıştı. Dakikalardır onu konuşturmaya çalışsa da becerememişti. Neredeyse 2 ay olacaktı birlikte olmaya başlayalı ama Bora'nın derdini öğrenememişti. Bazı günler öyle neşeli ve enerji dolu oluyordu ki kafamda mı kuruyorum diye düşünüyordu. Lakin bazı gülüşleri bir anda solup onu uzaklara daldırıyordu. Orada ne görüyorsa gözlerine bir acı çöküyor, susup kalıyordu. O daldığı yerde başka bir kadını sevdiği fikri beynine her sızdığında beynini parçalamak istiyordu. Bunun ihtimalinden bile nefret ediyordu.

Telaşla evden çıkıp birkaç bina ötedeki Asaf'ın kapısına çıktı. Bu saate kimseyi rahatsız etmek istemese de endişeleniyordu Bora için. Tedirgin bir şekilde kapıya vurdu ancak birkaç dakika geçmesine rağmen açılmayınca zili çaldı. Çok geçmemişti ki adım sesleri duyuldu. Neredeyse sabah olacaktı. Bu vakitte birinin kapısını çaldığı için delicesine utanıyordu.

Kapının kilitleri açıldı. "Defne? Hayırdır?" Asaf'ın uykulu ve endişeli sesi onu daha da utandırırken içine kaçan sesi ve bir türlü yüzüne bakamadığı gözleriyle konuştu, "Asaf kusura bakma lütfen. Rahatsız ediyorum bu saatte." Gözleri Asaf'ın hemen ardındaki Yeşim'e değdi. Başıyla selamlayıp yeniden Asaf'a döndü. "Bora. İçmiş galiba. Nerede olduğunu soruyorum söylemiyor da. Senden başka kimden yardım isterim bilemedim." Asaf'ın da yüreği huzursuzlukla dolarken başıyla onayladı.

"Tamam gel iki dakika içeri. Ben bir hazırlanayım. Bulurum onu."

"Yok rahatsız ettim zaten. Beklerim burada." Asaf başıyla onaylayıp hazırlanmak için geri giderken Yeşim de bir bardağa su doldurup Defne'nin yanına çıktı.

"İç lütfen. Yüzün solmuş."

"Teşekkür ederim." Defne aldığı suyu küçük yudumlarla tüketti. "Özür dilerim gerçekten. Böyle bir gecede rahatsız etmek istemezdim."

"Sorun değil. Çekinme artık." Yeşim biten bardağı alıp ayakkabılığa bıraktı. Kollarını çiçek yapıp kapıya yaslandı. Bütün gece ayakta zaten yorulmuş, geç uyuduğu ve henüz uykusunu alamadığı için de bayılacakmış gibi hissediyordu. En azından Asaf gelene kadar Defne'ye eşlik etmeliydi. Kapıda yalnız bırakıp da uyumaya gidiyorum diyemezdi.

İkisinin de konuşacak ortak bir noktaları olmayınca Asaf gelene kadar sustular. İki dakika sonra Asaf gelince önce karısını öpmüş ardından kapıyı kilitleyip uyumasını söylemişti. Ardından Defne'yle birlikte apartmandan çıkmıştı.

"Hiçbir şey söylemedi mi sana?"

"Yok. Cehennemin dibindeyim diyip durdu."

"Eşek herif! Tamam sıkma sen canını. Biliyorum ben onun nerede olduğunu. Yanına varınca haber veririm sana." Yeşim başıyla onayladı. Asaf ilk onu evine bırakmış ardından da söve söve Bora'nın yanına adımlamaya başlamıştı. Bütün gece onu kontrol etmişti. Zaten yeterince üzgünken düşüp kalmasından korkmuştu. Kaç gecedir uyumadığını biliyordu.

Gülümsemesi Yakamoz {TAMAMLANDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin