Bölüm 52: Kar Tanesi

1.1K 110 239
                                    

.

Bölüm Şarkısı;

Gidemiyorum - Göksel

.

《52. BÖLÜM: KAR TANESİ 》

9 Eylül 2019

Çakmakla ikinci mumu da yaktıktan sonra bir adım geriye gidip hazırladığım masayı süzdüm. Gayet iyi görünüyordu.

Hatta kusursuzdu.

Üzerime giydiğim kırmızı mini elbise ve dudaklarımdaki cürretkar rujla ben de hazırdım.

Aynada son kez kendimi süzdüm, rujum taşmış mı diye kontrol ederken zil çaldı. Kalbim ağzımda atıyordu resmen, bu gece benim sevgilim doğmuştu. Biz onun yeni yaşını kutlayacaktık.

Kapıyı açmam ve onun olduğu gibi göründüğünü haliyle daha çok gülümsedim. Beni görünce kaşları çatıldı. Baştan aşağıya bedenimi süzdü. "Sevgilim?"

"Hoş geldin." Onun içeri geçmesi için kapı ağzından çekildim. Büyülenmiş gibi beni izlerken hareketleri oldukça yavaştı. İlk önce ayakkabılarını çıkardı ardından üzerindeki ceketi çıkarıp astı.

"Sen, ne güzel olmuşsun..."

Ondan bakışlarımı kaçırıp kapıyı kapattım. "Teşekkür ederim. Senin için hazırlandım."

Adama şok üstüne şok yaşatıyordum, gözleri olabilirmiş gibi daha çok açıldı. "Benim için?" Dudaklarımı ısırıp başımla onayladım.

"Geçsene." O önden ben hemen ardından yavaş adımlarla salona girdik. Hazırladığım masaya bir göz atıp yeniden bana döndü. Aramızdaki iki adımlık mesafeyi kapatıp kollarımı boynuna doladım.

"İyi ki doğdun hayatım." O hâlâ tek kelime edemezken ben uzanıp dudaklarına baskılı bir buse bıraktım. Elleri belimde, gözleri bedenimdeydi. Çok kısa süren öpücüğümün sonunda baygın yeşilleri açıldı. Dudaklarında sersem bir gülümseme vardı.

"Bence de, iyi ki doğmuşum." Belimdeki elleri beni daha sıkı sarıp bedenimi yeniden ona yükselttiğinde dudaklarımız yeniden buluşmuştu. Daha hırçın, daha tutkuluydu bu kez. Bedenlerimiz birbirine geçmiş haldeydi, onun vücudunu hissetmek benim bedenimin ısınmasına, dudaklarının sert darbeleri kasıklarımın sızlamasına sebep oluyordu.

İkimiz de kendimizi kaybettiğimiz anda dizlerim titremeye başladığında ellerimi omzuna yerleştirip ne kadar istemesem de ayrılmak zorunda kaldım. Nefes nefese alınlarımız birbiriyle buluşmuştu. Birkaç dakika tanıdık birbirimize. Kendimize geldiğimizde ise dudaklarımızda küçük tebessümler vardı.

"Bilseydim, senin yanına yakışacak şekilde gelirdim. Sadece yemek yiyeceğiz zannetmiştim. İşten çıktığım gibi geldim. Özür dilerim." Bir adam bu kadar düşünceli ve kibar olamazdı, onu hak edecek ne yaptıysam bin kez şükrediyordum.

Ellerim onun dudaklarına bulaşan rujumu temizledi. "Bu gece senin için buradayız sevgilim. Ayrıca yine başımı döndürecek kadar büyüleyici görünüyorsun." En içten şekilde gülümseyip elinden tutarak masanın başına getirdim. Benim için sandalyeyi çekti.

"Ben kendimi topla-"

"Otur."

"Dudaklarım?" Masanın üzerindeki peçetelikten bir tane çıkarıp dudaklarımı temizledi.

"Ben yanındayken ruj kullanman israf sadece sevgilim, her an bozabilirim." Uzanıp yeniden küçük bir buse bıraktığında belimdeki elleri olmasaydı kesin yere düşecektim.

Gülümsemesi Yakamoz {TAMAMLANDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin