Herkese merhaba. Arkada Halsey çalarken bölüm yazılmaya başlansın bakalım.
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.
Bölüme başlama saatini bırakalım.
=> 14:03
Keyifli okumalar dilerim.
⚖
Hatalar, bedellerle denklemleşirdi. Sınavlarda olduğu gibi üç yanlış bir doğruyu götürmezdi, hayat daha acımasızdı; her yanlışın kaç kişiyi etkiliyorsa o kadar bedel öderdin.
Kerim, Berk Çakar'ı yaşadığı duygu çıkmazından dolayı dövmüştü ve şimdi onun bedelini ödemek üzere gidiyordu. Bir aylık uzaklaşma kararı çıkartılmıştı, başka bir şehirde Yananlar'da görev yapmaya gidecekti ve biz hangi şehir olduğunu bilmiyorduk. Kerim de aynı şekilde nereye gideceğini bilmiyordu, oraya gittiğinde de bize nerede olduğunu söylemesi yasaktı fakat neyse ki telefon izni vardı.
Kerim iyi bir adamdı, iyi bir insandı fakat yanlış; iyiye ve kötüye bakmazdı. Yanlış ve doğrular kesin çizgilerdi, bedel ödemek ise yanlışın sınırlarında dolaşan ince bir ipti. Berk bedel ödemeyi hak etmişti fakat Kerim bunu kişisel kıskançlıktan dolayı yapamazdı, iyi bir adam olması yanlışlarını değiştirmiyordu. Bu yüzdendir ki bir insan yanlış yaptığında o iyi birisi diyerek üzerini örtemezdik. Bu vicdansızca görülebilirdi fakat Denge böyleydi; duvarımızda insanlar sadece duygulardan ibaret değil yazardı.
Kerim sırt çantasını takıp doğal açık kumral, sarımsı, saçlarını parmaklarıyla biraz daha dağıttı. Kıvrımlı kirpikleri güneşin yüzüne vurmasıyla parlarken hepimiz onu izliyorduk, Denge'nin kapısının önündeydik. Selinay dolu dolu ve bir o kadar da uykusuz gözlerle abisini izlerken esnememi bastırmaya çalışarak derin bir nefes aldım. Dün akşam hiç uyumadan Denge'ye gelmiş ve uykulu bir kahvaltı yapmıştık, hemen sonra Kerim'in gideceğini öğrendiğimizde onu yolcu etmeye çıkmıştık. Hepimizin içinde haklı bir huzursuzluk vardı fakat yapılacak başka bir şey yoktu, neyse ki bir ay sonra tekrardan aramıza katılacaktı.
"Ne çok dram yaptınız ya?" diye homurdandı Balamir fakat onun da çok üzgün olduğunu yüzünden geçen sahte gülümsemeden anlayabiliyordum. "Gitsin işte, ben de kızları tavlar size yeni yeni arkadaşlar getiririm."
"Motivasyon yükseltme deyince aklına direkt kızlar gelmesini duymamış gibi yapıyorum," diyerek ters ters Balamir'e baktı Kerim. Ardından Selinay'ı kollarının arasına alıp sıkıca sarıldı ve kardeşinin yanaklarına ufak öpücükler bıraktı. Bizimle de kısa bir sarılma yaşadıktan sonra gözleri Sayan'ı buldu, bir an benim bile kalbimin teklediğini hissettim.
Sayan sessizce Kerim'i izlerken gözlerini sürekli kırpıştırıp duruyordu, bunu ağlamamak için yaptığını anlamıştım çünkü uykusuzluktan kızaran gözleri daha fazla kanlanmış ve hafiften şişmişti. Dişlediği dudaklarını serbest bırakıp hafifçe gülümsediğinde Kerim'in güneş ışığıyla parlayan açık renk gözleri titreşti. Bir an kararsızca duraksasa da hemen sonra seri adımlarla Sayan'a yaklaştı ve onu sertçe kollarının arasına çekti, şu an birbirlerine kemikleri kırılacak kadar sıkı sarıldıklarından emindim.
Kerim eğilip başını Sayan'ın boynuna yasladığında ikisinin de yüzü görünmez olmuştu, Sayan'ın da Kerim gibi yüzünü onun boynuna sakladığını fark etmiştim. Dudaklarım yukarı doğru kıvrılırken içimi çekingen bir his kaplamıştı, böyle güzel ve özel bir manzaraya eşlik etmek istem dışı beni heyecanlandırmıştı. Kerim doğrulup Sayan'ın gözlerine bakmadan Denge'yi düz düz izlemeye başladı, dudaklarını aralayarak, "Çok kısa bir sürede döneceğim,"diye mırıldandı. Ardından yavaşça yutkunup Sayan'dan birkaç adım uzaklaştı, ona karşı konuştuğu belliydi. Kaşlarını çatarak,"Yokluğumda bir başka erkeği bulursan," Bir an duraksayıp kaşlarını daha sert çattı ve Sayan'a huzursuzca bakmaya başladı. "Bulma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOPARILMIŞ TERAZİ
Ficção AdolescenteSaklandım. Geçmişimle karşı karşıyayım. Tırnak izleriyle kaplıyım. Kehribar gözlere kandım. Kehribar gözlerle kabusa kapıldım. Cenaze ağıtıyla uyandım. Duymak istemedim, dinledim. Susmak istemedim, kelimelere veda ettim. Saklanmaya çalıştım. G...