başlangıç

230 63 142
                                    

Herkese merhaba, uzun zaman sonra bu platforma geri döndüm ve aslında buna bir gece karar verdim. Bu kararı uzun uzun düşündüm çünkü kelimelerim ve cümlelerim konusunda hassas biriyim, artık burada paylaşmak bile güvensiz hissettiriyor. Yine de bir şekilde bu yolda yürümeliyim, korkak birisi değilim ve herhangi aksi bir durumda kollarımı sıvamayı bilirim.

Adalet. Sıkıcı bir kitap ya da sıkıcı bir konu şeklinde işlemeyi istemediğim, her duyguyu tatmanız gerektiğini düşündüğüm bir kitap olmasını umuyorum ve evet asıl konu adalet. Aşkı da, dostluğu da, kardeşliği de, ihaneti de, bazı zorunlulukları ve mutluluğu, huzuru da işleyeceğim bir kitap olmasını hedefliyorum.

Birkaç gündür psikolojim kadına, hayvana, çocuğa olan bu insafsız durumlara karşı çökmüş durumda. Sosyal medya hesaplarımı bile kapatmayı düşündüm çünkü her gördüğümde içim bunalıyor, kaçmak istiyordum. Sonra yaz dedim, güçlü olsunlar ve savunsunlar. Tek bir karakter istemedim, bir arkadaş grubu olsun dedim. Beraber o yollardan geçsinler ve ben içimdeki şu katranı atabileyim.

Aynı anda bir başka kitapla uğraştığım için bu güzel kitabım nasıl ilerler bilmiyorum. Sadece bir başlangıç yaparsam devamını getireceğimi biliyorum, onu da şu an uygun görerek yapıyorum.

Bunları yazarken okuyucumun olduğunu söyleyemem, bundan utanmıyorum da hatta içimi döküyormuşum gibi oluyor. Nasıl gelişir, gelişir mi bilmiyorum. Umarım yolu doğru çizilir çünkü çok hassas bir konuyu işleyeceğimin farkındayım.

Şimdi... Başlayalım.

Tarih: 24 Mart Çarşamba 2021.

Bana kıyamadıklarını söylediler.
Beni saklayacaklarını ve sırlarımı benden koparttıklarını.
Artık canımın yanmayacağını fısıldadılar geceleri canım yanarken.
Gözlerimi uykuya kapatabileceğime, yastığımın altında gözyaşlarımın birikmeyeceğine dair sözler verdiler.
Korkmayacaksın, dediler.
Kalbim atmadı fakat yine de korkmadım.
Başını dik tutacaksın, dediler.
Belim büküldü, başımı eğmedim aşağı.
Bakacaksın, dediler.
Gözlerimi oysalar dahi gördüm gerçekleri.
Sessiz kalacaksın, dediler.
Boğazımda kelimeler birikti, boğazım kesildi kelimelerden fakat yine konuşmadım. Kelimelerim kırıldı. Sesim kırıktı.
Kusmadım, kaçmadım, sürünsem de ilerledim, bir daha arkama dönüp bakmadım.
Ağlamadım geceleri ama söyledikleri gibi uyumadım da.
Canım yandı ama belli etmedim kendime.
Saklandım ama sırlarım benden saklanamadı.
Bana kıyamadıklarını söylediler.
Sana acıyorum, diyemediler tabi...

Derin bir nefes bırakarak ince parmaklarımın arasındaki sigarayı dudaklarımla buluşturdum, gri duman kendisi kadar kasvetli gökyüzüne süzülürken gözlerimi yakmıştı ve kirpiklerim ciğerlerimden daha fazla sızlamıştı. Yanı başımda beni izleyen mavi gözlerden haberdardım fakat ona dönüp bakmıyordum, o ise bir an bile beni izlemekten vazgeçmiyordu.

"O sigarayı daha ne kadar içeceksin?" dediğinde sesinin tınısı yine pürüzüyle dolmuştu kulağıma, gözlerimi kapatıp bu etkinin tadını çıkarttım. Dikkatli dinlenildiği zaman o hırıltılı tonu duyabiliyordunuz ve bunun farkında olmak onun sesini kesmemi istememe sebep oluyordu. Kimse duymamalıydı, özellikle içimdeki şarkıları o söylerken.

"İstediğim kadar," diye mırıldandım, mimiklerinin oynamayacağını bilsem de dönüp ona baktım. Kısık kirpiklerinin arasındaki deniz mavisi parlıyordu, bana özel bir parıltı değildi; onun gözleri genel olarak parlar ve dikkat çekerdi. Ona bakmamla dudağının kenarı kavis kazandı, parmaklarını çıtlatırken gözlerini benden çekmişti fakat tebessümü yüzündeydi. Onu izlemeye devam ettim, o da bunu istiyordu zaten.

KOPARILMIŞ TERAZİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin