1.Bölüm -Rüya mı? Gerçek mi?-

74 10 6
                                    

#Bölüm Şarkısı#
Linkin Park - In The End


○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●

Daha önce böyle bir duygu hissetmemişti. Ona doğru attığı her adımda kalbinin gürültüsünü duyabiliyordu. Koridordan kapıya gelene kadar böyle devam etti ilk defa gördüğü halde sanki onu kırk yıldır tanıyormuş gibi hissediyordu. Beyaz önlüklü yirmili yaşların sonunda olan genç doktor göz işareti ile oturmasını istedi.

-Hoşgeldiniz şikayetiniz nedir?

-Mer...merhaba aslında ben son zamanlarda kendimi pek iyi hissetmiyorum.

Kalbi sanki yerinden çıkacaktı. Göz kenarlarında milyonlarca karınca geziyordu. Son bir gayretle;

-Yardım edin nefes alamıyorum.

Doktor hemen koltuğundan kalkıp onun karşısındaki koltuğa oturdu. Yaptıklarını tekrar etmesini istedi. Bu arada ellerini ellerinin üstüne koyup;

-Merak etme ben yanındayım, bana güven. Şimdi derin bir nefes al ve ona kadar sayıp yavaşça geri verelim. Evet harika gidiyorsun, hadi bir kez daha. Eveett. Şimdi daha iyisin değil mi? Hadi son bir tekrar daha..

Evet gerçekten şu an daha iyi hissediyordu. Kendini güvende hissediyordu. Neden ve nasıl hiç tanımadığı, daha ilk defa gördüğü bu genç adama karşı böyle hissedebiliyordu. Sanki içinde bir boşluk doluvermişti. Kafasını kaldırdı ela rengi gözleri kıpkırmızı olmuştu. Uzun kumral saçları sanki yeni uyanmış gibi dağılmıştı. Çok terlemiş ve çok susamıştı. Doktorun sorusuna karşılık sadece "Evet" diyebildi.

-Şimdi söyle bakalım Ela nedir sıkıntı?

-Size bunu nasıl anlatacağımı inanın bilemiyorum. Daha önceden de buna benzer şeyler yaşamıştım. Fakat bu son olan..

-Son olan.. ne oldu Ela?

-Uyanıkken gördüğüm rüyalar yani otururken, yürürken birden gözümün önüne gelen anlamdıramadığım görüntüler.

-Bana biraz bu görüntülerden bahseder misin?

-Bir adam, elinde bıçak ellerinde kalın çizgilerle yapılmış dövmeler var. Dövmelerin amatörce yapıldığı çok belli. İşaret parmağı sapsarı. Belli ki aşırı nikotin tüketiyor. Erkek olduğu ellerinin şeklinden ve sesinin kalınlığından anlayabiliyorum yüzünü hiç görmüyorum. Sanki ruhum onun bedeninde yaşıyor o an.

Elleriyle yüzünü kapatıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı Ela. Belki de ilk defa güvenerek birine anlatmanın verdiği rahatlıkla sinirleri boşalmış ve rahatlamıştı. Doktor Uras bir süre Ela'yı kendi haline bıraktı. Ona gözyaşlarını silmesi için bir peçete uzattı.

-Ela devam etmek ister misin?

-Aslında bugün bu kadarını bile beklemiyordum. Kimseye anlatamadığım şeyleri bir anda nasıl kelimelere döktüm bilmiyorum. Şu an beynimin içi sanki bomboş.

-Böyle hissetmen gayet doğal zaten. Peki o zaman bana ne zamandır bu durumu yaşadığını söyler misin?

-6 yada 7 yıl önce ilk defa hissetmiştim. Servisle okula gidiyordum. Okula varmamıza 10 dk kalmıştı. Pencereden dışarıyı izliyordum. Uyumadığıma o kadar eminim ki. Aynı adam elinde bu sefer siyah eldivenler vardı. Eve pencereden girdi. Kadın salonda televizyon izliyordu. Ses çok yüksekti. Çünkü kadının işitme sorunu vardı. İşitme cihazı kulağındaydı. Adam arkadan gelip önce çığlık atmaması için kadının ağızını kapattı. Kadın debeleniyor onu bırakması için yalvaran gözlerle adama bakıyordu. Adamın bu bakışı daha çok hoşuna gidiyordu. Kendini ve egosunu bu durumla tatmin ediyordu. Yalvaran bakışlar... Elindeki bıçağı direk kalbine saplıyor. Hareketsiz kalınca dikkatlice yere yatırıyor ve oradan ayrılıyor.

Eli ayağı titriyordu Ela'nın

-Biraz su alabilir miyim?

-Elbette.

Doktor Uras çok etkilenmesine rağmen Ela'ya hissettirmemeye çalıştı. Meslek hayatının ilk yıllarında böyle bir danışanla karşılaşacağını hiç düşünmemişti. Bir bardak kendine bir bardak Ela'ya su alıp masaya geri döndü. Soluksuz bir şekilde içtiler.

"Peki sonra." dedi. Doktor Uras. Meraklı gözlerle.

-Kendime geldiğimde arkadaşım Burcu kolumu sallıyordu. 'Hadi kızım yaa bir saattir sesleniyorum nereye daldın öyle' dedi. Ben öyle bir şekilde donmuşum ki zaman-mekan kavramı yoktu o an. Ne yaşamıştım ben hayal desen hayal değil, rüya desen rüya değil. O gün okulun son dersini iple çektim eve koşup anneme her şeyi anlatmak istiyordum. Eve dönüş yolu hiç bu kadar uzun gelmemişti bana. Servis sokağın dönüşüne geldiğinde büyük bir kalabalık gördüm. Aceleyle inip anneme koştum. "Anne neler oluyor?" dedim. Annem "Gel Ela hadi eve gidelim." dedi. Annemin yüzü bembeyazdı "Ne oluyor? Anne söylesene" dedim. "Komşumuz Suna teyzen öldürülmüş." dedi. O gördüğüm şeylerin hayal olmadığını anlamıştım. Çünkü Suna teyze evinde tek yaşayan işitme engelli bir kadındı.

○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●

Bölüm Sonu.

Ruhum Sana EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin