○•○

401 11 21
                                    

-baban ölmemiş so eun .o yaşıyor.

Söyleyeceği şeyin canımı sıkacağını tahmin edebiliyordum.ama bu kadarı fazlaydı.güleryüzüyle bana bakarken canımın bu kadar yanması fazlaydı.neden bendim hep acı çeken?niye hep dolmak zorundaydı bu gözler?başkaları umursamazca hayatın keyfini sürdüğü halde...

-siz ne söylediğinizin farkında mısınız?

Donmuş vücudum onun sesini duyabiliyordu sadece.hayatımı renklendiren mükemmelliğin.

Sesinin tınısı her sesten her melodiden güzel olan bu adam elimi sıkıca kavramıştı konuştuğu sırada.

-evet farkındayım evlat.biliyorum bunu yıllar sonra öğrenmek çok zor ama babası bizimle görüştüğünde onun da bilmesi gerektiğini düşündüm.

Kai ye dönük olan kafasını tekrar bana çevirdi."o seni özlemiş."

O beni özlemiş öyle mi?yıllardır yokluğunu iliklerime kadar hissettiğim,gülümsemesini göremediğim için her saniye hayata lanet okuduğum adam-benim babam-bunca zaman sonra beni özlediğini mi söylüyordu?yalanlarıyla hayatımı mahvedip gittikten sonra buna ne hakkı vardı ki?

-bu zamana kadar neredeymiş?neden gitmiş?

Kelimeler zorlukla dudaklarımdan döküldüğünde gözlerimden akan yaşlarla kafamı kaldırdım.karşımdaki neşeli adam masada duran ellerini birleştirdi ve gözlerini gözlerime dikti.

Bu neydi şimdi?sanki kendi babasını bulmuş gibi etrafa neşe saçan sevgili!başkanımız neden ciddileşmişti?söyleyecek bir sözü olmadığından mı yoksa söyleyecek yüz bulamadığından mı?hangisi daha kötü?

-o...başka biriyle evlenmiş.

Duyduklarım acıyla kulaklarımda yankılanıyordu.gözyaşlarım artık görüşümü engellemeye başlamıştı.vücudum hıçkırıklara hapsolurken elimi tutan eller sarmaladı bu sefer beni.hiçbir şey ses duymak istemiyordum.hiçbir şey görmek istemiyordum.sadece bu kollarda olmak ,bu kollarda sonsuza kadar yaşamak istiyordum.

Kokusuna hapsoldum tekrardan.her zamanki gibi parfümlere taş çıkaran koku beni içine çekiyordu.yüzümü sıcak boynuna yaslayıp saçıma bıraktığı tatlı öpücüklerin tadını çıkarmaya çalıştım.acıdan uzaklaşmaya,mutluluğa tutunmaya çalıştım.ama sadece çalıştım.

Başkan lee yle nerede olduğumun farkına varmam çok geç olmamıştı.gerçek hayata dönmem gerekiyordu.bu bedenin acı çekmesi gerekiyordu.

-bak seni çok üzdüğünü ,büyük bir hata yaptığını çok iyi biliyor.ama görüşmek istiyor.bir kere de olsa görüşmek istediğini söyledi.

Başımı duyduklarıma inanamayarak kaldırdım.şaka yapıyor olmalı.bana bu kadar acı çektiren adamla görüşeceğimi düşünmesi tam bir saçmalık!

-ONUNLA GÖRÜŞMEYECEĞİM TAMAM MI?BENİM BABAM YOK!O ÖLDÜ!ANLIYOR MUSUN?O ÖLDÜ!!

Arkama bile bakmadan odadan çıktım.nereye gideceğimi ,ne yapacağımı bilmiyordum.sadece gitmeliydim.buradan uzaklaşmalıydım.

Koridorda başıboş dolaşırken adımı duyuyordum.

-so eun!beni bekle so eun!

Ayaklarım durmama izin vermedi.kalbim hızla atıyordu ve gitmemi söylüyordu bana."git,uzaklaş buradan."

Gözyaşlarımda beni karanlığa gömdüğünde yere yığıldım.böyle olmamalıydı.biz şuan evimizde olmalıydık.film izliyor ya da yemek yapıyor olmalıydık.neden buradaydık ki?neden acıyla buluşmuştuk yine?

l a d y b u g → kai ♣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin