○•○

478 18 17
                                    

*kai *diye seslendim .önümde ilerliyordu.o güzel yüzü güneş gibi parlıyordu.ama beni duymadan ilerlemeye devam ediyordu.o sessizce ilerliyor ve ben de onu takip ediyordum.etrafımız çimenlerle doluydu.güneş tüm parlaklığıyla parlıyordu.ve ben ne olduğunu anlamıyordum.

adımlarımı sıklaştırıp kai nin yanına ulaştığımda gördüğüm manzarayla dehşete düştüm.kai nin vücüdü kanlar içindeydi.o küçük kahverengi gözleri gözlerimle buluştuğunda birkaç damla süzüldü yanağına.neye uğradığımı şaşırmış bir halde sadece dikiliyor ve tepki vermesini bekliyordum.konuşmasını yada elimi tutup herşeyin yolunda olduğunu söylemesini...

ama o tam tersine acıyla yere yığıldı.yanına koştum.beyaz gömleği kırmızıya boyanmış ,saçları birbirine dağılmıştı.

*ne olur dedim*ne olur beni bırakma*elimden sadece yalvarmak geliyordu.ben başını okşarken o sadece gülümsedi.

-her şey buraya kadarmış..dedive gözlerini yavaşça kapadı.

*hayır ,hayır ne olur beni bırakma ,ne olur gitme diye bağırsam da açmadı gözlerini.

o an birini beni çekiştirdiğini hissettim.kulağıma gelen sesler yavaş yavaş yükselirken gözkapaklarıma araladım.annem karşımda oturmuş telaşla bana sesleniyordu.ne oluyor burada?

olanları hatırlayıp yerimden fırladım.

*kai ,onun yanına gitmeliyim.beni bırakmasına izin veremem.

-so eun sakin ol kızım,kabustu ,sadece bir kabustu.dedi.kollarını belime dolamış beni sakinleştirmeye çalışıyordu.ama kalbim ne kadar inanmak istese de mantığım kabul etmiyordu.

*onu görmeliyim ,görmeden inanmam .yerimden fırlayıp banyoya yöneldim.

elimi yüzümü yıkayıp kendimi sakinleştirmeye çalışsam da pek başarılı olduğum söylenemezdi.ellerim titriyordu.gözlerim de şişmişti.tekrar odama döndüğümde annem hala beni ikna etmek için çabalıyordu.ama onu dinleyemeyecek kadar endişeliydim.ayakkabılarımı giyip dışarı fırladığımda hava hafif yağmur vardı.hemen onu görmeliyim.ona bir şey olursa yaşayamam ben.

üzerime ne giydiğimin farkında bile değildim.tek bildiğim onu bulmam gerektiğiydi.

yaşlı gözlerle şirkete ulaştığımda meraklı gözleri arkamda bırakarak asansöre doğru ilerledim.ne olur annemin dediği gibi kabus olsun!lütfen beni bırakmış olsun.

salona girdiğimde hafif bir müzik sesi vardı.birkaç üye dans pratiği yapıyordu.o da oradaydı.ahh..benim dünyam tam karşımda duruyor odada ritmik hareketlerle dans ediyordu.ben orada dikilmiş sadece onu izlerken bana seslendiğinin farkında bile değildim.sadece onu izliyordum.ve kendimi ikna etmeye çalışıyordum.

-neyin var ,iyi misin dedi bir ses.aynı anda kolumu da tutmuştu.benim yapabildiğim tek şeyse ağlamaktı.sadece ağlamak...

kolumu tutan kişi bir süre sonra beni yumuşak bir koltuğa oturttu ve konuşmam için seslendi bana.kafamı kaldırıp baktığımda kai endişeyle bana bakıyordu.ve artık konuşmam için yalvarıyordu.diğer birkaç üye de karşımda durmuş bizi izliyordu.konuştuklarını duyuyor ama ağzımı açamıyordum.konuşursam onun gideceğinden korkuyordum.

-kai,doktor çağırmalıyız,hiç iyi gözükmüyor dedi.kai de olumlu anlamda kafasını salladı.

kapıya yönelen baekhyun hyung benim konuşmamla gitmekten vazgeçti.

*ben iyiyim sadece ... boğazım düğümleniyor konuşmama izin vermiyordu.kendimi zorlayarak devam ettim.

*kabus gördüm ,çok kötü bir kabus .sesim titriyor gözyaşlarım durmaksızın akıyordu.kai kollarını belime dolayıp kendine çekti.onun nefesini içme çektim.onun kokusu bana huzur veriyordu.onun omuzlarında kendimi hiç olmadığım kadar güvende hissediyordum.kai nin eli saçlarımda usulca dolaşırken bende gördüklerimi unutmaya çalışıyordum.lanet olsun!!sadece bir kabustu.ama onu öyle görmek kabus bile olsa nefesimi kesiyordu.

l a d y b u g → kai ♣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin