sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi araladığımda ilk olarak nerede olduğumu anlamamıştım.bir otel odasıydı sanırım.ahh!benim salak kafam .jeton düşüp olanlar bir bir aklıma geldiğinde yanımda mışıl mışıl uyuyan kai ye döndüm.bir dakika bir dakika!dün onunla uyuduğumu hatırlamıyorum.ben onu yan tarafa göndermemiş miydim?pis fırsatçı,hemen yanıma gelmiş.ama ben şimdi ona gösteririm.
-yaa!sapık herif kalk çabuk.
ne kadar dürtsem de hala bir sonuç alamamıştım.bir bakalım.belki tiki vardır.ya da gıdıklasam mı?aklıma gelen fikire hınzırca sırıtarak karnını gıdıklamaya başladım.en sonunda hareketlenmeye başlamıştı.sağa sola dönüp uykulu gözlerle yapmamamı söylüyordu.ama ben pes etmem tabiki.her şey çok eğlenceliydi .ta ki beni yatağa yatırıp üstüme çıkana kadar...
nasıl olduğunu anlamamıştım.kollarımı birden tutup beni yana yatırmıştı ve şuan tam üstümde duruyordu.yüzündeki pis sırıtma da cabası.
-nee yyapıyorsun ssen?dedim kekeleyerek.
ikimizde nefes nefese bir halde bir birimize bakıyorduk.tabi benim korkulu gözlerim onun anlamsız sırıtışlarını gördükçe her saniye kalbime daha fazla adrenalin sinyali yolluyordu.bedenim ateş gibi yanarken sadece bu şakayı bitirmesini istiyordum.eğer şakaysa?
-sence?sıcak ve bir o kadar da tahrik edici nefesini yüzümde hissettiğimde bu durumun şakadan oldukça uzak olduğunu anlamıştım.
-bence bunun için yeterince geç kaldık.dedi beni delip geçen bakışlarıyla.
kalbim yerinden çıkacak gibiydi.alnım boncuk boncuk ter olmuş,vücudum onun altında kaskatı kesilmişti.
-şakanın hiç sırası değil.bir yandan kollarımı kurtarmak için çırpınsam da pek bir yararı olmadı.
-şaka yaptığımı kim söylemiş?
gözbebeklerim hızla büyürken bana doğru eğilmeye başladı.böyle bir şey olamaz!biz daha sevgiliyiz.hem kaç gün oldu ki çıkalı?bütün bunları söylemek istesem de ağzımı bile açamadım.vücudumu saran korku silsilesiyle bütün hücrelerim zangır zangır titremeye başlamıştı.ondan kurtulamayacağımı biliyorum.sanırım bütün olacaklara hazır olmalıyım.
onunla uğraştığım için kendime lanet ederken duğduğum telefon sesiyle kapattığım gözlerimi araladım.kai yle aramızda santimler vardı.ısrarla çalan telefonu açıp açmamakta kararsızlık yaşıyordu.
-aisshh,lanet olsun!deyip üzerimden kalktığında telefona uzandı.bende korkuyla yerimden fırladım.yüzüm ter içinde kalmış,uzun süredir kımıldamadan duran bedenim ağrımaya başlamıştı.şükürler olsun!telefonla arayan her kimse onu öpmek istiyorum.
-efendim başkan lee.dedi bıkkın bir tavırla.arada sessiz kalıyor,sonra cevap veriyordu.ama söylenenlerden pek memnun olmadığı belliydi.titreyen dizlerimi daha fazla uğraştırmayıp yanımdaki sandalyeye çöktüm.bu çocuğu öldüreceğim.o telefonu bir kapatsın onunla konuşmayınca ne yapacak bakalım.
-ama saat çok erken.başkan lee nin söylediklerini dinlediğinde sessizce ofladı.
-tamam,hemen geliyoruz.deyip telefonu kapattığında bana doğru döndü.
-yeni evimize gidecekmişiz.saat daha 10 ama yaa!
kollarımı göğsümde birleştirip ona sırtımı döndüm.söylediklerini duymak istemiyorum.
-so eun?
-so eun?neden cevap vermiyorsun?
-tam bir pisliksin.dedin sinirle banyoya doğru ilerlerken.ama benden hızlı davranıp banyo kapısının önüne geçmişti bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
l a d y b u g → kai ♣
Fanfiction' Like a magnolia ' | Tamamlanmış ve düzenlemeye alınmıştır. | ■ by ticpink 2015 ■