BÖLÜM 22 (part 1)

600 50 3
                                    

''Sevgilim mi?''

Kocaman açtığım gözlerimle dehşetle James'e baktım. Eğer buna bir şekilde engel olmazsam o ölecekti. Gülüp dudaklarıma küçük bir öpücük kondurduğunda vücudumu ele geçiren garip his delirmeme neden olacaktı. Sanki heyecandan kusacak gibiydim.

''Evet sevgilim. Uzun zamandır bu günü bekliyordum. Artık benimsin.''

Başımı hızlı hızlı salladım. İlk defa kendi isteğimle hareket ettiğimi anladığımda içime doğan umutla konuştum.
''Bunu yapamam James. Seninle olamam.''

Dediklerimle kaşları hızla çatıldı. Kendini sakin olmaya zorladığını belli edercesine gözlerini kapadı ve bir süre öyle kaldı. Korkuyla onu izlerken aynı zamanda da kollarının arasından nasıl kaçacağımı düşündüm. Hazır kontrol elimdeyken onu reddedip kaçmak en iyi seçenekti.

''Benden korktuğunu anlıyorum sevgilim. Ama yemin ederim sana eskisi gibi davranmayacağım. Sen nasıl istersen öyle olacağım lütfen direnmekten vazgeç.''
Sakin tutmaya çalıştığı sesiyle konuşması karşısında derin bir nefes aldım. Onu reddetmek kalbimin acımasına neden oluyordu ama yapmak zorundaydım. Hem onun için hem de kendim için.

''James lütfen beni bırak ne söylesen değişmeyecek. Bırak gideyim.''

Sinirle aramızdaki mesafeyi kapattı. Üzerimdeki ağırlığı karşısında zor nefes alırken korkuyla gözlerimi kapadım.

''Neden beni reddediyorsun? Sana isteğin gibi davrandım. Beni kendine layık mı görmüyorsun yoksa kendini ulaşılamaz mı zannediyorsun?''

Sinirle tekrar dudakları dudaklarımı bulurken korkuyla onu ittirmeye çalıştım ama gram oynamadı. Hatta onu ittirmeme daha da sinirlendiği için dudaklarımı ısırmasıyla acıyla inledim. Saniyeler sonra ağzıma gelen kan tadıyla sol gözümden bir damla yaş aktı. Göz yaşım yanağımdan akıp James'in ısırarak kanattığı dudağıma ulaştığında biraz daha acıyan dudağımla daha fazla dayanamayacağımı anladım. Bende beni bırakması için onun dudağını sinirle ısırırken istediğimin tam tersi oldu ve beni biraz daha kendine çekmek istercesine eli ensemi kavradı. Kendimi kurtaramayacağımı anladığımda çabalamayı bıraktım ve bitmesini beklemeye başladım. James'de pes ettiğimi fark edince benden uzaklaştı. Kanım yüzünden ruj sürmüş gibi kızaran dudaklarını gözlerimin içine bakarak yaladı. Vücudumu değişik bir duygu ele geçirirken ona bakmayı reddederek başımı çevirdim. O bu halime kıkırdarken çenemi sıkıca tutup beni ona bakmaya zorladı.

''Sevgilim. Artık beni reddedemezsin. Tabi herkese nasıl öpüştüğümüzü anlatmamı istemiyorsan.''

Beni tehdit ettiğini algıladığımda elim hızla kalktı ve yüzünü buldu. Ona tokat attığımı hafifçe yana yatmış kafasıyla ve yüzündeki elimin izini görünce algıladım. Ama zerre pişman olmadım. Gözlerini gözlerime dikmiş öylece ona attığım tokadı sindirmeye çalışan James'i hızla ittim. Beni yasladığı ağaçtan destek alarak doğruldum.

''Hani bana eskisi gibi davranmayacaktın, hani ben nasıl istersem öyle olacaktın? Sözünü böyle mi tutuyorsun sen?''

Az önce benden tokat yememiş gibi alayla güldü ve bana yavaş yavaş yaklaşmaya başladı.

''O gemi beni reddettiğin ilk an gitti. Şimdi elimizde gerçek James var ve kabul etmek dışında seçeneğin yok.''

Sinirle güldüm. Neden anlamak istemiyordu? İllaki ona başka biriyle nişanlı olduğumu haykırmam ve kalbini kırmam mı gerekiyordu?

''Sevgilin olamam beni rahat bırak. Ve tehdit etmeyi de kes sen beni öptüğünü söyledin diye herkes sana inanacak mı? Kanıtın bile yok.''
Aniden kolumdan tutup tekrar beni kendine çekerken dudağıma küçük ve hızlı bir öpücük kondurup gülümsedi.

''Dudaklarında izimi bıraktım sevgilim. Bu sözlerimi kanıtlamama yeter değil mi?''

Sözlerinin üzerimde bıraktığı baskıyla nefessiz kaldım. İnsanların kınayan bakışları gözlerimin önünden geçerken korkuyla fısıldadım.

''Anlamıyorsun sevgilin olamam çünkü ben zaten nişanlıyım.''

Kolumdaki elini aniden çekerken. Şaşkınlıkla yüzüme baktı. Ama bu uzun sürmedi. Hızla bıraktığı kolumu tekrar kavrarken sinirle bağırdı.

''Kim o siktiğimin şerefsizi?''

ÖLÜ KRALİÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin