11

18 3 0
                                    


__________

Min Ah dışardan bir kale gibi görünen eve girdiğinde onu gören adamları tarafından karşılandı. Malikanenin büyük, ihtişamlı ve aydınlık yemek odasına girdiğinde yemeğini yiyen adamın burnundan soluduğunu gördü.

"Geç kaldın!"diye tısladı lokmasının arasından.

"Ne vardı?" dedi Min Ah umursamaz tavrıyla. Yeni göreve başlayalı birkaç gün olmuştu. Adam Yönetici Hwang'ın söylediği kadar şerefsiz biriydi.

"Sana sabah uyandığımda burda olmanı söylemiştim."

"Ben sizin kişisel asistanınız değilim. Hatta kişisel hiçbir şeyiniz değilim. Sizden emir almıyorum." dedi Min Ah. Önemli bir şey olsa gelirdi. Ama bu adam kendince Min Ah'ya hükmetmeye çalışıyordu. Şu an ise Min Ah'nın donuk sözleri onu kızdırmıştı.

Lim Kyu Bok, elindeki metal çubukları Min Ah'ya fırlattı. İnce çubuklardan birisi Min Ah'nın kolunu çizip kanamasına sebep olurken Min Ah ona sadece boş boş bakıyordu.

"Evet ne vardı?"diye sorusunu yineledi Min Ah. Lim Kyu Bok yerinden ağır ağır kalkıp Min Ah'ya yaklaştı.

" Herkes dışarı çıksın! "

Odada bulunan hizmetliler çili yavrusu gibi koşuştururken korumalar kıpırdamadı. Adam daha da hiddetlenerek onlara baktı.

" Çıkın dedim! "

Min Ah omzunun üstünden bakış attığında korumalar hareketlenip geniş odayı terk ettiler.

" Hah! Bana değil bir fahişenin lafına itaat ediyorlar yani?"

"Onlar benim adamlarım. Sizin değil."

Kyu Bok, Min Ah'nın boynunu eliyle kavrayıp kendine çekti.

"Ne zamandan beri fahişeler koruma ordusu yönetiyor?"

Kyu Bok, yüzleri arasında az bir mesafe bıraktığı genç kadını inceledi. Evine geldiği günden beri onu arzuluyordu. Şimdiye kadar onu reddeden kimse olmamıştı. Ama Min Ah açıkça geri çevirmişti. Parmaklarını sardığı ince boynu sıktı. Ama Min Ah'nın yüzünde mimik oynamıyordu. Kyu Bok'un kaşları çatıldı. Acı çekmesi, bırakması için yalvarması gerekiyordu. Dik dik bakması değil...

Min Ah boynundaki elin bileğini tutup geriye çevirdiğinde ise acı çeken taraf Kyu Bok olmuştu. Adam acı içinde inlerken Min Ah ona hamle yapan diğer kolunu da tutup masaya yasladı adamı.

" Bana sizi sağ tutmam söylendi. Kaç parça olduğunuzla kimse ilgilenmiyor."

Min Ah adamın bileğini biraz daha döndürdü. Diğer kolunu da öyle bir sıkıyordu ki Kyu Bok kolunu çekemiyordu bile. Biraz daha yakınlaşıp yüzlerini yaklaştırdı.

"Ellerinizin, bacaklarınızın ya da o çok kıymetli çükünüzün yerinde kalmasını istiyorsanız, bir daha bana dokunmaya veya emir vermeye kalkmayın."

Min Ah adamı yaslandığı geniş yemek masasına deyim yerindeyse fırlatıp geri çekildi.

"Şimdi tekrar soruyorum. Ne vardı? "

Kyu Bok, büyük ihtimal çatlayan bileğini ve sızlayan kolunun acısıyla karşısındaki kadına baktı.  

" Seni şirketine şikayet edeceğim. Sen bana hizmet etmek için varsın!"

"Amacınız size hizmet edecek birileriyle birlikte konaklamaksa kendinizi kale gibi korunan bu malikaneye değil bir geneleve kapatın."

Min Ah adamdan alacağı karşılığı beklemeden geniş odadan çıktı. Onun çıktığı odada korumalar tekrar eski yerlerini alırken az önce yaşananları kulağındaki kulaklıktan duyan Taş Kafa geldi yanına.

YALNIZ KURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin