YALNIZ KURT

20

Bazen yaşadığımız şeyleri öteler, üstünü örteriz. Öncelik sıralamalarının arkasına iterek yaşanmadı sayarız. Ama sıraladıklarımız tükendiğinde örtü kendiliğinden açılır. Ve biz aştık zannettiğimiz şeyi aslında aşmamışızdır.
________________

"Ne?-"

Min Ah bir an ne duyduğunu anlayamadı.

"E-evlenelim mi derken?"

Chan derin bir nefes alıp ona döndü tamamen.

"Teklif için başka planlarım vardı aslında.-" dedi ensesini kaşırken.

"Bir süredir aklımdaydı. Uygun zamanı bekliyordum. Bugün seni Eun Mi ile öyle görünce..."

Chan bir anda ağzından çıkan şeyi nasıl toplaması gerektiğini bilemedi. Jisung evlilik konusunu ilk söylediğinden beri bir şeyler oluşmuştu kafasında. Uygun bir zamanda güzel bir teklif yapmak istiyordu ama ne hazırlık yapacak vakti olmuştu ne de uygun bir an oluşmuştu. Bugün yaşananlardan sonra da içinden söylemek gelmişti.

Min Ah ise ne tepki vermesi gerektiğini bilemedi. Chan'la aile olmak hayallerinin de ötesinde olurdu. Ama daha önce hiç üstünde durmamıştı. Onun afalladığını fark eden Chan yanlış bir anda söylediğini düşünmeye başladı.

"Cevap vermek zorunda değilsin."

"Yok, hayır. Yani öyle deği-"

"Channie Hyung yakala!" Jeongin'in Chan'a seslenmesiyle Min Ah cümlesine devam edemedi.

Chan ona atılan topu tutup ona doğru koşarak gelen Eun Mi'ye verdi.

"Ya ama hyung! Vermemen gerekiyordu." dedi Seungmin Chan'a sitem ederek. Eun Mi ise topu yakalamış olmanın neşesiyle gülerek "Yakaladım!" dedi.

"Biraz ara verin. Eun Mi çok terlemiş." dedi Min Ah. Eliyle küçük sırtını kontrol ederken.

"Biz de dinlenelim biraz." dedi Hyunjin nefes nefese.

"Su almaya gidicem. İsteyen var mı?" dedi Changbin. Alnındaki terleri havlusuna silerken.

"Ben de geliyim senle." diyip ayaklandı Chan. İkisi dışarı çıkarken geri kalan herkes bulduğu koltuklara ve yere kendini bırakıyordu.

"Bir şey mi oldu?" dedi Changbin kapıdan çıktıktan sonra. Chan arkadaşının hemen anlamasına gülerken seslice nefesini verdi.

"Çok mu belli? "

"Anlat hadi."

"Az önce Min Ah'ye evlenme teklif ettim."

"Ne?!"

Changbin olduğu yerde dona kalıp Chan'ı inceledi.

"Sen ciddisin."

"Şaka yapar gibi bir halim var Changbin."

"Hayır, yani öyle bir anda pat diye söyledin mi?"

Chan iç çekip su otomatının önünde durdu ve parayı içine atıp sayıları tuşladı.

"O da senin gibi bakakaldı."

"Ee, ne dedi? "

"Hiçbir şey. Afalladı sadece. "

"Hyung, kusura bakma ama kız haklı. Öyle pat diye söylenir mi?"

"Ne bileyim ya çıktı ağzımdan."

Chan yüzünü ovuşturup iç çekti. Gelen suları Changbin aldığında "Sen git. Ben geliyorum." dedi Chan. Changbin bir şey diyemeden de ordan ayrıldı.