six

598 75 64
                                    

                                        {}"Bu da sana yakışır bunu da alalım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                        {}
"Bu da sana yakışır bunu da alalım." oversize bir gömleği daha Lalisa'ya uzattığımda bıkkınca elindeki sepete atmıştı. Hem moralinin düzelmesi için hem de giyecek bir şeylere ihtiyacı olduğu için onu alışverişe getirmiştim.

"Yoruldum Taehyung. Neden bu kadar çok şey alıyoruz sanki.." söylenmesini görmezden gelerek kasaya doğru yürüdüm. Elimdekileri ve Lalisa dakileri kasaya bırakıp görevli onları poşetlediği esnada arkama döndüm.

"Keyfin yerine gelsin diye. Aynı zamanda hiç kıyafetin yoktu fena mı yaptık?" sorduğum soruya hafifçe başını onaylamazca sallayarak cevap vermişti. Poşetleri almadan önce temassız ödeme yaptıktan sonra yanımda yürüyen gayet suratsız hanımefendi ile mağazayı terk ettim.

Arabayı park ettiğimiz yere ulaştığımızda bagaja poşetleri atarken Lalisa çoktan ön koltuğa oturmuştu. Bugün yine Mino ya da Minho her ne ise.. o adamla buluşacaktık. Bu sefer onun bize gelmesini istemiştim. Karşı çıkmadan kabul etmişti. Lalisa'nın hafızasını yerine getirebilmek için bir şeyler deneyeceklerdi.

En son görüşmemizin üzerinden sanırım 4 gün geçiyordu. Bu süre içerinde sanki her geçen dakika Lalisa daha da üzülüyor ve kötü hissediyor gibiydi. Onun bu hali canımı sıkarken bunun herkes için zor olacağını düşünerek kafasını dağıtır belki diye alışverişe çıkartmıştım lakin pek keyifli gözükmüyordu.

Sahil yolundan eve sürerken deniz kokusunu alabilmesi için hafifçe penceresini araladım. Akşam üzeri turunculuğu yüzüne vururken deniz kokusu ve martı sesleri arabanın içerisine dolmuştu. Hızımı çokta arttırmadan sakince yoldan ilerliyordum. İlerde aracımı çekebileceğim bir açıklık gördüğümde keyifle gülümsedim. Biraz hava almak herkese iyi gelirdi..

Arabayı park ettiğimde şaşkınca bana bakıyordu. Bir şey söylemeden arabadan inip dolanarak kapısını açtım. İnmesi için elimi uzattığımda tutarak arabadan çıkmıştı. Kapıyı kapatıp elimi çektiğimde gülümsedim.

"Gel biraz manzarayı izleyelim. İyi gelir." başını onaylayarak sallayıp bana geldiği esnada olduğu yerde donup kalmıştı. Yüzünü buruştururken başını iki eli arasına almış gözlerini kapatmıştı. Hızla ona yaklaşarak ellerimi başını arasına almış ellerinin üzerine koydum. Ellerini çekip kafasını kaldırdığında gözlerimin içine bakıyordu.

Kahvelerinden daha önce gördüğüm o kırmızı  parıltı bir anlığına geçerken zayıf bedeni kollarımın arasına düşmüştü. Sıkıca onu belinden kavradığımda gözleri aralık bir biçimde bana bakıyordu. Baygın değildi ama oldukça güçsüz bir haldeydi.

"İyi misi-"

"Bir şey hatırladım." mırıldandığında sözüm yarıda kesilmişti. Bir elim sıkıca belini tutarken diğeriyle önüne gelmiş saçlarını geriye çektim. Parmağım teninde gezinirken onun pek umrunda olmamıştı. Ama yine de ben iç çekişimi engelleyememiştim.

Black Swan||Taelice Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin