Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
{} " Lalisa taşın koruyucusunu ve arkadaşlarını güvenli bir yere aktardıktan sonra karşısındaki adama bakmıştı. Adam haksız sayılmazdı. Gücünü gereksiz şeylere kullandığı sürece mantıklı hareket etmiş olmayacaktı. Kendisi hariç bir başkasını ışınlamak şu an için oldukça mantıksız ama gerekli bir hareketti.
Yoongi bu şekilde onu yenebilir miydi? Tek başına hayır. Ama Lilith tamamen serbest kaldıysa işler değişirdi. Yoongi Lilith'in en büyük oğluydu. Lilith için yerinin ayrı olduğu herkes tarafından bilinirdi. Lalisa kızlarla birlikte çocuklarının çoğunu öldürmüştü. Geriye kalanlar kimliğini gizlemeyi iyi becerenlerdi ya da Yoongi gibi saklanmayı iyi becerenler.
Başında başka bir bela varken bir de Lilith ile uğraşmak istemiyordu. Bu hiç iyi olmamıştı. Hayat doğrusunu bölen ve onları yok etmek isteyen kişiyi ararken bir de üstüne üstlük yine kendilerini yok etmek isteyen Lilith çıkmıştı.
Lalisa çevrenin zarar görmesini istemiyordu. Bu yüzden bu kavgayı şehirden uzakta geniş arazideki bu evin sınırlarında tutacaktı. Çünkü biliyordu ki Yoongi'nin derdi, sivillerin canını yakmaktı.
Hızlıca bir bariyer kurduğunda Yoongi bariyer yukarıdan aşağıya inmeden evden çıkıp ona saldırmaya çalışmıştı. Ama bariyerin çoktan kurulduğunu fark ederek sinirle Lalisa'ya baktı.
Lalisa'nın sonsuzluk bariyer dışarıdan gözle görünür bir biçimde kapanmadan önce içeriden kapanıyordu. Bu da karşısındakini her zaman afallatıyordu. İçeriye kimse giremeyeceği gibi artık dışarıya da kimse çıkamayacaktı. Yoongi ile baş başa kalmışlardı.
"Şimdi, sana gelelim." Kızıl parıltılar taşıyan kahvelerini onun gibi dışarıya çıkıp Yoongi'ninkilerle buluşturmuştu. Yoongi ona tiksinircesine bakarken büyük siyah bir enerji biriktirmiş ve onu toprağa bırakmıştı. Lalisa ne yaptığını anladığında bedenini havalandırdı.
Yerden fışkıran siyah tohumlar ağızlarını açıp kapatarak iğrenç bir gürültü çıkartıyordu. Hepsini aynı anda yaktığında seslerinin kesilmesiyle kafası rahat etmişti. Yeniden ayakları yere basarken Yoongi bir kahkaha patlatmıştı.
"Ne biliyor musun? Sana Lilith'in ruhunun nasıl geri geleceğini söylemeyi unuttum."
Onun bu keyifli hali Lalisa'yı rahatsız ederken sessizliğini koruyarak Yoongi'nin etrafını bir ateş çemberine almıştı.
"Merak etmiyorsun demek. Ama ben anlatacağım yine de." Yoongi ateş çemberini tek hamlede savururken Lalisa'nın çenesi gerilmişti.
Ruhu yok etmek, Taehyung'u iyileştirmek, herkesi ışınlamak, bariyer kurmak derken gücünün içerisinden geçmişti. Kendini toparlayamadan bu kavganın içerisine düşmek hiç iyi değildi. Yoongi'yi yenebilirdi bir şekilde ama içinde kötü bir his vardı.
