Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(karımın şu look'u 🤤🥵🥰🧊😰😬🤡🤡🥵👉🏻👈🏻🏳️🌈🥰🤌🏻🤌🏻) {} "Baban gibisin, yaşam taşının koruyucususun." ~~
"Ben ne demek istediğini anlayamıyorum.. Babam basit bir mimardı sadece." Lalisa bana anlayışla bakıyordu. Derin bir nefes aldığında merakla bekliyordum.
"Baban bizim gibiydi Taehyung. Bizim dünyamızdandı." kelimeler boğazıma düğümlenmişti. Bu doğruysa babam bunu bana neden söylememişti?
" Abine o kitabı vermesinin nedeni sonraki koruyucunun oğullarından birisi olacağını bilmesiydi. Yüksek ihtimalle abinin olacağını sanıyordu ama sensin işte."
"Lalisa bu söylediklerinden hiç bir şey anlamıyorum... Yaşam taşı da ne?"
"Pekâlâ.. haklısın." Oturduğu yerde dikleşmiş gözlerimin içine bakıyordu. Söyleyeceklerini toparlamaya çalışır bir hali vardı.
" Sen dört büyük tanrının ikisi ile aynı soydan geliyorsun. Toprak ve hava tanrısı var olduğu zaman büyük büyük atalarının soyu oluştu. Normalde olmaması gerekirdi ama bizim de olmamamız gerekiyor bu yüzden sorgulama.
Hayat çizgisi kırıldığı zaman dünya ile dünyanın düzenini sağlayan ve biz tanrıların yaşadığı alemi birbirine bağlayan, dengeyi sağlayan yaşam taşı oluştu. Hayat çizgisi bu taşı oluşan yeni soya emanet etti. Yani size."
Sözünü kesmek istemiyordum ama yapmam gerekiyordu çünkü sorularım vardı.
"İyi de koruyucu iddia ettiğin gibi bensem bunu bilmem gerekmez miydi? Nerde olduğunu bile bilmediğim bir şeyi nasıl koruyor olabilirim?"
"Yerini bilemezsin. Ben de bilmiyorum. Babanda bilmiyordu. Onun babası da. Kimse taşın yerini bilmiyor. Taş koruyucunun ihtiyaç duyduğu anda sadece koruyucunun görebileceği şekilde beliriyor. Bu yüzden koruyucu ailenin kim olduğu herkesten saklandı. Sadece dördümüz biliyorduk."
Başımdaki ağrıyla şakaklarımı ovuşturdum. Migrenim dayanılmaz olmaya başlamıştı.
"Siz tanrıların her şeyi bilmesi gerekmez mi? Ya da her şeyi kontrol edebilmeniz? Neden bir düşmanın olsun ki yok et gitsin." bana bir mala bakar gibi bakmıştı. Bıkkınca ofladığında sinirlenmeye başladığını sezmiştim.
