9

47 14 7
                                    

"Her şey hazır uçaklar, pasaportlar her şey. Sadece siz kaldınız."

Kafamı sallayıp elimdeki pasaportlara  bakmıştım.

"Tamam teşekkür ederim Gökalp. Ayrıca sana bir teklifimiz var."
"Nedir?"
"Bizimle Amerika'ya gelmen?"

Bir süre düşündükten sonra gülümsemişti.
"Gerek yok Aynaz. Ben böyle iyiyim."

Kafamı sallamıştım.

"İyi sen bilirsin."

Gökalp evden çıkarken ben de arkamda bekleyen ekibe dönmüştüm.

"Hadi bakalım... İnşallah yakalanmayız."

Bavullarımızı çekiştirerek  otobüs durağına kadar gitmiştik.

"En nefret ettiğim şey otobüse binmek olabilir."
"E sen de haklısın Batı." demiştim "Ağzımızda altın kaşıkla doğduk."

Otobüs geldiğinde hepimiz yavaşça içeri girmiştik. Her zamanki gibi yer yoktu ve tıklım tıkıştı.

"Baylar ve bayanlar biraz arkaya lütfen."

Ayaz kulağıma eğilmişti.

"Bu adam anlamıyor sanırım burda..." Arkasına bakmış ve dayıya mahçupça gülümseyip bana geri dönmüştü. "Burda dayı bana dayıyor adam arkaya lütfen diyor. Eğer biraz daha arkaya gidersek kutlarım yeğenlerin olacak."

Kıkırdamış ve hiçbir şey demeden önüme dönmüştüm. Ardından daha 1 dakika bile olmadan şoför yine bağırmıştı.

"Arkalara ilerleyelim! arkalar boş!"
"Abiciğim gel yer değiştirelim arkalarda yer var ya sen arkaya geçersin geniş geniş ben arabayı sürerim yoksa bir arkalarda yer var söylentisi uğruna namusum gidece çünkü bu amca bana dayıyo!"

Tüm otobüs kıkırdarken adam göz devirmiş ve yola devam etmişti.

"Sakın beni aldatma Ayaz."
"Merak etme aldatmam kocacığım."

#Amerika, New York#

"Burası mı evi?" demişti Lila şaşkın bir şekilde.
"Öyleymiş."
"Daha şahşahalı bir şey bekliyordum açık konuşmak gerekirse. Nur bu sonuçta."

Herkes Lila'ya hak verirken kapıyı çalmıştım. Bir dakika olmadan kapıyı elinde meyve suyuyla Nur açmıştı.

"Siz harbi harbi gelmişsiniz."
"Günaydın kuzen." Ayaz, Nur'un yanağından makas alarak içeri geçmişti. Ardından biz de giemiştik.

"Yanlız bu gün gitmem gereken bir yer var. Yani size ev gösteremem."
"Biz de geliriz Kuzen."

Ayvaz ve Ayaz tüm gıcıklıyla devam ederken sepetten bir üzüm ağzıma atmıştım.

"Eğer önemli değilse biz de gelmek isteriz. Hem biraz hava almış oluruz."
"İyi tamam... Gelin ne diyim."

#

Bir tiyatro salonu gibi bir yere gelmiş ve arka sıralarda bir yere oturmuştuk.

"Lütfen bana tiyatro izlemeye geldiğimizi söyleme."  demişti Mira kaşlarını çatarak.
"Ben de tiyatroya çok meraklı değilim Dan burada oynuyor. Okulun en popüler çocuğu ve onunla proje ödevi yapmak bana düştü. Ama onla iletişim kuramıyorum son çare burası. Ayrıca..." demişti eliyle sahnedeki sarışın kızı gösterirken "Şu kızla kavgalıyız ve bana iftira atıp duruyor. Haberiniz olsun konuşmayın onunla. "
" Hm... " demiştim Ayaz ile gözlerimiz buluşurken Ayvaz önüne düşen saçlarını çekiştirmişti.

AY'IN ÖPTÜĞÜ KIZ (3. Nesil)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin