4

75 14 12
                                    

Ayvaz'dan

Dün ki olaylardan sonra Mahmure ablanın oğlu dışında kimse odasına girmemişti Aynaz'ın. Normalde ben de gitmek istemiştim Aynaz'ın yanına ama bir yanım gitmememi söylüyordu. Yaklaşık 10 dakika sonra okulumuz vardı ama normalde hepimizden önce inen Aynaz bu gün kahvaltıya dahi inmemişti. Koltukta oturan Ayaz'a dönmüştüm.

''Bir baksak mı?''
''Ben burada bekliyorum sen bak.''

Kafamı sallayıp merdivenleri üçer dörder çıkmıştım. Kapısının önüne geldiğimden derin bir nefes almış ve içimdeki kötü hissi bastırmaya çalışmıştım. Kapıyı çaldığımda içerden ses gelmediğini fark ettim.

''Aynaz? Giriyorum bak?''

tekrardan ses gelmeyince yavaşça kapıyı açmış ve içeriye bakmıştım. Odasını ilk defa bu kadar dağınık görüyordum. masasının üzerinde duran telefon hala odasında olduğunu belli ederken aklımdan geçen ihtimalleri dinlememeye çalışıyordum.

Banyosuna yöneldiğimde zorla yutkunup adını söylemiştim.
''Aynaz?'' kapısını yavaşça açtığımda gördüğüm manzarayla ruhum çekilmiş ve bir parçam kopmuş gibi hissettim.

''Ayaz... AYAZ!''

Göz yaşlarım kendini tutmaya çalıştıkça zorlanıyordum. Ayaz yanıma geldiğinde o da şok olmuş bir biçimde yerde kanlar içinde yatan Aynaz'a baktı. Elim arka cebimdeki telefonuma gitti. Ama benden önce davranmış Ayaz ambulansı aramıştı bile. Elim kucağında tuttuğu deftere gitmişti. Ayaz arkamda ağlayarak babama haber verirken kucağındaki kanlı defteri kalbime bastırmıştım. Defteri bacaklarımın üzerine koyarken yavaşça boynuna baskı uyguladım. Yavaş da olsa hala nabzı atıyordu.

#

Hastanedeydik. Herkes buradaydı... Herkes.

Babam koltuklardan birine oturmuş sadece önüne bağırıyor ve arada sırada gözlerini siliyordu. Murat amcam ve Arda  amcam babamın iki yanına oturmuş ona sarılıyorlardı. Her zaman her durumda espri yapabilecek Can amcam bile susmuştu. Halam ve Pelin yengem ağlıyorlardı. Nil abla oturma bölümlerine oturmuştu, Furkan abi Nil ablayı teselli edercesine omzunu sıvazlıyordu. Ata dayım, Tuğba yengemle babamın yanında duruyorlardı. Ozan, Okay ve Orkun dayımlar ilk defa bu kadar sessiz ve sakindi. Gökalp duvara yaslanmış bir şekilde yerde oturuyor ve içi çıkana kadar ağlıyordu. Lila suçlayıcı gözlerle Mira'ya bakıyor ve resmen nefret kusuyordu. Ayaz yanımda ağlıyordu. Ayaz'ı ilk defa ağlarken görmüştüm. Hıçkırıkları sanki Aynaz'a nefes olmak istercesine koridorlarda yankılanıyordu. 

Yavaşça ayağa kalktığımda herkes bana bakmıştı. 

''Hava almaya çıkıyorum.''

Hızlı adımlarla kendimi bahçeye atmış ve o zamana kadar akmamak için direnen göz yaşlarımı serbest bırakmıştım. Herhangi bir banka oturup hala yanımda taşıdığım defteri açtım. Bu... sanırım günlüğüydü. Hızla herhangi bir sayfayı açtım ve okudum. Sonrasında son zamanlarda yazdığı şeylere baktım. Her sayfanın sonuna yazdığı şey beyinmin içinde yankılanıyordu.

''Ölmek istiyorum, ölmek istiyorum, ölmek istiyorum...'' 

Kardeşim hakkında öğrendiğim yeni bir bilgi de şuydu. Bu zamana kadar annemle ilgili bir çok yeni araştırma yapmıştı ve son  bulduğu kanıtlara göre... O yaşıyordu.  Hızla üst kata çıktığımda herkesin hala üzgün olduğunu gördüm.

#

Ameliyathanenin kapısı açılmış ve doktor dışarı çıkmıştı.

''Ameliyat fazla zorlu geçti ama küçük hanım yaşamak için fazla uğraş-''
''Sonuç?'' demişti Ayaz pürüzlü bir sesle.
''Yaşıyor.''

#

Ayaz ve bendeydi içeri girme sırası. 

''Aynaz?'' Ayaz girdiğimiz anda hiçbir şey söylemeden Aynaz'a sarılmıştı.
''Ayaz yavaş kız ameliyattan yeni çıktı.

Ayaz, Aynaz'dan ayrıldığında ben de yavaşça ona sarılmış ve yandaki koltuklardan birine oturmuştum.

"Kendine niye böyle bir şey yaptın?" Ayaz' ın sorduğu soruyla Aynaz şaşırmıştı.
"Ben kendime bir şey yapmadım."
"Nasıl yani?"
"Sabah Mahmure abla odama geldikten sonra saçlarımı yıkamak için banyoya gitmiştim..."

Elimdeki günlüğü sallamıştım.
"Günlükle mi?"
"Günlük mü? Defteri versene bir?"

Defteri ona uzattığımda incelemeye başlamıştı.

"Bu defteri okudunuz mu?"
"Sadece ben okudum."
"Burada annemle ilgili yazan şeyleri ben yazdım ama ondan öncekileri ben yazmadım."
"Nasıl yani?"
"Annemle ilgili araştırmaları bir deftere yazmaya karar verdim ama evde sizin gibi iki meraklı olduğu için defterin sonundan yazmaya başladım. Çünkü her insan, yani en azından çoğunluk, defterin kullanılmış ya da kullanılmamış olduğunu ilk sayfaya bakarak anlardı."
"Peki bundan öncekileri kim yazdı?"

Aynaz kaşlarını çatmıştı.
"Sanırım annemle ilgili yaptığım araştırmaları bilen birisi var ve... Ve bu kişi annemin yaşadığını kimsenin duymasını istemiyor. Sonuç olarak annemin yaşadığına dair en büyük kanıtlar defterimde saklı. Beni öldürüp defteri almayı planladı ama çoğunluk gibi bu defterin de ilk sayfasına baktığı için boş bir defter zannetti. Sonrasında kimse birinin beni yaralamaya çalıştığını düşünmesin diye günlük gibi yazıp benim kucağuma bıraktı."
"Mantıklı..." demiştim. "Ama bu kim olabilir?"
"İşte bunu bulmak için önce bir şüpheli listesi yapmamız gerekiyor. Burada iş bize düşüyor. Çakma FBI'lar dahil annemle arkadaş, kardeş akraba olan herkese annemin ölümüyle ilgili ne bildiklerini sormamız gerek."

Derin bir nefes almıştım.
"Peki... Sen annemizin nerede yaşadığını ya da tutulduğunu biliyor musun?"
"Polisler bir adres söylemişti... Ama kesin olup olmadığını bilmemiz gerek.

Kafamı sallayıp Aynaz'ın elinin üzerine elimi koymuştum.

#2 gün sonra/ Ev#
Aynaz'dan

Üzerimi değiştirdiğimde kapı çalmıştı.

"Girebilirsin!"

İçeri Mete girmişti.

"Bıcı- bir saniye... Bıcırık?"
"Evet Mete?"
"Yeni tarzın mı?"
"Olmalı mı?"
"Aşırı yakışmış da... Neden mafya sağ kolu gibi giyindiğini anlamadım... Aşırı iyi olmuşsun."
"Mafya sağ kolu mu? İyi benzetme."
"Bu arada cidden... Neden böylesin?"
"Otursana."

Çalışma masamın yanındaki koltuğa oturmuştu. Dün akşam defterimdeki her şeyi organize etmiş ve bir plan kurmuştum.

''Bak şimdi, annem büyük ihtimalle yaşıyor.''
''Ne?''
''Bir sürü kanıtım var bak.''

Defteri ona uzattığımda bir süre incelemişti.

''Vay be? Ee bu olayla benim ne alakam var?''
''Bize yardım edeceksin.''
''Bize derken?''
''Orasını da birazdan öğreneceksin.''

#

Arabadan indiğimizde Mete şaşkınlık içinde etrafı süzmüştü.

''Aynaz birazdan bir mafya çetesinin üyesi olduğunu söylersen şaşırmam... KIZIM BURAYI NERDEN BUDUN?''
''Babamınmış eskiden. Babamın depolarından biri işte fazla abartmaya gerek yok.''
''Tabi tabi ne aba-KIZIM SEN İYİ MİSİN?''
''Fazlasıyla iyiyim. Bağırmayı bırakıp  benle gel artık.''

Demir kapıyı itip içeri girdiğimde birbirine nefretle bakan iki grup gördüm.

''Gençler?'' Ayaz beni gördüğü anda ayağa kalkmıştı.
''Bu pusula kardeşlerin burada ne işi var??'
''Ben çağırdım izin verirseniz her şeyi anlatacağım?''

AY'IN ÖPTÜĞÜ KIZ (3. Nesil)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin