6

47 14 6
                                    

"Çalıyor çalıyor!"

Bir anda telefonun açılmasıyla heyecanlanmıştım.

''Alo?''
''Alo? Nur Kara ile mi konuşuyorum?''
''Evet? Buyrun?''
''Nur, ben Aynaz.''

Aramızda yaklaşık 10 saniyelik bir sessizlik olmuştu.

''Ne istiyorsun?''
''Yardımın lazım.''

#

''Anladın mı?''
''Anladım... Ama bir sorun var.''
''Ne sorunu?''
''Bu işten benim kazancım ne olacak sevgili kuzenim?''

Ayaz direkt sessize almıştı konuşmayı.

''Haklı abi. Kız babasının hayrına yapmayacak ya?''
''Para mı versek?'' Ayvaz'ın ediği şeyle ağzımı cıklatmıştım.
''Parası olan birine niye para veresin ki? Onun için daha önemli olan bir şey vadetmeliyiz.''
''Gökalp'i ona ayarlamayı teklif etsek?'' İlk defa Miranın dediği bir şeye katılıyordum.

aramayı sessizden çıkarıp konuşmaya devam etmiştim.

''Gökalp ve senin işini hallederiz.''
''Gerçekten mi??''
''Evet. Tek yapman gereken bize gerekli bilgileri vermek.''
''Ne zamana kadar sürem var?''
''Bu akşam.''
''Ne?''

Hiçbir şey demesine izin vermeden telefonu kapatmıştım.

''Bununla nasıl kuzen olabiliriz ya?''
''Harbi.'' demişti Ayaz eliyle kendine yelpaze yaparken ''Halama ve Amcama acıyorum.''

#

''Onlar da aynı şeyleri söylemiş.'' demiş ve bıkkınlıkla kendimi Ayaz'ın yanına atmıştım.

''Tamam patron. Bundan sonraki planımız ne?''

Biraz doğrulup dirseklerimi masaya yaslamış ve orta parmaklarımla şakaklarıma masaj yapmaya başlamıştım. Mete doğrulup yanımdaki sandalyeye oturmuş ve omzuma masaj yapmaya başlamıştı.

''Siz yatın... Ben bu akşam bir şeyler düşüneceğim.''

Herkes beni onaylarken deponun diğer ucundaki yataklara yerleşmişlerdi. Mete omzuma masaj yaparken fısıltıyla konuşmuştu.

''Çok yoruyorsun kendini bıcırık.''
''Annemi bulmak istiyorum. Ama bu işi polise bırakırsam... Olmaz. Onlara güvenemiyorum. sonuçta annemin neredeyse katili olacak kişiyi serbest bırakmalarında polislerin de parmağı var. Bilmiyorum ama...''
''Ama?''
''Çok önemli bir detayı atlamış gibi hissediyorum.''
''Neyi atlamış olabiliriz ki?'' demişti omzumu  ovmayı bırakırken.

''Bilmem... Sanırım iyice paranoyak oldum.''
''Oyş!'' demişte mete yanaklarımı  sıkarken ''Minik bıcırık büyümüş de paranoyak mı olmuş! Yerim onu ben!'' Dediği şeyle kıkırdamıştım.

#

''Plan ne patron?''
''Emre'nin evine gittiğimizde polisi çağıracağız ve polis gelene kadar onu hafif pataklayacağız. Polis gelince de onu götürecek.''
''Annem?''
''Polisin gelmesi uzun sürer. Annemin yerini öğreniriz illaki?''

Herkes planı onaylarken telefonumu elime alıp duvar kağıdım olan annemin fotoğrafına bakmış ve içimden geçirmiştim ''Sana kötülük yapan herkesi tek tek buna pişman edeceğim.''

#PLAN GÜNÜ#

Kapıyı çaldığımızda Mete arkamızda polisle konuşşuyordu. Kapıyı bir kadın açmıştı.

''kime bakmıştınız?''
''Emre Demir adında birini arıyoruz.''
''Buyrun benim?'' arkadan gelen sesle teyze geri çekilmişti. 

''İçeri davet etmeyecek misiniz Emre Bey?'' Demiştim sırıtırken.

Emre eliyle bizi içeri alırken hepimiz salona geçmiştik. Emre hepimizi teker teker süzdükten sonra bakışları tekrardan beni bulmuştu.

''Siz kimdiniz?''
''Ben...'' demiştim elimi uzatırken ''Aynaz Güner, Bartu Güner'in kızı Aynaz Güner.''
''S-sizin ne işiniz var burada?''
''Bilmem?'' demiştim Ayaz'a dönerken. ''Ne işimiz var kardeşim?''

Ayaz bir süre düşünmüştü.

''Sanırım annemin intikamını almaya gelmiştik dimi kardeşim?''

Kafamı sallamış ve sahte silahı belimden çıkarmıştım.

''Aynen öyle.''
''B-b-ba-ba''
''Dur dur!'' demişti Ayvaz ''Şakıyacak birazdan korkudan.'' herkes gülerken ben lafa girmiştim.

''Son sözünü söyle Emre Demir.''
''Ne isterseniz yaparım yeter ki beni öldürmeyin.''
''Tamam... annemin yerini söyle?''
''Bakın... onu yapamam.''

Ayaz sinirle öne atlayıp Emre'yi itmişti. Gücünü ayarlayamamış olacak ki emre dengesini kaybedip arkasında ucu sivri olan demir çubuğun üzerine düşmüştü. göğsünü delen demir çubukla hepimiz donup kalmıştık. Tam bir şey söyleyecekken çalan kapı her şeyin tuzu biberi olmuştu. Hepimiz birbirimize bakarken Ayvaz'a dönmüştüm.

''Sıçtık. KAÇIN!''

Hepimiz birlikte arka balkon kapısından dışarı fırlamış ve arabaya koşmuştuk. Sürücü koltuğuna düşmemle gaza basmıştım.

''ADAMI ÖLDÜRDÜK LAN!''
''SIÇTIK ABİ SIÇTIK!''
''SİKTİRLER AŞKINA NOLUYOR MK NOLUYOR!''

Elimden geldiğince hızlı bir şekilde zaten buraya yakın olan depoya sürmüştüm. Depoya geldiğimizde hılzıca içeri grip kapıyı kitlemiştim.

''Adamı öldürdük...'' dedim gözümün önünden gitmeyen görüntüyle.
''Şimdi ne olacak?'' demişti Kuzey sanki her gün bir adamı öldürüyormuşçasına rahatken.
''Tek yapabileceğimiz şey var...'' demiştim ''Kaçmak.''

''Ben varım.'' demişti Mira beklenmeyecek şekilde. ''Tamam sizi sevmem ama bu işte o ki benim de parmağım var ben varım. Aynaz ile kaçarım.''

''Ben de varım.'' Demişti Kuzey kardeşleriyle el kaldırırken. ardından herkes el kaldırırken.
''İlk aşama '' dedim ''Telefonları imha etmek.''

herkes ciddi bir şekilde sim kartını ve telefonu parçalarken aklıma gelen şeyle plan yaptığım kağıdı çekip babama atmış ve ben de diğerleri gibi parçalamıştım.

Hayata yeni başlıyormuş gibi hissediyordum. Hani derler ya her son bir başlanıç, her başlangıç bir sondur diye. Sanırım öyle bir durumun içindeyim. İçimde hissettiğim büyük adrenalinle derin bir nefes almıştım. Sanki şu ana kadar sakladığım ruhumu dışarı bırakıyormuş gibi hissetmiştim o an. 

Ben dahil bu odadaki 10 kişiyle her şeye yeniden başlamaya var mısınız?

AY'IN ÖPTÜĞÜ KIZ (3. Nesil)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin