Bölüm 10

774 47 66
                                    

<•••>
Karanlık bir depoda elleri ve kolları sandalyeye bağlanmış baygın bir şekilde yatan bir adam vardı.

Bu adam Vartolu Sadettin’in katiliydi..

Yamaç sonunda bu adamı bulmuş ve Umut’a verdiği sözü tutmuştu.

Umut haberi alınca sadece gülümsemiş ve Yamaç’a elini sıkması için uzamıştı.

Bu ona güvendiğinin kanıtıydı..

Bu hareketiyle Yamaç’ı hem sevindirmiş hem de onun kalbinde taht kurmuştu.

Şimdi ise her kes arabalarına binmiş ve depoya doğru gidiyorlardı.

Umut başını hemen yanında oturan Celesun abisine çevirdi.

“Abi, senden istediğim şeyi yaptın mı?”

Celesun küçük çocuğa gülümseyerek elindeki tableti gösterdi.

“Evet.”

Aracı kullanan Yamaç ve yolcu koltuğunda oturan Medet ikili arasındaki konuşmaya şahit olup, neler döndüğünü anlamaya çalıştılar. İkisi de merak etmişti.

Hemen arkalarında onları takip eden araçda ise İdris, Selim, Paşa ve Emmi vardı.

İdris çok sinirliydi, oğlunu elinden alan adamı yakalandığını öğrendiği andan itibaren gözlerini kan ve hırs bürümüştü.

Gözlerinin içine bakıp yalvaran dek onu işkence etmek, tüm sülalesini katletmek istiyordu.

Selim ve Yamaç da daha bir kere bile göremedikleri kardeşini alan adama bu dünyada cehennemi yaşatmak istiyorlardı.

Lakin ikisi de biliyordu ki, bu işi bitirmesi gereken kişi Umut’tu.

Arabalar nihayet deponun önünde durduğunda herkes tek sıra halinde indi.

Umut da inerek derin bir nefes aldı. Konuşmasını çoktan hazırlamıştı.

Bu adam ölmeden ölmeli. Benim gibi..

Düşündükleriyle daha da hırslanıp bu gün bu adamı mahvedeceğine dair babasına ve kendisine söz verdi. Ardından Celesun abisinin elinden tutup ilerlemeye başladı.

Medet arkadan ikiliye bakıp, hemen giderek Umutun diğer elinden tuttu.

Umut ve Celesun Medete döndü ve başlarını iki yana sallamaya başladılar.

“Babamı kıskandığın yetmedi şimdi de ben mi amca?”

“Sen ne biçim bir adammışsın ya.” Bu cümleler yeni bir kavganın başlangıcına işaret olunca Umut, ikisini de yalnız bırakarak önden yürümeye başladı. Telefonunu getirseydi fotoğraflarını gösterip birazcık dalga geçe bilirdi.

Umut’un gittiğini fark eden Celesun ve Medet kavgaya ara verip peşinden gitmeye başladılar.

Deponun kapısı büyük bir gürültüyle açıldığında Umut soğuk bakışlarla içeri bakmaya başladı.

Depoya ilk Medet girdi ve girdiği gibi de ışıkları yaktı. Ardından sırasıyla Umut, Celesun, İdris, Yamaç, Selim, Emmi ve Paşa da yerlerini aldılar.

Herkesin gözleri ağzı yüzü dağılmış, deponun kapısı açıldığı gibi uyanan adamdaydı.

Umut adamın önünde durup soğuk bakışlarla gözlerine baktı.

“Pişman mısın?” diye sordu.

Cihan Umutun söyledikleri sanki dünyadaki en komik şeymiş gibi güldü.

Çukur || Umut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin