Bölüm 30

300 20 95
                                    

OHA AMA dediğinizi duyar gibiyim..

Evet kabul, çok uzun zaman geçti. Belki de bazılarınız umudunuzu bile kaybettiniz bölüm geleceğine dair.

Belki de hiç umursamadiniz bile. Bilmiyorum.

Umarım unutmamışsınızdır.

Okunmasa bile bir okuyucunun hikayenin bitirmemi istediğini unutmadım. Bu yüzden hiç olmazsa verdiğim sözü tutmak, hikayeyi bitirmek istiyorum.

Çok uzun zaman alsa bile.

Hadi geçelim o zaman.

Oy ve yorum yapmayı unutmayın aşklarım.. ❤❤❤❤

<•••>

1 hafta sonra

Tamamile boş bir restoranda sadece bir masa süslenip püslenmiş, üzerinde envai çeşit yemekle donatılmıştı. Garsonlar etrafta dört dönüyor, eksik bir şeyin olup olmadığını kontrol ediyorlardı.

Bazıları sabahtan beri telaş içinde oldukları için oflayıp pufluyor, yorgun olduklarını dile getiriyordu. Herkes bu akşam gelecek olan misafirlerin kimliğini merak ediyordu. Bu kadar hazırlık yapmalarına değseydi bari. Yorgunlukları boşuna olmazdı böylece.

Müdür bile uğramaya bile tenezzül etmediği restoranına gelip, her şeyi en ince ayrıntısına kadar düzenlemişti.

Koskocaman 3 saatin ardından nihayet her şey hazırdı. Geriye sadece misafirlerin gelmesi bekleniyordu.

Kır saçlı, yaşlı müdür elindeki telsizden gelen sesle birlikte hemen ayağa kalkıp girişe doğru ilerledi. Misafirler sonunda gelmişti.

Dışarı çıktığında, arka arkaya dizilmiş 4 araca, profesyonel gülümsemesi ile baktı.

İlk araçtan  siyah takım elbiseli, ceket cebinde kırmızı mendil olan, esmer bir adam indi.

Tahmin edersiniz ki, bu adam Vartolu Sadettin’di. Etrafa kısaca bir göz atıp, kardeşinin arabadan çıkmasını bekledi. Selim de Salih’i takip ederek indi araçtan ve restorana doğru ilerlediler.

Onların ardınca Nazım, Emrah ve son olarak da Efsun göründü kapıda. Hepsi sessiz bir şekilde yerine oturdu ve bir birilerini süzmeye başladılar.

Sadettin, Emrah’ı ilk kez görüyordu. Belgelerde okumuştu bilgilerini ama ilk kez karşı karşıya geliyorlardı. Bir baş selamı vererek, Nazım’a döndü.
“Avukat’cım nasılsın canım görüşmeyeli?”

“İyiyim Vartolu, seni sormalı?” dedi gülümseyerek. Gözlerini Selim’e çevirdi. “Yanında yeni yüzler görüyorum.”

Vartolu elini Selimin omuzuna koydu ve bir kaç kez vurdu. “Bu Selim. Benim biraderim. Yardım edecek bize.”

Efsun kaşlarını yukarı kaldırdı. “Senin bir kardeşinin olduğunu bilmiyordum?”

“Vallahi ben de bilmiyordum, Kraliçemiss.” Dedi gülerek. “Hele bundan iki tane daha var.”

Efsun gözlerini şaşkınlıkla açtı. “Ama sen,” Cümlesini tamamlayamamasının sebebi Vartolunun hızla onun sözünü kesmesiydi.

“Sonra konuşalım Efsun. Aile hayatımdan daha önemli meseleler var şu an, değil mi?”

Çukur || Umut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin