4.Ruhun Yarığından Çıkan Gümüş Tüy

35 10 3
                                    

Merhabalar...
Bölüm içinde herhangi bir yazım yanlışı ve buna benzer bir durumla karşılaşırsanız kusura bakmayın...

Herkese iyi okumalar...
İçinizdeki kuşların kanatlarının kırılmasına izin vermeyin. 🕊️

~🌺~

Çünkü denize bulaştım, bunu ellerimin maviliğinden anlıyorum.
Turgut Uyar

4.Ruhun Yarığından Çıkan Gümüş Tüy

Nilüfer - Sen Mühimsin Ferdi Özbeğen - Korkuyorum Roxette - It Must Have Been Love

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Nilüfer - Sen Mühimsin
Ferdi Özbeğen - Korkuyorum
Roxette - It Must Have Been Love

Ruhu yaşlı bir kadındım ben. Hoş vücudumda çok genç sayılmazdı ama içim dışıma göre öyle çürümüştü ki içimdeki çocuğa üzülüyordum. Çürümüş ruhum öyle çok donmuştu ki kokusunu bile alamıyordum ve donmuş ruhumdaki yarıktan hâlâ irin akıyor ve o irin kalbimi mahvediyordu. Bense sadece bakıyordum. Kalbim ölmek üzereydi ve ben bekliyordum, öylece.

Yatağımda sere serpe uzanıyordum. Saçlarım gençliğimdeki gibi değildi. Upuzun, gür, parlak saçlarım artık kısa ve matlaşmıştı. Belimden aşağılara salınan saçlarım omuzlarımın hizasındaydı. Doğrusu Devrim gittiğinden beri uzatmayı hiç düşünmemiştim.

Aklımı daha fazla onunla doldurup ağlama krizine girmeden kalktım yataktan. Odamın içinde bulunan boy aynasına doğru yürümeye başladım. Aynaya baktığımda gördüğüm kız hâlâ on dokuz yaşındaydı, Devrim’in benden gittiği yaştaydı.

 
Aynada kendime bakarken dikkatimi zayıflığım çekti. Saniye Sultan sağ olsaydı söylenip dururdu bu hâllerime. Fakat gerçekten o kadar zayıfım ki her an bir yerim kırılacak gibi duruyordu, sanki kırılacak yerim kalmış gibi. Gözlerim daha sonra ellerime kaydı, sağ elimde üç küçük benim solmak üzere gibi duruyordu, sol elimdeki yara izi kendini bana her defasında hatırlatıyordu. Devrim’i korumak için aldığım bir yaraydı ve hiç son bulmamıştı. Ben onu korumak için onca yara alırken o...

Ellerim yüzüme gitti yavaşça, gözlerimi aynaya çevirmiştim. Bende her şey değişmişti, hayatımdaki herkes değişmişti. Onunla beraber çoğu kişiyi de art arda kaybetmiştim. O zamanlar yanan canıma kimseler can suyu serpememişti. Herkes acısını atlatmaya o kadar odaklanmışlardı ki ben kime neye yetişeceğimi bilememişim. En çok kendime yetemeyişimi o yaşlarda görememiştim.

Bakışlarım aynada asılı dururken yansımam karşımda diz çöktü, on dokuz yaşımın acısını yaşayamamak bir yana çocukluğumda açtığım mezarlığıma her yaşımı alıp onu almayışım her şeyi diri tutuyordu. Onu da gömersem, O’nu unuturdum. Ben unutmak istemiyordum ki. Ben O’nu yaşatmak istiyordum, içimde.

AMBER KUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin