"Hayat biter Umay, önemli olan yaşarken neyin bittiği."
Kazım Koyuncu
2.Maleun
Maywood - Since I Met You
Nilüfer - Mor Menekşe
Kayahan - GecelerŞu an kaç yaşındayım?
Olayların üstünden kaç yıl geçmişti?
Yirmi sekiz... Koskoca yirmi sekiz yıl.
Okyanus'um, sensiz tam yirmi sekiz yıl.Kırk yedi yaşındayım. Yıllardan 2020...
Canımın en derin parçası, bugün yine 8 Ekim...
Seni ilk gördüğüm gün.Biliyor musun? O 90'lı seneleri hiç görmek istemezdim.
Biliyor musun? O 90'lı senelerin başları, benim en güzeller yıllarımdı.
Ben o günden sonra bir daha sana güldüğüm gibi gülemedim.Laenatan, lanet.
Söylesene, ben bir lanet miydim? Ben bir lanetin ilk tohumu muydum? Neden çevremde kim bana yaklaşsa gidiyordu? Sevilmek neden çok görülüyordu ki bana? Ya da sevdiğim herkes gitmek zorundaydı, değil mi?
Seneler önce açmaya kıyamadığım o defter şimdi ellerimin arasında. Sırlarla örülü olan bu kağıtları eğer daha önce okusaydım, seni bırakmazdım. Bilseydim, ah bilseydim, izin vermezdim. Seni bu kadar acıtmalarına izin vermezdim.
Maleun, lanetli.
Lanetli defter... Üvey olan ama bir o kadar da canımdan olan Yağmur annemin bana yaptığı en güzel iyiliği ben bir lanete dönüştürmüştüm. Her şey o kadar netti ki ama ben o kadar kördüm ki sanki, herkes doğru söylüyordu ama bir o yalancıydı. En büyük doğrumu en büyük yanlışa çeviren bendim.
Ne kadar aptaldım!
Ne kadar toydum!
Sadece on dokuz yaşındaydım.Ama seni o ilk gördüğüm gün... Gözlerine ilk baktığım gün...
8 Ekim 1990...
O gün ben on yedi yaşında, ela gözleri az da olsa parlayan, asıl cehennemini yaşamamış liseli genç bir kızdım.
~🌺~
8 Ekim 1990
Yüreğimi yakan çok fazla şey görmüştüm. Ne doya doya çocukluğumu yaşamıştım ne de şu sıralar herkesin yaşadığı ergenliği. Sadece iki şey istiyordum hayattan, biraz daha nefes alıp günü geldiğinde gitmek ve o gün gelip de ben gidene kadar kimsenin benden gitmemesi... Bencildim belki de ama hayır, sadece o kadar yaralıydım ki giden bir kişiyi bile kaldıramazdı ruhum. Daha doğmadan kayıplar veren biriydim ben, elimden alınan her şey yavaş yavaş canımı da alıyordu benim.
On yedimdeydim. Daha gidecek upuzun yollarım var değil mi? Nedendir bilmem ama ben o yolları kan revan içinde yürüyeceğimi hissediyordum. Her bir adımımda üşürken nasıl yanacağımı biliyordum aslında. Evet, biliyordum ve o zamanı bekliyordum.
Ben Umay,
Ela Umay Gündoğdu.Bu ismi rahminde yuva yaptığım kadın bana vermedi. Ya da beni kollarına alıp almadığını bile bilmediğim adam, babam. İsmimin biri beş diğeri yedi yaşında verildi, birisi doktor diğeri de bana göre bir melek tarafından. Yağmur annem. Keşke beni daha önce bulsaymış dediğim, melek annem.
Gül Yağmur Gündoğdu.
Hayatımda tanıdığım en nahif, temiz, güler yüzlü kadındı. Onu da kaybettim. Güzeller güzeli çiçeğimi ölüm aldı benden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMBER KUŞU
Teen Fiction"Sanırım benim kalbim bir zamanlar Mekke gibiydi. Beş yaşıma kadar, çocukken. Günahsızken. O zamanları hatırlamasam da sanki huzurluymuşum gibi hissediyorum. Masumluğumun tadını çıkartmaya çalıştığım zamanlarda Mekke'min Kâbe-i Muazzama'sında tavaf...